Bir Toplumun gelişmişliği, huzuru, mutluluğu, her şeye iyi dediğinde elde ediliyorsa bundan daha rahat emeksiz ve düşünmeden elde edilen bir güzellik olamaz. (!)
Halis ağa sen çok itiraz ediyorsun, bak elinde tespih
sabahtan akşama kadar camiden çıkmayan Hasan emmiye, her şeye güzel bakıyor
hiçbir sorunu yoktur. Hatta evine götürecek ekmeği bile olmasa, bizim ne
yaptığımız nerede koşturduğumuz ne kadar harcadığımız onu hiç ilgilendirmiyor.
Akşam huzurla yatıyor, sabah huzurla kalkıyor. Halis ağa sen ortalığı
karıştırmaya çalışıyorsun insanları isyana teşvik ediyorsun olmaz böyle bir
şey, biraz iyi tarafından bak ya…
Her şey kötü dediğinde sorun çözülüyor mu hayır, o zaman
kendinizi fazla sıkmanızın anlamı nedir, güzel bakın güzel görürsünüz,
önünüzden geçen biri sizi rahatsız ediyor diye yakınacağınıza, kapayın
gözlerinizi görmeyin rahatsız olmazsınız…Rahatsızlık duyduklarınızdan yüz
çevirmek zor olabilir, ancak alışmak diye bir kavram var, insan zaten alışmasa
yaşayamaz ki dünyada(!) Allah iyi ki böyle bir yanımızı yaratmış(!) ya
alışamasaydık nice olurdu halimiz…Ne kadar şükretsek azdır, her şeye alışıyoruz
tepkisiz kalıyoruz ve rahatlıyoruz(!)Allah öyle mükemmel bir varlık olarak bizi
yaratmış ki, bazen seviniyoruz, bazen üzülüyoruz, bazen altından kalkamıyoruz
ama bunlardan çok daha önemlisi, zamanındaki olumsuzlukları değiştiremiyorsan
sen zamana uyuyorsun ve o yaşadığın acıların hepsinden bir anda
kurtuluyorsun(!)İnsan buna şükretmez mi, atalarımız ne demiş, zaman sana
uymuyorsa sen zamana uyacaksın, hakikaten bu atalarımız her zaman bir çıkış
yolu bulmuşlar, ne olur onların bu veciz ve tecrübeye dayanan öğütlerine biraz
kulak verin ki, sizler de acı çekmeyin…(!)
Ne olur yani, herkesin iyi dediğine siz de iyi deseniz, neden
iyi güzel diyemiyorsunuz, size mi kaldı hep iyileri doğruları anlatmak, sen kim
kocabaşlara doğruları anlatmak kim(!). Selin aktığı yönde gitmezseniz
boğulursunuz, toplum nereye gidiyorsa sen de o yöne git, yoksa o sel seni alır
götürür ve derinlere gömer. Çünkü bu sel akışına engel olduğunu düşündüğü her
şeyi yok eder. Hatta güzel olduğu anlatılan ihtişamlı binalar bile olsa, o sele
dayanamaz. Kalkıyorsunuz anlamsız boş konuşmalarla kendinizi yoruyorsunuz,
kayığın suda yüzmesi dalgaların tersi yönde kürek çekmekmiş…Ne yüzmesi siz hala
anlamadınız mı, bu selde yüzülmez burada kulaç atılmaz. Burası yüzmeyi öğrenme
yeri değil, dalacaksın sulara, bu sel devam ederken elindekini dolduracaksın
bir bakarsın o dalgalar seni bir yerden karaya atmış…Elinde kalanla yetinip
yaşamını süreceksin, bu selden kimin ne kazandığı neler çıkardığı ve suların
derinliklerinde ne aradığı seni niye ilgilendiriyor…Dal sulara ağrımasın başın,
al çık kenara uzan boylu boyunca, bana değmeyen yılanlara nice ömürler dilerim
de, dal uykuya; birisi seni uyandırmak istediğinde sana ne benim uyanmamdan,
sen korkuyorsun sulara giremiyorsun gelip benim kazanımlarıma göz dikiyorsun
çabuk kaybol sana tahammülüm yok dersin,… Onun seni parçalayacağını düşün ve
hemen kovalamaya başla, hatta sana korku verirse,o korkuları yenmek için öyle
bağır ki, tüm yaban eşeklerinin toplanmasını sağla…Doğruyu anlatmamdan neden bu
kadar rahatsız oldun diyerek hala konuşmasını sürdürüyorsa, kulaklarınızı
kapayarak uzaklaşın, bunlar çok tehlikeli, bir kişi olsalar da onları asla
duymayın, hatta aslandan korkup kaçan yaban eşekleri gibi uzaklaşın ki,
doğrularınızın genetiği bozulmasın yoksa rahatsızlık duyarsınız ve geceleriniz
harap olur gündüzleriniz cehenneme döner. Böyle bir cenneti oluşturmak için, sabah
akşam savaşan bizlerin yaptığı ve gelecekte yapacaklarımız duman olur. Sakın
ola ki bunlara inanmayın…
Çok mu zor her şey çok iyi yaşayıp gidiyoruz, rahatımızı
bozmayın demek…Adamlar çıkıyorlar ortaya olur olmaz saçma sapan kafa
karıştırıcı kelime ve cümlelerle sizin yaşadığınız huzuru bozarak karanlıkların
gelmesini istiyorlar. Üstelik yaşadığınız ortamın da karanlık olduğunu
söylüyorlar, be adam herkesin aydınlık dediği karanlığa sen karanlık demekle
karanlık mı olacak sanıyorsun, âmâ bunu bilmez bu gafiller. Sanıyorlar ki
karanlık ve aydınlık bir yaşam biçimi, öyle bir şey yok(!)karanlıkta aydınlıkta
bir kabulleniştir. Neyi nasıl görmek istersen öyle olur. Açız dersiniz aç
olursunuz, tokuz dersiniz tok olursunuz, böyle kolay bir yöntemi buluncaya kadar
ömrümüz gitti, hala bu akıl yoksunları karanlık, karanlık diye tutturmuşlar
gidiyorlar. Hangi taşı kaldırsan altından çıkıyorlar. Her koyun kendi
bacağından asılır diyor atalarımız, yani sen aydınlık dersin aydınlık olur,
benim aydınlığımı sen niye karanlıklarınla yok etmeye çalışıyorsun diyorsunuz,
olur mu öyle, senin yaşadığın bu karanlıklar beni de etkiliyor diyor, ne güzel
mutlu huzurlu yaşayan sizlerin huzurunu bozmakta o kadar mahirler ki, bunların
hepsi vatan haini, bu hainler dışardaki hainlerle birlikte olmuşlar hep
açtığımız yolları kapamaya çalışıyorlar. “Atalarımızın o veciz ve çok anlamlı,”
her koyun kendi bacağından asılır” değerlerini bile tahrif etmeye çalışıyorlar
ve diyorlar ki, sen de koy kendini koyun yerine göreceksin kafadan asılacaksın
bacak yerine…Bu tam anlamıyla insanları kin ve düşmanlığa teşviktir. Bunlar
buna devam ederlerse elbet bunları bastıracak ve seslerini kısacak hukuk
sistemimiz var, onları adil bir şekilde hukukçularımız yargılayacaklar(!) ve
kodesi boylayacaklar…Sakın ola ki
karanlıkta olsa sizin aydınlık dediğiniz ortamı karanlık bir ortam diye
dayatanlara fırsat vermeyin…Onlar bizim barış kardeşlik sevgi saygı dayanışma
ve bir bütünlük içinde yaşamamızdan rahatsızlar…Onların ne yaptığını biliyoruz
hepsinin bir dosyası var…Zamanı geldiğinde karşılığını alacaklar….Bu sözlerin
hepsi vatana ihanettir, vatana ihanetin nedeni olamaz onun bedeli vardır, bizim
aydınlık dediğimiz iyi dediğimiz ve sizlerinde buna inandığı bir şeye kimse
karanlık kötü diyemez. Bu bölücülük ve vatana ihanettir. İhanetin bedeli
mutlaka olacaktır. Siz huzurunuzu bozmayın bizim her şeye gücümüz yeter bizim
gazabımız rahmetimizi aşarsa o zaman görürsünüz nasıl bir ortam olacağını;
sabrımızı zorlamasınlar gazabımızı kimseye göstermek istemiyoruz…(!)
Dışardan gelenleri biz toplum içinde ağırlamıyoruz, toplumun
her yerinde adalet olsa, mutluluk olsa, herkes halinden memnun olsa, bizim
kendimizi gösterecek bir albenimiz yoksa kim bizi takar onun için öyle
harcamalar yapmalıyız ki, herkes bizim nasıl ve ne kadar büyülü bir yanımızın
olduğunu görsün…Yapılan her şey sizin, bunu bilin saraymış,hamammış,yolmuş
köprüymüş tünelmiş,gemimiş uçakmış bunlar sizin, onun için sahiplenin, her ne
kadar benin ismimle anılsa da doğru olan budur, herkesin adı geçerse bir curcuna
olur, onu engellemek için böyle yapıyoruz ve herkesin ondan istifade etmesi
uygun olmaz, saray Milletindir, âmâ milletin diye herkesi oraya alırsak sizi
temsil etme özelliğini kaybeder. Bunu bilin ve öyle inanın kendim için bir şey
yapmıyorum her şey sizin için, bana her şey sizi hatırlatıyor. Biz beraber
yürüdük bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurlarda, gemi su alınca
gövertiye çıktık siz alta kaldınız, siz kürek çekmezseniz, milletin gemisi
nasıl gider bu denizlerde, kürek mahkumu demelerine inanmayın gemi hepimizin
batarsa hep birlikte batarız…Çok şükür şu anda en azından bir gemimiz var ki,
batıp batmayacağını konuşuyoruz, ya gemi olmasaydı şimdi bunları da
konuşamayacaktık(!)Bunları göremeyecek kadar iyiliklere güzelliklere gözleri
kapalı bu hainlerin…Onların kulakları var duymazlar, gözleri var görmezler,
kalpleri var anlamazlar…Bunlar hep doğruları yok sayan bir zihniyet, bunlar bir
gün karşınıza dinle çıkarlar, bir gün demokrasi, bir gün cumhuriyet, alın onu
vurun diğerine, bunlar nankör nankör…(!) Ey milletim siz bunlara pabuç
bırakmayacak kadar ferasetlisiniz….Ne olur, geldiğimiz yolu sonuna kadar
götürelim…”Bana her şey sizi hatırlatıyor…”Sizin gibi her şeyi doğru ve güzel
gören gözler olmasaydı bu kadar yol alabilir miydik…(!)
Ne kimseyi aldatırız ne de aldanırız, öyle bir ferasetimiz
var ki ,sizden aldığımız enerjiyle sizin için buralardayız…(!)Sizin gezmenize,
mal mülk sahibi olmanıza, yemenize içmenize,muhabbete,dosluğa düşmanlığa, gerek
yok ;biz sizin adınıza varız ve sizin adınıza çalışıyoruz tüm isteklerinizi
bize iletin, biz sizin için gecemizi gündüzümüze katar çalışırız, abdestsiz
yere basmayız, haramla işimiz olmaz yaptığımız her işi besmele ile yaparız,
besmele ile başlanan, Allah’ın adının olduğu bir işte haram mı
olur(!)Tutturmuşlar faiz yükseliyor, bir sorun bakalım yükseliyor mu, yoksa
girdiği havalardan şişiyor mu, öyle bir şişiyor ki patladığı zaman göreceksiniz
bir daha onun dirilmesini ne gök gürlemesi ne şimşekler ne yıldırımlar
sağlayabilir o günü bekleyin…Bu fakir sizlerin aleyhine hiçbir söz söylemez
sizin için varız….(!)
Faizle ilgili nas var sözünün ucundan tuttular
sündürdüler. Sündür sündür bir yere götürmeye çalıştılar; bunların beyni olsa,
nasla ne anlatıldığını önce anlarlardı. Nas insan demek, yani faizin
yükselmemesi için nas var insan var, ben varım burada ama ben bu işten elimi
çekersem ne olur bilmem diyorum, onlar yatıp kalkıp ne anlatıyorlar, (!)
bunlarda hiç utanma yok…Kitabı açıp yüzüne bakmamışlar bir de konuşuyorlar…Nas,
Nas bir daha anlatayım İnsan, ben varım diyorum kuş kadar beyinleriyle bunu
bile çözememişler kalkıp faiz ile ilgili konuşuyorlar. Gök gürlediğinde şimşek
çakınca birden korkarsınız değil mi, işte ben böyle bir ortama bıraktım her
şeyi, Karadumanlar sarmış, bulutlar gökyüzünü kaplamış, gök gürlüyor, şimşek
çakıyor bir anda faiz aradan sıyrılıp yukarı çıkmış gibi görülebilir ama
yakında öyle bir fırtına ve dolu gelecek ki, o zaman ne faiz ne bir iz
kalır…Çok şükür(!) o günlere çok yakınız bekleyin ve görün…Siz bize
güvenin…Doğru bildiğinizden şaşmayın dere geçilirken at değiştirilmez.
Bindiğiniz at çamur çaylak demeden ağzını daldırıp suları geçmek istemeyip hep
su içiyor diye aldanmayın, öyle suları bir daha göremeyeceği için yol uzun
ondan dolayı suyunu içsin, devam edecek sakın ola ki at değiştirmeyin yoksa
suyun ortasında gelen dalgalarla yok olursunuz…(!)
Sahiden çok mu zor her şeye iyi demek, iyi deyin kurtulun,
acı çekmeyin mutlu olun, tokum deyin tok olun, o zaman öyle bir cennette
yaşarsınız ki, her tarafınızdan cehennem alevleri yükselse size etki
etmez…(!)Oh ne güzel hayat cehennemin ortasında cennette yaşamak, hepsi bir
söze bağlı. Ey Hasan emmi! biz şimdi her şeye iyi deyince iyi olacağız değil
mi(!) iyi olmasan da sen güller içinde yaşamayı istediğinden, iyi olarak
baktığın için senden gül kokuları gelecek ve karanlıklar böylece aydınlığa
kavuşacak (!)
Rabbimiz, bizi idrak eden dosdoğru yaşayan sözü dinleyip onun
en güzeline uyan kullarından eylesin…” Biz bilerek basiretle bu yola davet
ederiz diyen elçiler gibi, dosdoğru basiretle davetini yapan kullarından eyle,
kin kıskançlık zan nefret ve adaletsizliklerden bizi uzak eyle…Selam muhabbet
ve iyilik dileklerimle, aydınlığa hasret kalanlara kocaman bir şafak armağan
ediyorum…” Sabah yakın değil mi”?
Bahadır Hataylı/07.08.2023/12.15/Namazgah/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder