Birinci hikaye
Kalp ameliyati oldum.
4 ay rapor aldim ve bu 4 ayin sonunda rapor parami
almak için Fatih SSK'ya gittim.
Klasik bir sekilde eksik evraklari parti
parti söyledikleri için 3 gün
ugrastim ve büyük gün geldi. Param
hesaplaniyor.
Bankodayim, sorular geldi.
Hastanede yattin mi?
Herhalde abi, dedim, henüz evlerde kalp
ameliyati yapamiyorlarmis
Hiç yorum yapmadi ve 2. soruya geçti.
Çiktin mi peki? Ve ben dumur...
Hayir, hala aksamlari isten sonra yatmaya
hastaneye gidiyorum. Ve kafami duvarlara
vurduracak soru geldi. Espri bile
anlamaktan aciz bu adam sordu:
Istanbul'da kimsen yok mu yav. Niye hastanede
kaliyorsun ki hala?
ikinci hikayemiz
Geçen gün aksam vakti dolmusta gidiyorum,
arkadan teyzenin biri bagirdi:
"Evladim su sari kamyonetin yaninda indiriver."
Dolmus soförü dumur olmus bir vaziyette:
Iyi de teyze, o kamyonet hareket halinde, nerde
duracagini nerden
bileyim..
Üçüncü hikayemiz
Simdi arkadasimla Taksim'de takiliyoruz. Bi
adam aglayan çocugunu
susturmaya çalisiyor. Yaninda da bi polis
var; sonra adam çocuga dedi ki:
"Sus yoksa seni polise veririm." Yandaki
polis de bi dellendi:
"Lan gerizekali, biz adam mi yiyoruz da bize
veriyon çocugu?
Dördüncü hikayemiz
Bir gün Izmir' de belediye otobüsünde
gidiyoruz
arkadaslarla.
Bizim arkadas bos yer buldu ve oturdu.
Sonraki durakta da eli bastonlu
yasli bi amca geldi. Arkadas da killigina
adama yer vermedi. Adam o
arkadasin oturdugu koltugun yanina geldi ve
ayakta arkadasin yer vermesini
bekliyor. Fakat arkadas yerini vermedi.
Neyse adamcagizin da yazik,
bastonu otobüs hareket ettikçe bi o tarafa
bi bu tarafa kayiyo. Arkadas
dayanamadi ve yasli amcaya: 'Amca bastonun
ucuna lastik takarsan kaymaz'dedi.
Adam söyle bakti, sonra 'o lastigi
zamaninda baban taksaydi simdi sen
olmazdin, ben de orda oturuyo olurdum'
deyince bütün otobüs
koptu.
Arkadas o gün bu gündür belediye otobüsüne binmez.
Beşinci hikayemiz
Bu komik olayi arkadasim anlatti.
Arkadasim, okulun Ingilizce hazirlik
bölümünde gereken "More ReadingPower" adli
kitabi almak için okulun
yakinina tezgah açan kitapçiya gitmis.
Kitapçiya kitabin ismini
söylediginde adam ona üzerinde yalnizca
"ReadingPower" yazan mor renkli
bir kitap uzatmis. Arkadas dogal olarak
kitabin o kitap olmadigini, "More
ReadingPower" adli kitabi istedigini
yinelemis. Adam ise
su cevabi vermis:
- Kardesim bu mor ya iste. Alacaksan al
sunu,almiyosan tezgahin önünü
kapama!
Altıncı hikaye
Bir kiz arkadasim ve ablasi beraber Zeki
Triko'ya
gidiyolar mayo bakmaya. Neyse bi bayan
ilgileniyo, arkadasimin ablasi bi
mayo begeniyo, bayan diyo ki "aa çok güzel
bi tercih yaptiniz, zaten onun
çizimini Zeki Bey'le ikimiz yaptik, ben
Zeki Bey'in yegeniyim."
Ablamiz "aa sizin de mi soyadiniz triko"
deyince, arkadasim arkasina
bakmadan olay
mahallinden uzaklasiyor.
Yedinci hikaye
Bir gün böle 3-4 arkadas Ankara'da Ankara
Metrosu istasyonundayiz;
bekliyoruz metroyu. Tam da okullarin çikis
saati filan, etraf hinca hinç
dolu. Neyse 2-3 dk. sonra metro geldi
herkes hücum etti; biz baktik "tren
çok doldu bi sonrakine binelim" dedik ve
gittik ordaki banklardan birine
oturduk. Daha tren gitmemis bir ding-dong
ve anons:
"Istasyonlarimizda gereksiz bekleme yapmak
yasaktir."
Biz sallamadik, nolcak filan derken
bir
ding-dong
daha ve ikinci anons:
"Hist gençler size söylüyorum binin lan trene!
Sekizinci hikaye
Ishanimizin kapicisi Ismet Abi'ye bir gün
laf olsun diye "Ismet Abi binada
dinozor görmüsler. Ilaçlamazsan çogalirlar,
hastalik yaparlar"
dedim. O da, "Ula dinozor ne ki?" diye
sordu. Yemi yuttugunu görünce
siraladim:"Küçük, fare gibi bir hayvan,
çabuk ürer." Bir süre detayli attim.
Hepsine inandi. Yarim saat sonra: "*smet
Abi, sana saka yaptim, dinozor filan
yok
burada," dedim. Cevabi yüzünden iki dakika
kendime gelemedim: "Ben
biliyordum zaten. Hayvanat bahçesinde hiç mi
dinozor görmedim ki!"
Dokuzuncu hikaye
Bi gün arkadasla dolmus bekliyoruz. Üst
geçit var ama kendi halinde bir
kadincagiz yayaya kirmizi yanarken caddeden
geçmeye çalisiyo. Üst geçitin
altinda beklemekte olan polis otosundan
söyle bir anons yapiliyo:
Hanim nireeee, hanim nireee?
Teyzeden cevap:
Eltimgileee, beyimin haberi var. Sana ne
kiii.
Günlük hayattan seçtiğğimiz filozoflardan
Bu Blogda Ara
28 Ocak 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Popüler Yayınlar
-
Sosyal devletin anlamını, devlet ile millet arasındaki ilişkiyi ve bir toplumu güçlü ve sürdürülebilir kılan dinamikleri detaylandırırken, b...
-
Günümüzde teknolojinin ulaştığı seviyeyi anlamak için sınırsız bir yaratıcılıkla şekillenen dijital bir çağda yaşadığımızı kabul etmek gerek...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, kimin neye inandığını ve ne adına yaşadığını anlamak her geçen gün daha da zor hale geliyor. İnsanlar, çoğu z...
-
Mekânların Hafızası ve İnsanın Aldanışı Emevi Camii, tarih boyunca dinî, siyasi ve toplumsal anlamları bir arada barındıran, sadece mümin...
-
Ah be oğul, Dünya dediğin, bir misafirhanedir aslında. Tahta beşikle başlar yolun, Tahta bastonla biter usulca. Arada ne var dersen, Gözya...
-
Bismillahirrahmanirrahim, Ey insanlar! Gelin bir düşünün, çevrenize bakın ve kendinize şu soruyu sorun: Bugün içinde yaşadığınız toplum, All...
-
Bugün Suriye'de HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) tarafından gerçekleşen yeni çatışma patlamaları ve burada bizim medyanın ilişkileri üzerinde...
-
Suriye'nin içinden geçtiği karanlık dönem, sadece bölge ülkeleri için değil, tüm dünya için ciddi bir kriz senaryosudur. Ancak bu kriz...
-
Her çağ, insanı dönüştüren yeni düzenler yaratır. Zamanın ve zeminin rengine bürünmek zorunda kalmanın dayatıldığı dönemlerde, bireyin kim...