Bu Blogda Ara

27 Mayıs 2021 Perşembe

RUTİNE ÇOMAK SOKANLAR OLMALI MI?

İnsanların bilinçaltı biriktirdikleri ile ortaya koyduğu yaşam arasında doğrudan bir ilişkinin olduğu muhakkak. Bunu dikkate almadan hangi insan nasıl bir makamda olursa olsun, onları anlamak istediğiniz zaman doğru bir sonuca ulaşamazsınız. Son dönemde ülke gündeminin sınırlarını aşarak dış işlerini ilgilendirecek düzeyde yansıma yapan, mafya hesaplaşması olarak mı kabul edersiniz nasıl bakarsanız bakınız, gündemi de bu doğrultuda ele alıp değerlendirmek gerekir. Ancak Kişinin yaşamıyla ilgili değerlendirmeyi bu yönüyle ele alsanız da toplumsal yaşamda oluşturduğu etkiyi ise sosyolojik gerçekliği dikkate alarak ancak değerlendirebilirsiniz.

Sedat Peker’in kişiliği üzerinde fazla durmayacağım, kendisine münhasır bir karakter barındırmaktadır. Her ne kadar pervasız ve her şeyi yakabilecek kadar cesur bir görüntü ortaya koyuyor gibi olsa da her konuşmasının sonunda bir virgülle hesap kitap ve Allah’tan bahsetmesi içindeki tedirginliği ve ürkekliği de ortaya koymaktadır. Peker’in Mafya babası olarak bilinen yönünü bir tarafa bırakırsak ince bir ruh ve kendisinin de bir gün hesaba çekileceğini dikkate alarak konuşuyor yani ince eleyip sık dokumaktadır. Sınırsız bir özgüveni olmasına rağmen sınırsız bir davranış şekli ortaya koymuyor. Bu tarz davranış içinde görülmesi, onu izleyen ve dinleyenlerin kafasında kendisine meşruiyet zemini oluşturmaktadır. Her ne kadar bazıları beni organize suç örgütü gibi göstermeye çalışsa da, aslında ben meşru olmayan ve kimsenin onaylamadığı bir eylemin içinde olmadım. Olduysam da tamamıyla gayri meşru örgütlenmelerin karşısında oldum. Bu durum, resmi bir devlet görevim olmasa da hep devletimle paralel hareket ettim demektedir. Ben devletime karşı son derece saygılıyım hatta karşı karşıya geldiğim bakanı da bakan olarak değil, bakanlık dışı derin hizmetlerde kusur etmemesinden dolayı devlet görevini kötüye kullandığı için böyle davranıyorum iddiasında bulunarak bir görüntü vermektedir. Peker’in bu kontrollü davranışı, onu bir anda milyonların izlediği karakter durumuna getirdi. Bu yaklaşım ve yayınladığı videolarda verdiği görüntü bir anlamda herkesin zihninde temkinli yaklaşılan ve insanlar için tehlikeli olarak bilinen suç örgütleri de bir anlamda daha yumuşak bir geçişe sahne oldu. Peker, bu videolarla mesajını verdiğini düşünmekteyim. Hem Devlet dışı resmi olmayan oluşumlarda, insanların toplumsal sorunlarına çözüm olacak alanlar olabilir, ayrıca bu örgütlenmeler durup dururken olmuyor, devletin açık bıraktığı alanlardan kaynaklı sorunlar oluştuğu zaman bunlarla mücadele etmek için resmi olmasa da meşruiyet temelinde bir örgütlenme yapmak gerekir mesajı neredeyse ciddi bir kitlenin zihninde yer buldu. Konuşma aralarında sürekli, ben yargılandım ama neden diye sorarsanız cevabını vereyim derken, uyuşturucu satıcılarını ortadan kaldırdığım iddiasıyla cinayet zanlısı olarak çok yargılandım oysa bunlardan hep takipsizlik aldım diyor. Yani devletin kurumları benim hakkımdaki suçlamasıyla aslında benim karşı olduğum ve o uğurda da ceza evine girdiğim alanları bana isnat ederek, benim içinde asla olmayacağım bir durumda suç örgütü lideri olduğumu iddia ediyor…Kıymetli dostlarım bunun yorumunu size bırakıyorum diyerek ciddi puanlar topladığını düşünüyorum.

Peker için bu süreç, onun meşruiyet zeminine daha fazla yaklaştığı bir süreç olduğunu düşünüyorum. Geçmişin faili meçhullerini de ortaya koyarak kimler tarafından nerede yapıldığını açıklaması taşları yerinden oynatmışa benziyor. Geçmişteki birçok cinayetin ve karanlık işlerin şahidi olduğunu söylerken, insanların soracağı sorulara karşı da hemen cevabını kendisi veriyor. Neden bu zamana kadar açıklamadın diyeceğinizi biliyorum, ancak siz de içinde olmadığınız halde açıklamadan beklettiğiniz bir olayı içinizde saklayabilirsiniz bu da insani bir yöndür benim de öyledir, şeklinde doğal hale getirerek açıklamaktadır. Yani diyeceğim odur ki, Peker bu konuları çok rahat atlatmaktadır.

Mafya ve çetelerin oluşma ortamlarına baktığımızda durup dururken haydi bir örgüt kuralım ve hiçbir kural gözetmeyelim kendi kurallarımızı kendimiz oluşturalım ve insanlara korku yayalım diye oluşmuyorlar. Siyasal yönetimler, toplumsal ve kültürel ortamların yönlendirmesi, toplumsal dışlanmışlık ve mevcut yaşam alanı içinde bir yer edinememiş olmak, problemleri çözmekle mükellef olan hukuk sisteminin davaları sonuçlandırmadaki sürecin belirsizliği, hukuka karşı oluşan güvensizlik ve kısa zamanda sonuca gitme gibi nedenler bu tür oluşumların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Bu zeminler değiştirilmeden bu oluşumların yok olmasını da düşünemezsiniz. Bunlar kendilerini anlatırken ve başkalarının topluma onları tanımlama şekli iyiliksever, hayır yapan fakir babası, yanlış yapana göz yummayan namus bekçisi gibi övgü dolu sözlerle onlar taltif edilirler. Bir toplumda her ilin bir mülkü amiri olmasına rağmen bu mülkü amirlerden bir elin parmakları kadar kişi için, babacan biri, fakir babası, saygıdeğer biri, insanları düşünen gibi övgülere rastlamazken, neredeyse bu babalar anlatılırken her biri bir efsane gibi anlatılır. Bu da toplumsal ortamda resmi özellikleri olmasa da meşruiyetlerini kazandıklarını göstermektedir. Şehit aileleri bir mafya babası olduğu söylenen yeraltı dünyasının önemli ismiyle bir araya gelmek için, belli bir gün düzenliyor ve oranın mülki amirlerinden daha kalabalık kitleler tarafından karşılanıyorsa, bunlar aslında sosyolojik vaka olarak ele alınması gerekir. Ayrıca siyasal sistemin de kendisiyle yüzleşerek kendisini sorgulaması elzemdir. Aynı mafya lideri birkaç yıl öncesinde şehir şehir mitingler yaparak devletin yanındayım biz devletimizle el ele mücadele ediyoruz imajı verirken devlet hiçbir ses çıkarmıyorsa, bu yaklaşımları nasıl ele almak gerekir. Organize suç örgütü olmak için ne yapmak lazım veya nasıl bir duruş oluşturmak gerekir. Peker Hapisten çıktıktan sonra her yerde önemli iş adamı olarak taktim ediliyor, iktidarın bir bakanı ile atışmalar başlayınca suç örgütü tanımlaması içine giriyor. Bir kavramın tanımı ya da anlattığı gerçekliğin bir kriteri olacak mı? Bunları neden mi soruyorum? Eğer devlet Suç örgütü ifadesini, yapılan eylemler değişmediği halde ortama zamana ve bu faaliyette bulunanların sergilediği duruşun kimin yanında olmasına göre karar veriyorsa, suç örgütü ifadesi ciddiyetten uzak olur. Bir kavramla tanımlanan içerik, faaliyetin kim tarafından ve kimin adına yapıldığına bakılmaksızın herkesi ve her ortamdaki eylemi kuşatacak düzeyde ise, o zaman bu kavramla anlatılan şahsa karşı gösterilen tepkilerin birçok çelişkiyi içinde barındırdığını neden görmekteyiz? Eğer bu tarz açıklama tepki ve uygulamaların önü alınmazsa resmî açıklamaların ciddiyetten uzak olduğuna inanır insanlar.

9. Video olarak izlediğim Peker’in konuşmalarının ciddi bir değişim ve dönüşüm geçirdiğine şahit oldum. Önceki videolarında yaptığı açıklamalar ile 9. Video arasında önemli bir ayrışma vardı. Sanki Peker’in önceki konuşmaları ve sonraki konuşma ile bir hedef gözetilerek açıklamaların yapıldığını düşünmeye başladım. Yani kontrollü bir gürültü gibi geldi bana. Kontrollü gürültü  her zaman bir hedefin gizli tutulmasıyla yapılan bir gürültüdür.9. videoda Peker, kızgınlıklarının kendisini böyle davranmaya sevk ettiğini, hatta geçmişte karşı karşıya geldiği bakan Albayrak arasındaki tersleşmenin sebeplerinin de araya giren ve bundan çıkar devşiren parazitlerden kaynaklandığını, bunlara karşı gayet duyarlı olunmasını, Bakana karşı kendisinde oluşan gerilimlerden dolayı da helallik talebinde bulunarak özür dileyecek açıklamalara varan konuşmaları üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum.Peker,devletin yanındaki duruşunun devam edeceğini, dış güçlerin,  Feto taktiğini uygulayarak eski Fetocuların böyle bir karanlık ortam oluşturduğunu bundan bir an evvel herkesin kurtulması için uyanık olunmasını söylüyor, devletimize karşı dışarıdan gelebilecek olumsuzluklara herkesin hassas ve duyarlı olmasını öğütlüyor.

Yani gördüğüm kadarıyla Suç örgütü ifadesiyle anlatılmak istenen aslında istetme lastik gibi kullanılan bir kavram olduğudur. Devletler normal tekerle yola devam etmekte zorlanıp bir hava kaçağı ve patlama olduğuna inandığında, bu yapılanmaları hemen devreye koyarak kaldığı yerden yoluna devam edebiliyor, ne zaman ki asıl tekeri onardı o zaman istetme lastiğin olumsuzluklarını anlatarak onunla olan bir bağlantısının olmadığını konuşabiliyor. Bu durumlar bizim gibi insanların zihinlerini zorlayarak zihin duvarlarımızı yıkacak duruma geldiğimizde, bir de bakıyorsunuz ortada ne istetme lastik kalıyor ne de sorunlu asıl lastik her şey süt liman haline dönüyor…İşte bu da bize gösteriyor ki tüm bunlar kontrollü gerçekleşen gürültülerdir.

Dün itibarıyla, mafya Bakan arasındaki düelloya bazı politikacılardan gelen destek mesajlarıyla, Peker’in açıklamalarının birbiriyle uyum içinde olması ve üç tane daha video yapacağını, onların da daha çok kendi şahsına yönelik ferdi saldırılardan oluşacağını afişe edeceğini söylemesi bir anda bende düşündüklerimi destekliyor görmem bu tarz oluşumların neden ve niçin var sorularını yeniden sorarak bunlarla ilgili geniş yelpazeli araştırma ve açıklamaları gerekli kıldığını gördüm.

Hukuka kimse yaptırım uygulayamaz ve hukuk bağımsız, cumhuriyet savcıları toplum aleyhine olabilecek her konu hakkında soruşturma başlatır gibi beklentilerimiz de bir anlamda rafa kalkıyor bu tarz ortamlarda. Çünkü istetmeler ve gerçek tekerler nasıl ne zaman kullanılacak bunların ciddi bir tanımlaması yapılamadığı için, Savcılarda da tedirginlik oluşturabiliyor. Bu tedirginliklerden olsa gerek, medyanın bangır bangır bağırarak suç örgütleri şunları şunları yapıyorlar gibi mesajları savcılar tarafından pek dikkate alınmıyor. İşte, bu hengamede bizler de zihinlerimizi arı duru bilgilerle donatmak istiyoruz. Sebebi ise yanlış bir bilgi ve yönlendirmeyle ucu bir daha kapanmayacak açıların oluşmasına sebep olabiliriz endişesini taşıyoruz.

Sükunet durumu hasıl oldu, deniz çarşaf gibi, şimdi tüm gemiler dışarıya odaklanmalı, onun için bu tarz açıklamaların kapsam alanından çıkarak yeni koordinatlar belirlemek her düşünen, idrak eden ve sorumluluk taşıyanların yapması gereken bir eylemdir.

Son olarak diyorum ki hayat boşluk kaldırmıyor, eğer olması gerekenler, olmaması gereken yerlerde havanda su döverlerse, birileri çıkar o havanın içindeki mamulü değiştirmenin kendi görevi olduğunu iddia ederek rutin yaşama bir çomak sokabilir. Rutinlere bazen çomaklar sokulmalı ki, rutinler rutin olmanın ötesinde bir anlamının olduğunu anlayabilsinler…

Selam saygı ve muhabbetlerimle….

Erol KEKEÇ/27.05.2021/10.38


"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!