Budan önce yaptığımız açıklamalarda devletin kutsallığına dokunmanın tehlikeli bir iş olduğunu, ancak kutsallar sorgulanmadan da doğrulara varmanın imkansızlığını anlatmıştık. Bu topraklarda yıllardan beri yaşanan acının temelinde de bu hakikatlerin olduğunu vurgulamış, bunun önüne geçmenin kaçınılmazlığına değinmiştik.
Yakın tarihimize bir göz attığımzda, kırılmaz sandığımız nice kabukların çatırdayarak kırıldığına hepimiz şahit olmaktayız. Bu kabukların kırılmasında başta, Sayın Başbakanımızın kararlı mücadelesinin en önemli faktör olduğunu inkar edemeyiz. Sayın RTE, hiç sorgulanmayan konulara parmak basarak, bunların olmazsa olmazlar olmadığını, toplumdaki yanlış algıların yeniden tanımlanması gerektiğini açık yüreklilikle ortaya koyması ve yıllara damgasını vurmuş devlet geleneği anlayışımızla bunu taçlandırması, toplumumuzun devlet geleneği algını büyük oranda etkiledi. Bu etkilenme ve değişim, devlet ve millet adına olumlu sinyallerin ipuçlarını vermeye başladı.
Hep Hakan çadırından yönetildiğini anlattığımız Türk toplumu, yönetimin en üst makamında bulunan ve çokça değer verilen bir insanın ağzından, halk bu meseleleri duyunca, bu algı değişimi daha bir hızlandı. Toplumun her kesiminden barış ve kardeşlik sesleri yükselmeye başladı. Bu saatten sonra bu sesleri kısmak isteyenlerin, ya da olağan dışı olmadık talepler ileri sürerek süreci baltalamak isteyenlerin baltaları kendi başlarına ineceği muhakkak.
Dikkat ediyor musunuz, devlet kendine gelmeye başladı. Kendini iyi tanıyan ve tanımını yapmaktan korkmayan, başkalarını tanıma cesaretinde bulunabilir. Devlet teröristle görüşür mü diyenlere sesleniyorum:”Devlet güçlü ve kendine güveniyorsa herkesle görüşür.”Ancak yersiz mantık dışı sosyal fobileri olanlar ve kendi meşruiyet sorunlarından endişe edenler, başkalarıyla görüşmelerinde yüzlerindeki maskenin düşme ihtimalinden dolayı kimseyle görüşmeyi düşünmezler. Bu davranışlarının nedenini de toplumun yıllara dayanan sosyal değer algısına dayandırırlar ki, toplumda bir galeyana sebep olabilsinler. Çok şükür ki, bu anlayışların mayası bu toplumda tutmadı. Sayın Başbakanımızla beraber devlet kendi varlığını haykırmaya başladı ve tüm insanların kafalarındaki tabular yıkılmaya başladı.
Devlet bir yerde sorun varsa, o sorunu tespit edip, o sorunun kaynağına ulaşıp o sorunun oluşumuna sebep olan, şahıs ve örgütlerle doğrudan görüşerek, kendi varlığını ve büyüklüğünü kanıtlamış olur. Bunun aksini düşünmek feodal ve basit bir kafaya sahip olduğumuzu gösterir. Bu anlayışa sahip olan ve Milli olduklarını ifade eden insanlara acizane,”Yusuf Has Hacib’in-KUTATGU BİLİG-(Mutluluk veren Bilgi)ve Farabi’nin ,-MEDİNETÜL-FAZILA’SINI(Erdemli Toplum ya da Erdemli Devlet) kitaplarını okumalarını ve devletin nasıl tanımlandığını kendi geleneklerinden öğrenmelerini öneriyorum….
22.03.2013
14.50-15.25
Yenisahra/İST
EROL KEKEÇ