Hakikaten konuşmak istemiyorum, ancak bu kadar lakayt ortamlara şahit olunca kendimi tutamıyorum ve klavyeye sarılıyorum. Yoksa kendi kendimi imha edeceğim. Ülkenin gariban insanlarının kendi evlerine harcamadıkları paraları vergi olarak toplayan asil(!) devletimiz bazı kenelere paçayı kaptırmış onlar bizi sülük gibi emiyorlar.185 milyon parayı iç eden birisi kalkmış, kendi iradesi dışında tesettürsüz fotoğraflarının yayınlanmasını gündem yaparak, cennetteki (!)köşkünün sarsıldığını anlatmaya çalışıyor. Böylesi bir çirkef yaşamı nasıl hoş görecek kadar asaletimizi karakterimizi ve şahsiyetimizi kaybettik bunları görünce tüm cinlerim şaha kalkıyor.
Böylesi çirkef yaşamlardan insan olan insan hiç mi
rahatsızlık duymaz. Nedir bu rezaletler anlayan ve gerekçe gösterip savunacak
çukura düşmüşler varsa, oradan seslensinler de belki bizim göremediklerimizi
bize gösterirler.(!)Sosyal paylaşım sitelerinde ve bazı köşesiz köşe yazarlarının
cibilliyetsiz yaklaşımlarını görünce bir kaç satırı karalama ihtiyacı duydum.
Adam çirkefliğin boyutunu değil de kadının özel yaşamının dışarıya
yansıtıldığının ahlaki olmadığını anlatıyor. Hiç mi sizde zerre kadar şahsiyet
yoktur yahu, bunları bile savunacak kadar omurgasızlığı nasıl kaldırabiliyorsunuz.
Milleti kandırarak onların oyu ile bu makamlara gelmiş olanlar, milletin gözüne
baka baka Milleti soyup soğana çeviriyor, hala bizlerin hiç gıkının çıkmaması isteniyor,
bu şahsiyetsiz kalem oynatan solucanlar tarafından...
Birilerinin pisliklerini örtmek için, din kitap bayrak vatan
devlet birlik beraberlik ve dava gibi kavramlar, pislik örten bir bez haline
geldi. Neden kendi pisliklerine bunları referans göstererek yaşam alanlarını
genişletmek isteyen bu yaratıkların çirkef tavırları, Müslümanız diyen
topluluklar tarafından adam gibi gündem yapılmaz. Hani Allah'a inanıyorduk,
yalan söylemeyelim hiçbir şeye inanmıyoruz çıkarımız dışında, Allah'ın gazabı
gelip yerle yeksan ettiği zaman anlarız kime inandığımızı... Küresel krizler
gerekçe gösterilerek insanları yaşamdan koparan ve hayatı sırtında yük haline
getirip umutları imha eden, mutsuzluğu bir yaşam biçimi olarak sunan bu
zihniyet yapısı değişmediği sürece, bu tür solucanların yaşam alanlarımıza pis
izlerini bırakacağı muhakkaktır.
Organize suç örgütü lideri bunları söyledi, onun kimler
tarafından kullanıldığını biliyor musunuz gibi basit sığ ve düşünme becerisi
olmayanların savunma refleksleri benim beynimi cırmalamaya başladı. Kimin kim
tarafından kullanıldığı bu saatten sonra umurumda değil, ancak bu milleti her
gelen kullanma derdinde olduğunda şüphem yoktur. Gizli ortamlarda film çevirip
yatağa girenler ortaya çıkan çocuğu sahiplenmek istemiyorlar. Bu pislik kime
aitse o pisliği temizlemek onlara yol açanlara aittir. Ancak bırakın
temizlemeyi bir savcı çıkıp bu nedir yahu deme becerisini gösteremiyor. O zaman
insan ister istemez sormak zorunda kalıyor, bu işler acaba organize işler
olabilir mi diye? Organize işler değilse bu kadar Milletle alay eden pislikleri
ortaya dökülmüş olanlar hakkında savcılar harekete geçip bir sorgulama
başlatmazlar. Sorgulamayı bırakın böyle konuşanlar vatan millet ve dava düşmanı
olup çıkıyor ve herkes bunları yok etmek için kuduz mikrobu taşıyan it gibi karantinaya
almak istiyor. Nedir bunlar ben artık anlamakta ve algılamakta zorlandığım için
belki entelektüel insanlar bu halime bir çare olur diye satırlara
aktarıyorum.(!)
Mantar biter gibi, akademisyenler çoğaldı, baktığın ve
konuştuğun zaman iki kelimeyi bir araya getiremeyen üniversiteye şoför olarak
girip prof’luğa kadar yükselenleri görünce hiçbir şey konuşmaya gerek kalmadı
diye kendi inimize çekilmeye çalışıyoruz ama tahammül gücümüzün sınırı pik
yaptığından dayanamaz duruma geliyoruz. Onun için olumsuz olan her şeyi
sorgulayarak hakikate şahitlik yapmak için çırpınıyoruz. Yıllar öncesinden logarın
patladığını içinden bazı yamalarla bu işlerin olmayacağını defaten yazdım.
Hatta dört bakanın yaptığı çirkeflikler gündem olduğu zaman bunlara sahip çıkılıp,
balkonlardan poz verildiği gün bu iş bitmiştir demiştim ancak herkes dışarıdan
bazı güçlerin bunları kullandığını ve davaya zarar vereceğini anlatarak hep
insanları avuttu. Ancak geldiğimiz noktada insanları avutacak sermaye de
kalmadı ve herkes neyin ne olduğunun farkında... Ben kendi çocuğuma motivasyon
amaçlı para vererek oy kullandırırken, geldiğimiz noktada akşam bana söylediği
baba bu saatten sonra Senin oyun olmasa X
partisinin hepsini idam edecekler ne olur o bir oy nelere kadir diye
yalvarsalar, eğer ben o X partisine
oy verirsem Allah benim belamı versin diyorsa benim kızgınlığımın sebebini
anlıyorsunuz sanırım...
O Dört Bakandan birinin çocuğu Üniversiteye hazırlanırken
benim öğrencimdi ve yakından tanıdığım haylaz bir çocuktu. Ancak o dönemde o
bakanın, ismi B...ş olan çocuğunun ofisinin aylık kirasının 40 bin dolar
olduğunu duyduğumda insanlığımdan utanmıştım. Böyle bir ortam olur mu, selim
akıl sahiplerine soruyorum. Bunları niye mi anlattım. Bundan 10 yıl önce
yapılan olumsuzluklar savunulduğu zaman, eyvallah belki bu içerdeki şebekenin
kendi çıkarı için bunları kötü göstererek hainliklerini gizleme planı olabilir
diye hep temkinli yaklaştık. Ancak geldiğimiz noktada o günlerin kat be kat
fazlasıyla aynı çirkeflikler devam ediyorsa söylenecek söz kalmamış demektir.
Belki bu pislikler ortadan kalkar ve adam gibi adamlardan
oluşan bir ortama kavuşuruz diye beklerken, adamlığımızı kaybedecek karanlık
günlere gelmek ne kadar acı... Peker’in kim olduğu ne yaptığı beni
ilgilendirmiyor. Dün önemli bir iş adamı olarak piyasalarda dolaşıp
konferanslar verdiği ve iktidarın yanında olduğunu gösteren sözler söyleyerek,
sakın öyle bir şeye yeltenmeyin sizleri kanlarınızda boğarız derken alkış
alıyordu. Bu gün olumsuzlukları söylediği zaman kimin adamı diyerek sorgulayan
ve yalan olduğunu anlatmaya çalışan bir yığın köşe dönen dallama yazarlar çıkıyor.
Ancak şu kadarını söyleyeyim ki, Sedat’ın söylediklerinin var olduğunun %95
inin bilgisine ben de vakıfım ancak kimin kimle bağlantılı olduğunu videolarla
ortaya koyacak becerim olmadığı ve dikizcilik diye bir mesleğimiz bulunmadığı
için eksikliklerimiz oluyor. Onları da Sedat tamamladığı için hiç bir kuşku duymuyorum...
Aslında Sedat'ın yaptığı bu iktidar döneminde dönen yanlışları ortaya koymaktan
çok, bu sistemin işleyiş düzenini tüm karanlık yönleriyle ortaya koyduğu için
insanlarda inandırıcılık buldu. Gençlikle ilgili bir araştırma yapılsa organize
suç örgütü diye adlandırılan şahsın, yarışta tek adam olarak geçileceği günlere
gelmişsek nasıl bunları sorgulamayalım... Üst yöneticilerin belli kişileri kötü
polis bazılarını iyi polis gösterme yanlışları son bulmalıdır. Bir sistemin
kendisi hedef haline gelmiştir. Kötü ve iyi birbirinden ayrı değerlendirilmiyor
bundan sonra, iyi var ve bu iyi söz sahibi ise, buna rağmen kötüler hepten icra
işlerinin başındaysa, bu uygulama sahicilikten uzak olur. İnsanların hayata ve
düşüncelere bakışında çok ciddi değişimlerin olduğu bilinmeli, bu süreçten iyi
bir ortamın doğmayacağı idrak edilmeli köklü kalıcı ve sahici uygulamalara geçilmelidir.
Ülkeyi üç beş kişinin solucan gibi emmelerinin önüne geçilmelidir. Ülkenin imkânları
ülke insanı arasında adil paylaşılmalı, avantajlı olanlara farklı, avantajı
olmayanlara farklı davranmaktan uzaklaşılmalı, liyakat ve ehliyetin dışında
kimseye avantaj tanınmamalıdır. Bunu yapmak istemeyen ve dava bayrak vatan,
devlet gibi değerleri öne çıkararak insanlar toparlama dönemi yavaş yavaş yok
olmaya gidiyor. Şunu unutmayalım ki eskiden söylemiştim tekrar söylüyorum,
“Devenin yardan yuvarlanmasına neden olan bir tutam ottur. “Deve ota hasret
gerisini düşünmesi gerekenler düşünsün, benden bu kadar hatırlatma yeter diye
düşünüyorum...
Kalın sağlıcakla...
BAHADIR HATAYLI/01.08.2022/14.15
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder