Bu iktidar bu
topluma beş numara büyük geliyormuş, peki adama sormazlar mı, be hey adam beş
numara büyük olan mallarını neden bu pazarda satışa sundun, senin bu pazarda
müşterin yok ki diye? Beş numara büyük gelen bu halk, bu iktidarı 11 yıldır
iktidara getiriyor, yalaka lügatinden seçtiğim sözcüklere baktığımda tüm
kelimelerin anlamı aynı tanımı veriyor. Beş numara büyük, bende o zaman
soruyorum yahu arkadaşlar ayağınıza beş numara büyük olan bir ayakkabı ile
lapur lupur gezmekten zevk mi alıyorsunuz ve yahutta bedenine giydiğin bu
elbise sana çok bol geliyor, kemerinde yok neyle tutturacaksın, birisinin
üzerine tam cuk diye oturmuş, bir sorun ona o da bu toplumda olmasına rağmen
beş numara büyük olan o iktidarı nasıl cuk diye oturtabildi.
Herkesin harcı
değil onu becerebilmek, bööööööyük adam olacaksın, sonra TVlerde yaptığın
açıklamalar gündem oluşturacak, o zaman görürsün, tam beş numaranın içine girersin.
Kimseyi de hakkında konuşturmazsın, yine beceremediniz şu bedeninizi nasıl kullanacağınızı,
sizin için özel eğiticiler mi tutalım ellerinde flamalı bayraklı olan…(!)
Reyhanlı’dan
başladı maraton, bakalım nerede sonlandırılır, kimse bilmiyor, kaç metrelik bir
maratonda koştuğumuzu, ancak herkes kendince bir şeyler yazıp çiziyor benim gibi.
Bir kaç gündür bir bilge ne hikmetse, öyle laflar ediyor ki, sanki koşuyu
tertipleme kurulunda kendisi varmış gibi, maratonda bulunanların koşmalarından
memnun değil gibi görünüyor ve tüm koşucuları suçlayarak bir yerlere varmaya çalışıyor…
Bu bilge öyle laflar ediyor ki, bizim koşucuların, Nazi koşucularından daha
beceriksiz olduklarını, oysa onların tecrübelerinden yararlanarak kendilerine
yeninaziciler ismini vermelerine rağmen bu işi o kadarda ustaca yapmadıklarını söylüyordu.
Maraton dışında koşmalarına rağmen koşuyu maratonda tamamladıklarını iddia ediyordu.
Ben de açtım kulaklarımı bu bilge her zaman ele geçmez iyi kulak verelim diye,
kulaklarımı dört açtım dinlemek için…
Ama ne yazık ki,
bu bilge ayaklarınızdaki bu beş numara büyük ayakkabı ile maratonu tamamlamanızın
mümkün olmadığını size anlatmasına rağmen dinlemek istemediniz. Yine beni zor
durumda bıraktınız o bilgenin sözlerini yorumlamak ve size anlatmak yine bana kaldı.
Yoruldum artık size tercüme yapmaktan, bunun karşılığı olarak bana kimse bööööyük
mütercim falan da demiyor, bir yerlerden cülus bahşişleri de gelmiyor, ama o
bilgeye bööööööööyük gazeteci diyorlar, bahşişi kimden ne kadar alıyor ya da
almıyor mu bilmiyorum, valla bilmediğim bir konuda konuşmakta ayıp olur. Ama
benden daha rahat bir yaşam sürdüğü kesin, neden çünkü adam bilge, üstelik çok
bööööyük gazeteci neredeyse birlerini geçecek böyüklükte.
Bilge Reyhanlıda
bayağı ciddi araştırmalarda bulunmuş ve gözlemleri o kadar önemli ki, o yük
benim sırtıma ağır geldi taşıyamaz hale geldiğim için konuşmaya başladım, yoksa
ne yapayım; bilgeleri ben severim, ancak eğilip yerden mıknatısla bulgu
toplayanlardan hiç hoşlanmam. Ancak son dönemin bilgelerinin ellerindeki
mıknatıslar o kadar kuvvetli ki, Aristo dönemindeki kök hücrelerini bile
çekmeye başladı. Toplumların genetik dokusu hakkında bile bilgi sahibi olabiliyorsunuz.
İşte bu bilge o kadar çok bulgu ele geçirmiş ki, bizim genetik dokumuzla Alman Nazileri
arasında çok benzerlik olduğunu, hatta onları bile geçtiğimizi iddia ediyor,
yani aşılama yöntemiyle kök hücreleri başka bir yapıya naklettiğinizde daha
kuvvetli etkiye sahip olduğunu söyledi. Nasıl mı, elde ettiği doneler tamamıyla
bu yöndeymiş, yakında bilgeliği bırakıp canlıların tasnifini yapan ikinci muallim
olmaya karar vermiş. Ey halkım kendinizle övünmeyin laboratuar ortamlarını bile
işgal ettiniz yazıklar olsun size…(!)
Yaşınız ermez
benim söylediklerimi anlamaya(!) beş numara büyürseniz o zaman daha iyi anlarsınız,
bu beş numaranın ehemmiyetini. Beş numara küçük olduğunuzdan %68 leri gözünüzü
kırpmadan harcadınız. Bu harcamalar sizi harcadı mı harcamadı mı bilmem ama
kesin suçlu olduğunuzda şüphe yoktur.(!)Hani siz söylerdiniz ben çocukluğum da
çok duymuştum sizden, yoksa o deyiminizi de mi başkalarına çaldırdınız? “Adama
bak ya hem vuruyor ham de bağırıyor” derdiniz. İşte bu gün sizin yerinize size
yumruğu çakanların bağırma günü, bunu anladığımız da beş numara büyük gelen
ayakkabı ayağınızda bazı yaralar açtığınızı göreceksiniz ama artık o yaraları
iyileştirecek dermatologlar olmayacağı için, kendi acılarınıza yanarken
hayatınızın mersiyesini de kendiniz söyleyeceksiniz… Ben de bayağı mersiye
söyleyenleri gördüğümden artık etkilenmiyorum, çünkü Karadeniz havasını çok seviyorum,
bir kolbastı çıkmış ki, sormayın gitsin, her yerde onu oynuyorum. Hem rahatlıyorum,
hem de tekmelemek istediklerime vuruyormuş gibi yeri tekmelediğimden içimdeki Neonazi
duyguları böyle atıyorum, siz de isterseniz biraz benim gibi yapın da şu
bilgelere fazla sermaye vermeyin…
Beş numara
büyümek istiyorsanız dediklerime dikkat edin ama sakın ola ki, yerden bir
şeyler alayım derken eğilip de omurganızı zedelemeyin. Omurgasız kalırsanız
yerde sürünmeye mahkum olusunuz o zaman da adınız çıkar omurgasıza, böyle bir
isimle anılmaktansa, hiç yaşamamış olup gitmeyi tercih etmenizi isterim. Benim
memleketimin insanın bu onura sahip olduğuna inanıyorum. Siz Amik ovasının
toprağı kadar merhametlisiniz, tüm dünyaya yetecek yiyecekleri yetiştiren bir
kudretle Müşerrefleşmişsiniz, bu şerefinizi korumayı bilirsiniz, mazlum ve
mahrumları bağrınıza basmak sizin şiarınızdır, ancak şunu çok iyi bilirim siz
ne zalimlik yaparsınız ne de azlime arka çıkarsınız… Bunu anlamayanlar sizi beş
numara küçültse de siz kafanıza takmayınız. Biz,”bir ağaç gibi tek ve hür ve
bir orman gibi kardeşçe yaşamasını biliriz bu sevda bizim…”
16.05.2013(08.20-09.45)
Çengelköy/İST
SOSYOLOG-EROL
KEKEÇ