Bu Blogda Ara

7 Şubat 2022 Pazartesi

AVANTAJLI İNSANLAR ARARKEN KARANLIĞA SAPLANDIK

BU TOPLUMDA DEZAVANTAJLI OLAN KİMSE YOKTUR HERKES AVANTAJLIDIR…”(!)     Devlet bahçeli

 Avantaj ve avantaj olmayan nedir bunu konuşacak değiliz, ancak bir arada yaşayanlardan kimler avantajlı kimler avantajlı değil onları biraz olsun ortaya koyarsak, toplumdan haberi olmayıp milleti düşündüğünü zanneden Milletten haberi olmayanlar da belki kulak misafiri olurlar…

 Bu toplumda her dönemin adamı olanların kendileri, çocukları, akrabaları, yakınları, eşleri ve dostları her zaman avantajlı kesimde yerlerini almışlardır.

Kanunlar, ihale şartnameleri bunları dikkate alarak oluşturulur. Emniyet Adalet bunları her ortamda koruma kalkanı içine alır, bunların dışındaysa olaylar o zaman araştırma gereği duyulur…

Üst düzeydeki yetkililerin atanması bunların ağızlarından çıkan söze bakar.

Bankalar, devlet imkânları bunlarda şart aramadan tüm boyutuyla önlerine her şey dökülür.

Trafikte %100 hatalı olsa bile karşıya gözdağı vermek için, sen benim kim olduğumu biliyor musun diye korku sinyalleri yollar…

Ülkeyi yöneten Başbakanları karşılamak için gerekirse eşofman, pijama, hatta şortla bile karşılayabilir, uşağum sen ne yapaysun diye bıyık altından gevrek gevrek kelimeler dökmek en büyük hobisidir…

Karısı, kızı oğlu kendisi daha nesi ve nesi kamu kurumlarından maaşlar alırlar, öğrenci olan oğlu bu milletin vekiline danışmanlık yapar, anası başka birine danışmanlık yapar kızı bakanlıkta müşavir olur, babaları da bakan ya da başbakan danışanı olur cümbür cemaat geçinip giderler ama yine de imkânları sınırlı her istediklerini alamazlar, önemli ihalelerin takibi bunlardan sorulur…

Kamu kurumlarından aldıkları 40 50 bin lira bunların araçlarının yakıtına yetmediği için kamu özel sektör ortak işletmelerin çoğunda bunlar yönetici Olurlar, çünkü bu avantajı elde edemeyenler oraları yönetemezler, isterse ülkenin en saygın kurumundan başarıyla mezun olmuş olsunlar, avantajı yoksa bir hiçtir.

Bunlar her türlü rezaletin zirvesinde olsalar da, her daim saygınlıkları yüksektir çünkü avantajlı bir yerde bulunurlar… Onlara olumsuzluk tesir etmez… Gayri meşru ilişkisinden olan çocukları, yasak aşkın meyvesi, amuduyla devleti soymuş olsalar, usulsüzlük olmuştur ama hukuken bir yaptırımı olmadığı için iş kazası olur…(!)

Nasibi gideceği yerde hiç emek harcamamış olsa bile kendisinden 1500 km hızla daha önceden gelir… Bunlar için zaman sorunu yoktur, iş ve zaman arasındaki denklem bunları etkilemez, anlık bir durumda hemen milyon dolar sahibi olabilirler, Kamu kurumlarının özelleşmesinde bir kuruş vermeden, bir başka kamu kurumundan alınan parayı özelleştirmeye verip cebinden bir kuruş çıkmadan milyonlarca kara geçer, çünkü işlerini çok iyi bilirler…

Bunlardan devletin alacağı olduğu zaman, bir milyar da olsa devlet hemen alacağını silip ona yeni imkânlar sunar, devlet onlara onlar devlettekilere verdiği için, karşılıklı paylaşımda ustalar…

Bazen öyle olur ki ifade vermeleri gerekirse savcı ayaklarına gider ama onlar savcıya gitmez,

Bunları filmlerde sanırdık oysa yaşamın kendisinin film olduğunu anlayınca film izlemekten vazgeçtim…

Doymak bilmeyen bir karınları var, dünyayı yeseler yine onların ihtiyacı var, çünkü onlar hep çalıştıran başkaları da onların çalışanıdır… Çalışanı çok olduğu için devletten bir pay alınacaksa onlar alır, âmâ çalıştırdığını da işinde tutar(!)Çalışanların böyle bir hakkı yok ki, zaten avantajlı olmayan yerde o, olsa ne olur olmasa ne olur…

Öyle bir seremoni var ki ortalıkta sanırsın bunlar tüm ülkeyi doyuranlardır, açıp baktığınızda ülkenin gelir kalemlerine, bunların yanına yakın olmaktan utanç duyarsınız… KDV ve ÖTV vergileri olmasa gelir vergileriyle siz bir aylık maaş ödeyemezsiniz o da belli kurumlara… Araç, sigara içki, elektrik, su, yakıt gibi kalemlerden alınan doğrudan tüketicinin verdiği vergiler olmasa halimiz perişan iken, bunların hiçbir avantajı yoktur, Allah’ın verdiği havayı solumak ve direksiz donatılan semanın altında yaşamaktan başka…

Her dönemin adamı olanlar aslında her döneme adam seçiyorlar bir anlamda, bazen yeni ve farklı sınıflardan oluşan avantajlı kesimlerde ortaya çıkabiliyor…

Farklı zamanlarda yönetimlerle birlikte oluşan avantajlı grupların bu şansları, onların gelenle birlikte olmaları ve çok iyi yıkama yağlama servisiyle hizmette kusur etmemelerinden dolayı, kazandıkları bir ayrıcalıktır… Ama bu ayrıcalıkların süresiz avantajlı konuma geçebilmesi için, her dönemin adamı olmayı becermeleri ve gelene ağam gidene paşam diyerek uğurlama protokolünde kusursuz olmaları gerekir.

Etnik kökene bağlı avantajlı ve avantajlı olmayanlar diye bir ayrımı yapmak istemiyorum… Çünkü her anlayışın, inancın ve ideolojik tarafın avantajlı olanlarına şahitlik yapmaktayız… Avantajlı olmayanların hangi kökenden olmasının ne önemi var ki, hepsi aynı çöplükte bir araya gelebiliyorlar zaten…

Bir toplumdaki mücadele aslında kamu imkânlarından ve ülkenin gelir kalemlerinden faydalanan ve faydalanamayanlar arasında olduğu muhakkak, ama insanları ideolojik kamplaşmalara ayırdığınız zaman, avantajlı olanların avantajlı yaşamları, yeniden süt liman olup devam ediyor, diğerleri de sürünmeye mahkûm oluyorlar… Ondan dolayıdır ki, toplumsal problemler ele alınacaksa, her düşünce ideoloji ve inancı bir tarafa bırakıp kâinatın sahibinin her canlının rızkına kefil olduğu hakkı alıp önce biyolojik canlı olduğumuz anın bir kutlamasını yapalım… Ondan sonra aklını kullanan canlı insan olmanın gerekleri ve yaşam düzeyi nasıl olmalı onun ortamını oluşturmak olmalı hedef… Avantajlı kesimler dediğimiz gruplar, kendi avantajlarını devam ettirmek için diğer canlılara rızık olarak verilenleri de gözlerini kırpmadan gasp ederek konforlarını sürekli kılmak istiyorlar. Yani onların konforunun devam etmesi için doğal olarak belli gruplarda avantajlarını kaybediyorlar. Ondan sonra yaşam alanı içinde bir tarafta sürünenler diğer tarafta süründürenler olmak üzere iki farklı uç ortaya çıkıyor…

Süründürenler, sürünenlerin nelere sahip olması gerektiğini ya da sahip olmaması gerektiğini belirlemeye kalmıyorlar mı, işte o zaman benim beynim hepten imha oluyor… Şu kadere bak ki, sürünenler kendilerini süründüren avantajlı kesimin ağzından çıkacak sözlere göre bir ömür düşleyip sonrada şükrediyorlar… Kime ne için şükrettiğini bilmeyen bu zavallılar, onlar olmasa iş bulamayacakmış, onlar sayesinde ekmek yiyormuş, oradan çıkarılırsa iş bulamazmış vs. Yani korkaklık girdabının derinliğine gömülmüş bu insanlara, zihinsel ve ruhsal bir aşı yapılmadığı sürece, bunlar hep avantajlı olmayan tarafta ömür tüketecekler, diğerleri de kendisini hakikaten hak ettiği bir işin sahibi zannedecek…

Yani lahana tarlasının lahanalarını devşirmek için keçilerin hırs ve heveslerini tırpanlayacağız ki, lahanalar büyüsün, yoksa lahana, lahana olmaktan çıkacak, adı bile kalmayacak ama keçiler hep son sürat yayılıma devam edecek, sonrasında ne bulursa hepsini götürecek…

Avantajlı olanlar ile avantajlı olmayanların durumu keçi sürüsü ve lahana tarlasının durumu gibidir.

Peki, avantajlı tarafta olup keçi sürüsünde olmayanlar yok mu elbette var, onlar sadece ve sadece yeryüzündeki kazanımlarını insanlık için yeryüzünün imarı ve herkese bir fayda dokundurmak için çalışırlar, onların saygınlığı herkes tarafından kabul görmüş doğal saygınlıktır. Onlar her ortamda adam olanlardır… Onlar her dönemin adamı değil, her dönemde adam olanlardır. Onlar merhametli şefkatli sevgi dolu ve saygın insanlardır… Onlar hakikate şehitlik etmeyi hep isterler, ancak hakikat ortaya çıkmadığı için kendi dünyalarını hakikat olarak yaşarlar…

Bu insanların sayısının artması demek kimseye ayrıcalıklı alanların özel olarak tahsisinin mümkün olmadığı zamana geldik demektir.

Şimdi gelelim avantajın ne olduğunu bilmeyen ama gecelik bir sıcak yer bulduğunda oraya sığınmayı hayat sananların avantajlı(!) yaşamlarına…

Anne ve babanın ayrıldığı çocukların ortalıkta kalıp neden geldim ben bu dünyaya diyerek arabeskin dibine vurduğu, diğer yandan elini avucunu açarak dilenip, acılarını dindirmek için kendisini unutma yolunda bir adım atıp uyuşturucunun pençesinde sabahladığı,

Beslenme çantasına bir parça ekmek konulmadığı için, okulda ikindi vakti baygınlık yaşayarak kendinden geçen zavallı çocukları da katalım mı avantajlı olmayanlara,

Evlerinin kirası elektrik su ve doğal yaşam imkânları olmadığından bunları karşılayacak ortamlardan da yoksun olduklarından dolayı kendi isimlerini vermeden sosyal paylaşım ağlarında telefon ve mailler vererek kutsal bedenini evlerinin giderini karşılamak için satışa çıkaranları da ekleyelim mi avantajlı olmayanlara,

Babamın imkânı yok ama okumak istiyorum birçok yere müracaat ettim ancak bir yerden burs alamadım, sade devletten gelen KYK bursum var buda benim ihtiyaçlarımı karşılamıyor, bir iş arıyorum aylardır bulamıyorum partime kimse kabul etmiyor salgın da var, bana âşık olmayacak ancak okul bitinceye kadar ihtiyaçlarımı karşılayacak biriyle haftanın belli gününde birlikte olabilirim ama aramızda kalacak kimse bilmeyecek benim ailem muhafazakâr ben de istemiyorum ama okumak istiyorum başka seçeneğim yok diyenleri de ekleyelim mi avantajlı olmayanlara…

Hocam sen adamsın kimse benim yüzüme bakmıyor siz gelip bizimle oturuyorsunuz imkânınız varsa veriyorsunuz, size bir şey sorabilir miyim, hocam benim şimdi bu çocuklardan neyim eksik ben de bunlar gibi yaşamak okula gitmek istiyorum ama benim ortamım yok, kimse bizim elimizden tutmuyor tutan da bizi canavar gibi görüyor, vallahi ölmek istiyorum evde bir kız kardeşim bir annem var babam öldü…Ben bu hayatı sevmiyorum bende ölmek istiyorum diye umudunu toplumsal yığınların sarhoş gençliğinin yaşamına bırakmış bu gençte acaba avantajlı olmayan sınıfa girer mi…

Çadırları fırtınayla yıkılmış altında iki üç ihtiyar ve küçük çocuklar plazaların içinde avantajlı yaşamları rahatsız etmesin(!) onları oradan nasıl kurtarabiliriz diye gerekli yerleri aradığımda, hocam onlar zaten alışmış ev de versek yine o çadıra giderler kafanı takma diyenlerin olduğu ortamda bunlar acaba hangi sınıfa girer…

Zenginlikte sınır tanımayanların ve ihalelerden aracılıkta aldıkları pay yedi sülalelerine yetecekken, gelin bu insanlar için günlük her gün ve sürekliliği olan aşevleri oluşturalım ve onları toplumsal rehabilite sürecinden sonra üretici bir fert haline dönüştürelim dediklerimiz mangaldaki külleri bizim yüzümüze üfürürken kendileri közde ısınmayı tercih ederken acaba o küllere muhtaç olanlar da avantajlı olmayan gruba girer mi…

Hapishaneleri mesken tutan ve gittikleri anaokulundan sonra hapishaneye dönüp orada sabahlayan ve bu duvarlar içinde sosyalleşen küçük sabi çocuklar da avantajlı olmayan sınıfa girer mi? Atalarının yaptıklarından ya da onlara isnat edilen iddialardan dolayı çocukların aynı koşullarda yaşamaya mahkûm edilmesi sizce de nasıl bir duygu vicdanımızın direğine dokunmasın mı?

Yakın bir tanıdığı olmadığı için derece yaparak okullarını bitiren ve KPSS de ilk yüzün içine girmelerine rağmen Hâkimlik ve savcılık mülakatlarında elenerek kapı dışı edilip hayata küstürülen insanlar da avantajlı olmayan gruplara girer mi dersiniz(!)

İnanın bana burada yazmak istemediğim o kadar çok şey var ki, duyduklarım değil şahit olduklarımı paylaşıyorum hep… Ancak şahit olmayayım geçip gideyim diyorum ya beynimi ya kalbimi ya da duygularımı kemirdiği için yine kendimi o avantajlı olmayan insanlar arasına bırakarak, avantajlı olanların huzurunu ve rahatını bozmak istemiyorum…(!)

Devletin bahçesinde oturup ahkam kesmek o kadar kolay biliyorum, gidip geldiğin yer bostan, yediğin içtiğin ayran yan gel yat Osman denir böyle bir açıklamaya…

 

Selam saygı muhabbet ve dualarımla…

Bahadır Hataylı/06.02.2022/23.40

                                                                                                          


"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!