Bu satırları yazarken yüreğimde sönmeyen bir ateş var. Gözlerimde, mazlumların ahlarıyla aydınlanan bir umut. Kısacık ömrümü, basit bir yaşanmışlıkla harcayamam; ruhum, madde ve eşyanın sınırlarını çoktan aşmış bir özgürlüğün kıvılcımıyla yanıyor. Hayatımda taşıdığım sorumluluk, sıradan bir yolcunun yükü değil; ben mücadeleyle, ateşle, sınavlarla yan yana yürüdüm hep. Karanlık bir dünyaya teslim olmaktansa, ışığımı son nefesime kadar taşımaya yeminliyim.
Ey bu devrin zalim tüccarları! Siz ki insanlığın değerlerini pazarlık konusu edenler, sizden hiçbir ışık beklemem. Yollarınız kaygan, menfaatleriniz çıkmaz sokak. Kendi yolumu, yüreğimdeki özlemi büyüterek adım adım yürümekten başka seçeneğim yok. Çilekeş yoldaşlarla omuz omuza, her anın kıymetini bilerek yürümek için kararlıyım.
Bu yolda her adım bir sınav, her nefes bir mücadele. Yoldaşlarım azalabilir, yollar mayınlarla dolu olabilir, ama ben yürümeye devam edeceğim. Yüreğimdeki ateş, dışarıdan körüklenen bir alev değil; içimden yükselen, her gün beni daha fazla ısıtan bir ateştir. Her patlama, her mücadele beni daha da güçlendiriyor. Bu ateş, dışardan gelen bir yangın değil; içimdeki hakikat için yanıyorum. Kalbimdeki volkanlar patladıkça, daha da güçleniyorum. Dışarıya sığmıyorum, kabım taşmak üzere.
Ey zaman! Hakkın yolunda, dikenli yollara aldırmadan yürümeye yemin ettim. İnsanların kınamaları, alayları beni durduramaz. Bu yolda asla geri adım atmayacağım, kalbimdeki inancı her sabah yeniden tasdik ederek yürüyorum. Herkes uyusa da, herkes kör olsa da, ben hakikatin ışığında yol alıyorum. Kalbimdeki iyilik, sahtekârlığın, nifakın köklerini söküp atacak kadar güçlü bir silah.
Biliyorum, her gün biraz daha kınıyorlar beni. Ancak ben, onların kınamalarına inat, kalbimdeki ışığı söndürmemeye ant içtim. Hayatımı maddeye, dünya nimetlerine teslim etmektense, kalbimde taşıdığım ahlaka, imana, sadakate sarılarak yaşamayı seçtim. Zamanın karanlığına, karamsarlığına inat, her an kalbimde iyilik ve doğruluk için mücadele eden bir askerim ben.
Gökyüzünde süzülen sığırcıklar, sonsuzluğa özlem duyan turnalar! Ben de bir yolcuyum, ama bu yolda kimsenin ayak izini takip etmiyorum. Kendi izimi, kendi adımlarımı atıyorum. Kendi yolumu bulurken, umutlarım içimde patlayan volkanlar gibi büyüyor. Bu umutlar, dışardan alınan bir umut değil, içimde fışkıran bir kaynaktır. Her gün daha da büyüyor, her adımımda içimden taşarak büyümek istiyor.
Yalvarırım, Rabbim! Senin yolunda yürürken, bana sabır ve metanet ver. İlahların tasallutunu reddettim, emperyalizmin tuzaklarına mayın döşedim, şeytanın oyunlarını sana havale ettim. Dünyanın maddi isteklerini, arzularını kalbimden söküp atmak için savaşıyorum. Kanlarımın yeryüzüne dağılarak insanlığın dirilişine vesile olmayan, basit bir ölüm olmasını istemiyorum. Şehadeti istiyorum, Şehadet, bir ödüldür, layık olana verilen. Ben de o ödüle layık olabilmek için mücadele ediyorum.
Benim için şehadet, sadece kanla yazılan bir destan değil; insanlığın dirilişine ışık tutacak bir rehberdir. Bu yolda yürürken, tatmin olmayı değil, mutmain olmayı dileyen biriyim. Hayatımın her anında, insanlara sunulan sahte tatminleri reddediyor, hakikatin peşinden koşuyorum. Dünya beni tatmin etmiyor; benim kalbimdeki huzur, bu dünyanın ötesinde, sonsuz bir hakikate ulaşmakla mümkün.
Ey zamana tanıklık edenler! Ben kararımı verdim, gidiyorum. Yalnızım, ama yalnızlık korkutmuyor beni. Allah’tan başka kimsem yok, ama O’nun yolunda yürümeye kararlıyım. Zamanın diliyle, yüreklerin yeniden dirilmesi için haykırıyorum: Diriliş anı geldi! Uyuyanlara, zulme boyun eğenlere, kalpleri taşlaşmış olanlara, sesleniyorum: Uyanın! Çünkü ben, bu yolun yolcusuyum ve kararımı verdim.
Rabbim, bu dünyada mazlumların, kimsesizlerin ahları beni yakıyor. Gözlerim, onların acılarına tanıklık ediyor. Bu acılar, insanlığın onuru için mücadele etmemi emrediyor bana. Bu dünyanın zalimlerine karşı savaşmaya, son nefesime kadar, zalimlerle mücadele etmeye yemin ettim. Rabbim, yeryüzünde hüküm senin olana kadar, bu yolumdan sapmadan yürümeme yardım et.
Ey zaman! Ben söz verdim; Rabbimden başka hiçbir isteğim, hiçbir arzum olmayacak. Hayatımda hakikatten sapmadan, yalana bulaşmadan, amipsel bir hayata teslim olmadan yaşayacağıma dair ant içtim. Böylesi büyük bir sözün altında, her gün yeniden güç bulmak için, Rabbimden yardım diliyorum. Sabır, metanet ve inançla, bu yolun sonuna kadar yürümek için dua ediyorum.
Ve bil ki, Rabbim; bu yolda yürürken, asla geri adım atmayacağım.
Erol Kekeç/Şubat-1995/Elazığ