Bu Blogda Ara

22 Temmuz 2013 Pazartesi

VEDA FERMANI (VEDA HUTBESİNDEN GELEN SES)-1


VEDA FERMANI (VEDA HUTBESİNDEN GELEN SES)-1
“De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” Âl-i İmran/31
Herkes Allah’ı sevdiğini ve kesinlikle Allah dendiği zaman kalplerinin yerinden sökülecekmiş gibi olduğunu söyler durur. Ancak bu konularda insanın ne kadar samimi olup olmadığını kendisine göstermek için rabbimiz bir ayetiyle hemen bize samimiyetimizi test etmemizi ister. “De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” Al-i İmran/31
Resule uymaktan bahsediyoruz,yanlış anlaşılmasın,ne üstatlardan ne din bezirgânlarından,ne gücüne tapanlardan,ne Karunlardan,ne de belamlardan söz etmiyoruz.Bu mesaj gayet net,”Ey Resulüm,onlara de ki,bana uyun da bilelim söyledikleriniz de ne kadar samimisiniz.
"Ey insanlar! 
“Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. 
İnsanlar! Bugünleriniz nasıl  mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.”
Bu günlerinizin nasıl mukaddes olduğuna inanıyorsanız, canlarınız ve mallarınız da mukaddestir. Namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.
Sadece Müslümanların canı, malı ve namusu mukaddes değildir, tüm insanların bu değerleri mukaddestir ve hiçbir tecavüze uğramaz korunmuştur. Görüyor musunuz, korunacaktır, demiyor Allah’ın elçisi, korunmuştur diyor…
Ey insanlar, sizlerin bu değerlerini korumayan yöneticileriniz, hiçbir gerekçeye sarılma hakkına sahip değildir. Sadece yapması gerekeni yapmadığı için Allah’tan tevbe ve af dilemesi gerekir…
Hiçbir gerekçe, bir canlının hayatına son vermeyi haklı kılmaz, çünkü sizin canınız mukaddestir. Mekke, nasıl ki kutsal ve mukaddes bir şehir olduğu için, oraya gidip yüzümü sürebilseydim diyorsunuz, bir hayatta böyle kutsaldır… Bir hayatın sonlandırılmasına göz yumacak kadar hakikate gözlerini kapayanlar, asla bu ramazanın, gelecek olan kadir gecesinin ve Allah’ın evi Kâbe ve şehirlerin anası Mekke’nin mukaddesatından söz etmesin…
Sizin yaşamınızla aynılaşmayan farklılıkların mukaddesatını yok saymak, Allah Resulü’nün yoluna uymadığınızın kanıtıdır. Peki, sormazlar mı, adama be hey adam, hani sen Allah’ı sevdiğini iddia ediyordun, o iddianın hakikat olduğuna inanmamız için, Allah’ın elçisinin yoluna uy ki bilelim Allah’ın seni sevdiğini…
Ey insanlar! Birinin hayatı, malı ve namusu kutsaldır ve her türlü tecavüzden korunmuştur. Birinin hayatını yok etmek, malını talan etmek ve namusuna göz dikmek insanlığın yok olduğu andır…
Toplumda yaşanabilecek her türlü olumsuzluklar, bu olumsuzlukları ortadan sulh ile kaldırmakla görevli yönetim erkinin yaptığı yanlışları meşru kılmaz. Canlarınız, mallarınız ve namusunuz kutsaldır, her türlü tecavüzden korunmuştur… Bu kutsallığı yok etmeye çalışanlar, şunu bilsinler ki, Kâbe’nin duvarını yıkmaktalar, ramazanı katletmekteler, Leyle tül kadr-i hayattan silip yerine Haccac’ın günlerini koymaktalar…
Ey insanlar! Bu fermana uymayanlar şunu iyice bilsin ki, Resullün yolunu        tahrip edenleri, Allah asla sevmez ve onların dağınık işlerini düzeltmez…
Bu mübarek aya ulaşmadan önce yaşanan toplumsal kaostaki yanlışlıkları, Müslüman olarak savunmak ve olanlara bir gerekçe uydurmak, Resulullah’ın bu veda hutbesinde yapmamızı istediği davranışların kıyısından köşesinden geçmemektir…
Be hey insan! Tüm bu olanlara rağmen sen, Allah’ı sevdiğini iddia ediyorsun, o zaman Resule uy ki, Allah’ta seni sevsin… Yoksa nasıl sonlanır bu hayat bilemem.
“Ashabım! 
Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O'da sizi yaptıklarınızdan  dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar, bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.”
Sakın ola ki, benden sonra cahiliye adetlerine tekrar dönerek birbirinizin boynunu vurmayasınız… Sizleri yanlışa sürüklemek için şeytan aranızda cirit atmaktadır, Şeytanın bu tuzaklarını alaşağı edebilmenizin yolu Rahman’ı anmaktan geçer.”…Kim ki, Rahmanın zikrinden yüz çevirirse bilsin ki, biz ona yanından hiç ayrılmayacak bir şeytanı ona musallat ederiz, o şeytan da ona kabuk gibi birleşir, geçmişini ve geleceğini ona güzel gösterir, o ateşle karşılaşınca arkadaşına şöyle seslenir, vay sen ne kötü bir dostmuşsun, keşke seninle benim aramda doğu ile batı arası kadar bir mesafe olsaydı…”
Bunlara uymak kaçınılmazdır, dikkate almamak yok olmaktır. Dost sandıklarımız bizi şişirerek ateşe yuvarlamadan, aklı idrakle hakikati bir görelim ve şeytanın tuzaklarından beri olalım, yoksa cahiliye kalıntıları bizi kuşatır da, ardından Allah’ın huzuruna vardığımızda sen ne kötü bir dostmuşsun dememizin bir faydası olmaz…
Ashabım! 
Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir. Lakin  anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız.
Ribanın her türlüsü kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz amcam Abbas’ın faizidir. Ey insan! İlk kaldırdığım faiz de sizi yıllardır ticaret adı altında, hülle yaparak kar payı olarak sizi soyup soğana çevirenlerin faizidir, diyebilecek miyiz? Yoksa faiz lobisi olarak dillere hoş gelenleri anlatarak, Süleyman çelebinin yazdığı gibi bir methiye de biz mi yazacağız?
Ne kimseye zulmediniz ne de zulme uğrayınız… Hiç biri de mıntıkanıza uğramasın, siz adaletin havarileri olmak zorundasınız. Faiz lobisi ifadesiyle bu insanlar sadece verilmek istenen mesaj dışında bir şey anlamıyor, ben de diyorum ki, faiz lobisinin her türlüsünü çekinmeden ve sakından telin edelim ki, kimse yaşamı tahrip ederek çukasını insanların sırtından doldurmasın… Çünkü Allah böyle hükmetmiştir.
Allah ve resulüne savaş ilan edilmiş bir kazancın ne kar payı olur ne de faizi, hepsi ribanın kapsamında olduğunu ve hepsiyle mücadelenin kaçınılmaz olduğunu anlatmazsak, Allah’ın hükmüne uymadığımızdan, hem başkalarına zulmederiz, hem de zulme uğrayanlardan oluruz…
Neden böyle yapmamız gerekir diye fazlaca kendimizi yormaya gerek yoktur. Allah’ı seviyorsak Resule uyalım, o da diyor ki, çünkü Allah böyle buyurmuştur…
“Ashabım! 
Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nın kan davasıdır.”
Cahiliyeden gelen adetlerin hepsi ayakların altına alınmıştır,”Kınayıcıların kınamasından korkmadan hareket etmek sizlerin şiarı olmalıdır.”Kan davaları adı altında bu topraklarda yıllardır, babasız akrabasız garibanların olduğuna hepimiz şahidiz. Hangi köşeden geleceği belli olmayan mermilerin kurbanı olmaktan sakınan insanları, paranoyak yaşamaktan kurtarıp, sakin ve huzurlu yaşayacakları ortamlar oluşturmak sizin görevinizdir,”Kısasta hayat var” derken Rabbimiz boşuna söylemiyor. İşte bu ölümlerin son bulması ve gelenek haline gelen ölümlerin yok edilmesi için, bunun yolunu bizlere göstermektedir. İslam o kadar hassas ki, öldürülen kişinin yakını, katili af ederse, bu dünyadaki cezası kalkıyor ancak Allah katındaki Allah’ın yanındadır.
Eğer bir olumsuzluğun ortadan kalkmasını istiyorsanız, öncelikle size yapılan olumsuzlukları bağışlamasını bileceksiniz ki, insanlar sizin dediklerinize itibar etsin. Bu sözlerle Allah’ın Resulü öncelikle kendi yakını olan bir kan davasını ortadan kaldırmaktadır. Peki, soruyorum size bu elçi Muhammed’ül- Emin olmayacakta ben mi olacağım. Bunu anladığımız gün hayatla tanışacağız.”…Kısasta hayat vardır…”nedenini sormayın, çünkü Allah böyle buyurmuştur…
“De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” Al-i İmran/31
SOSYOLOG-EROL KEKEÇ
21.07.2013 (18.20-19.40)
ÇENGELKÖY/İST



"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!