Cami, toplumdan bedava geçinen her hafta kan emen tek hücreli gibi algılanmasının önüne geçilmelidir. Bunun için öncelikle, toplumun bu mekanlardan ne beklediğini iyi analiz etmeli ve net hedefler koymalıyız. Bu hedefler, camilerin hem ibadet alanı hem de sosyal dayanışma, eğitim ve kültürel etkileşim alanı olarak yeniden yapılandırılmasıdır. Mahallelerdeki camiler, sadece ibadet için toplanılan değil; aynı zamanda gençlerin, yaşlıların, kadınların ve çocukların bir araya gelerek sosyalleştiği, bilgi alışverişinde bulunduğu, mahallelinin dertlerini paylaşarak çözüm aradığı birer "toplumsal merkez" olmalıdır.
Camilerin etkin hale gelmesi için, her mahallede bir "sosyal sorumluluk platformu" kurularak, topluma katkı sağlayacak projeler geliştirilmeli; ihtiyaç sahiplerine yardım, eğitim programları, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, aile danışmanlıkları gibi çok yönlü destek hizmetleri sunulmalıdır. Din görevlileri ise, toplumla iç içe ve toplumun nabzını tutan liderler haline gelmelidir; bilgiye dayalı, bilinçli ve çağdaş bir yaklaşımla rehberlik yapmaları sağlanmalıdır. Bu görev tanımıyla birlikte din adamları "manevi rehber" sıfatını kazanmalı, toplumsal gelişime aktif katkı sunan örnek bireyler haline getirilmelidir.
Ayrıca, camilerdeki "dernek" yapısı da işlevsel hale getirilmelidir. Her hafta yalnızca bağış toplayan, toplumdan izole bir yapı olmaktan çıkıp; sosyal projeler üreten, mahalle sakinlerini bir araya getiren ve her kesimin fikir alışverişinde bulunabileceği bir alan yaratılmalıdır. Böylece, camiler sadece ibadet edilen yapılar olmaktan çıkıp, toplumsal hayatın her alanına dokunan bir cazibe merkezi haline gelecektir.
Camilerin işlevleri bu yönde değişirse, toplum camileri kendinden bir parça olarak hissedecek ve aidiyet duygusuyla sahiplenecektir. Özetle, camiler sadece ruhani bir mabet değil, aynı zamanda toplumsal bir merkez haline getirilmelidir. Bu şekilde, camiler toplumun kalbi olacak ve mahallelerde dayanışma ruhunu yeniden canlandıracaktır.
Camiler, tarih boyunca toplumun kalbinde yer alan, sosyal yaşamın merkezlerinden biri olarak önemli bir işleve sahip olmuştur. Ancak günümüzde camilerin çoğunlukla yalnızca ibadet mekanı olarak görülmesi ve toplumsal yaşama yeterince katkı sunmayan, ruhsuz yapılar olarak algılanması ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Bu mekanlar, yalnızca namaz vakitlerinde ibadet edilen bir yer olmaktan öteye geçmeli, mahallelerin merkezi haline gelerek her yaştan bireyin sosyal, kültürel ve manevi ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir. Bu kapsamda, camilerin toplumsal fonksiyonunu yeniden ele alarak, cami ve imam kavramlarının içeriklerinin doldurulması ve toplumun ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
Camilerin Toplumsal Fonksiyonlarının Geliştirilmesi
Camiler, mahallelerde toplumsal bir denetim, rehberlik ve yardımlaşma merkezi olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Toplumdaki ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak camilerin; kütüphane, hamam, aşevi gibi hizmetlerle desteklenmesi, çocuk ve gençlere yönelik eğitim ve sosyal etkinliklerin düzenlenmesi gerekmektedir. Bu alanlar, dini ve sosyal dayanışmanın yanı sıra toplumun her kesimine yönelik hizmet sunabilecek mekanlara dönüştürülmelidir.
Toplanma ve Dayanışma Merkezi Olarak Cami:
- Camiler, yalnızca ibadet edilen mescitlerden ibaret kalmamalıdır. Her mahallede, insanların toplanabileceği, sorunlarını paylaşabileceği, yardımlaşabileceği alanlar olarak değerlendirilmeli; düğün, taziye, yardım organizasyonları gibi toplumsal etkinliklerin merkezi olmalıdır.
- Cami çevresinde kütüphaneler, aşevleri, çocuk oyun alanları ve sosyal hizmet birimleri kurularak, toplumun her kesimi için cazibe merkezleri haline getirilebilir.
Aile Danışmanlık Merkezleri ve Eğitim Alanları:
- Camilerin içinde aile danışmanlık merkezleri ve rehberlik hizmetleri sağlanarak, toplumsal birlik ve beraberlik teşvik edilmelidir.
- Gençlerin manevi, psikolojik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla kurslar, seminerler ve çeşitli sosyal faaliyetler düzenlenmelidir.
Din Görevlilerinin Rolü ve İşlevi:
- İmamlar, toplumun manevi rehberleri olmanın ötesinde, güçlü sosyal zekaya sahip, iletişimi kuvvetli, organize etme becerisi yüksek, en az on kişiyi yönetebilecek yetkinlikte bireyler olmalıdır.
- Bu nitelikteki din görevlileri, mahalle halkının güven duyduğu ve saygı gösterdiği, toplumun sosyal ve manevi sorunlarına çözüm üretebilen insanlar olarak kabul görecektir.
Camilerdeki Hizmet Alanlarının Çeşitlendirilmesi ve Modernleştirilmesi
Camilerin manevi görevlerinin yanında, modern toplumun sosyal ihtiyaçlarına yanıt veren alanlar olarak da işlev göstermesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, camilerde toplumun sosyal, kültürel ve eğitim ihtiyaçlarına yönelik farklı birimler kurulmalı, yeni bir işlevsel yapıya kavuşturulmalıdır:
- Çocuk ve Gençlik Merkezleri: Gençlerin sosyal aktivitelerle bir araya geleceği merkezler kurarak onların uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklardan uzak tutulması sağlanmalıdır.
- Toplumsal Yardımlaşma Birimleri: Mahalle halkının sorunlarına çözüm üretebilecek yardım merkezleri ve gönüllü ekipler oluşturulmalıdır.
- Kültürel Etkinlik Alanları: Geleneksel ve modern kültürel etkinlikler için alanlar sağlanarak toplumun her kesimine hitap edilmelidir.
İmam ve Din Görevlilerinin Toplumdaki Rolünün Güçlendirilmesi
İmam ve din görevlileri, sadece ibadet vakitlerinde cemaatle buluşan bireyler olmaktan çıkmalı, toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek, organizasyon yeteneği güçlü bireyler haline gelmelidir. Bu amaç doğrultusunda, imamlar din eğitimi dışında psikoloji, sosyal hizmetler ve rehberlik gibi konularda da eğitilmelidir. Böylece imamlar; toplumun manevi liderleri, danışmanları ve sosyal sorunlara çözüm üreten liderler haline gelebilecektir.
İmamlık Kavramının Yeniden Tanımlanması:
- "Din adamı" tanımı yerine, toplumun her alanında fayda sağlayacak, bilgilendirici, yol gösterici ve çözüm üretebilen bireylerin bulunduğu bir yapı geliştirilmelidir.
- İmamlar, mahalledeki her türlü sosyal faaliyeti yürütebilecek, toplumsal olaylara hızlı yanıt verebilecek yetkinlikte olmalıdır.
Eğitimli ve Yetkin Din Görevlileri:
- İmamlar, toplumsal iletişim, aile rehberliği, gençlere yönelik manevi rehberlik konularında eğitilmeli ve bu alanlarda destek sağlamalıdır.
- Böylece camiler, sadece ibadet mekanları olmaktan çıkarak her kesimden insanın başvurduğu, güven duyduğu birer danışma ve toplumsal kontrol merkezi haline gelir.
Camilerde Güvenin Yeniden Tesisi:
- Camilerdeki din görevlilerinin güvenilir, liyakatli ve toplumun tüm kesimleriyle iletişim kurabilen bireyler olması sağlanarak, bu mekanların toplumda hak ettiği saygı ve güvene kavuşması hedeflenmelidir.
Camilerin İyileştirilmesi ve Toplumsal Yaşama Entegre Edilmesi için Yapılacaklar
Camilerin ve imamların yukarıda bahsedilen rol ve sorumlulukları yerine getirebilmesi için kapsamlı bir düzenleme ve yenilenme sürecine ihtiyaç vardır. Bu amaç doğrultusunda şu adımlar atılmalıdır:
Yasal Düzenlemeler ve Yapısal Reformlar:
- Camilerde sosyal hizmet birimleri kurulması ve bu hizmetlerin kalıcı hale gelmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı iş birliğinde mahalle bazlı sosyal hizmet birimleri oluşturulmalıdır.
Toplumsal Fonksiyonları Geliştiren Proje ve Uygulamalar:
- Camilerin toplumla daha fazla bütünleşmesini sağlayacak projeler geliştirilerek; aşevi, kütüphane, spor salonu gibi sosyal ihtiyaçlara cevap veren hizmet birimleri oluşturulmalıdır.
- Tarihteki Sütçü İmam, Nene Hatun gibi toplumsal kahramanların camilerde örgütlenerek toplum yararına faaliyetlerde bulunduğu örneklerden ilham alınarak, bu ruh yeniden canlandırılabilir.
Kapsamlı Eğitim ve Farkındalık Programları:
- İmamların rolünü genişletmek amacıyla geniş kapsamlı bir eğitim programı düzenlenmelidir. Bu eğitim programlarında sosyal zekâ, iletişim becerileri, kriz yönetimi ve toplumsal liderlik gibi konulara ağırlık verilmelidir.
Toplumun Her Kesimi İçin Erişilebilir ve Çekici Mekanlar:
- Cami ve çevresi; çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar gibi toplumun farklı kesimleri için erişilebilir, çekici ve çok amaçlı alanlar haline getirilmelidir. Bu amaç doğrultusunda camilerin her kesime hitap eden bir mimariye kavuşturulması sağlanabilir.
Toplumun Kalbi Olarak Camiler
Bu öneriler doğrultusunda camiler, toplumun sosyal, kültürel ve manevi merkezleri olarak yeniden inşa edilebilir. Camilerin ruh kazanması ve toplumsal yaşama daha aktif katkı sağlaması, toplumsal dayanışmanın artmasına, mahallelerde güven ortamının tesis edilmesine ve sosyal sorunların daha hızlı çözümlenmesine vesile olacaktır. Camiler ve din görevlileri, tarih boyunca olduğu gibi, toplumun kalbinde yer alarak mahalle yaşamına yön verebilir ve toplumsal hayatın temel taşlarından biri haline gelebilir. Bu süreçte ideolojik ve dini baskılardan uzak, toplumun ihtiyaçlarını gözeten bir yaklaşım benimsenmelidir.
Camilerimizin, sadece ibadet yapılan yerler değil; dayanışma, yardımlaşma, rehberlik ve eğitim sağlayan, toplumun tüm kesimlerini kucaklayan mekanlar haline gelmesi, ülkemizdeki sosyal bütünlüğü ve toplumsal barışı güçlendirecektir.
Bahadır Hataylı/29.10.2024/Sancaktepe/İST