- Bu ülkenin tescillenmiş dinozorları, geçmişten günümüze hep karanlık ortamları mesken tutarak yaşam alanlarını korumaktadırlar. Ülkenin tek sahibi kendileriymiş gibi davranarak, aklı git gelleri oynayan bir toplumda duygusal baskı kurmaya çalışıyorlar. Bu dinozorların sisli havadan faydalanarak yıllardır sizin değerlerinize karşı savaşmaları yetmiyormuş gibi, bir de sizin değerlerinize sahip çıkıyormuş gibi sizin yanınızda görünmek istemeleri hakikaten çok acı… Sorgulamayı bir kayıp olarak gören, Ülkemin ey uyuyan nesilleri! Bizler aklımızı kullanmak için, bizimle aynı düşünmese bile bizim sahip olduğumuzu iddia ettiğimiz değerlerimizden dolayı düşman edinilmiş olanları, aynı düşünmüyor diye ötelemenin kimseye faydası olmayacağını aklımızdan çıkarmayalım. Biz bazı sorgulamaları yaparken, benim hayatımla taban tabana düşman olan ve beni bir kaşık suda boğmak için fırsat kollayanların kulvarlarına girebiliyor ve onların benim için hazırladığı kaftanları giyebiliyorsam, bunu sorgulamam gerekmez mi; acaba bu benim değerlerimden nefret edenler ne zamandan beri bana dost oldular diye… Şunu unutmamak gerekir ki bu ülkenin dinozorları sizin duygusal yanlarınızdan istifade ederek sizin ellerinizle sizin içinizden olup sizin istediğiniz gibi olmayanları sizinle birlikte boğma peşinde! Bu gaflete gelenler, o dinozorların birer ayak oyuncağı olduğunu anladıklarında kendileri de olmayacağını bilsinler. Ülkemiz hakikaten ciddi dönüşümlerden ve travmalardan geçiyor, bu dönüşüm biraz da bizim dışımızda dünyaya düzen vermek isteyen güçlerin istekleri doğrultusunda yaşanmakta. Ülkemiz içindeki olumsuzlukları sorgularken baskın ve etken olan dış etkileyicileri hesaba katmadan sadece lokal etkenlerle yola çıkarsak doğruya ulaşma imkânımız olmayacaktır. 18 yıllık iktidarda olanları, benim kadar sorgulayan ve uyarılarda bulunan açık sözlü insanların çok bulunduğuna inanmıyorum. Yaptığım ve yazdığım her kritik gerekli yerlere ulaştığında aldığım cevaplar, kıymetli kardeşimiz bu hatırlatmalarınız için size şükranlarımızı iletiyoruz, inanın ki iş başında olan arkadaşlarımızın hepsi sizlerin teveccühlerine layık olmaya ve sizlerin umutlarını korumaya yönelik her türlü çabanın içindedir. Ayrıca duyarlı bir insan olarak sizleri kutluyoruz tüm uyarılarınız dikkate alınacak ve üzerine titizlikle gidilecek şeklinde olmuştur. Evet dostlar bizler bu uyarıları yaparken karalamak, parçalamak ötekileştirmek veya bir çıkarımız olmadığı için kızgınlıklarımızı yansıtmak olarak yapmadık buna Allah’ım şahittir. Peki neden bunları yaptınız diyebilirsiniz, ben teslim olanlardanım ve sadece rabbime kulluk yaparak şahitliğimi gereği gibi yapmak zorunda olduğum için doğru olduğunu bildiğim ve temellendirebildiğim bilgilerim ölçüsünde bunu kendime bir sorumluluk olarak gördüğümden yaptım. Ben Müslümanım diyen herkesin de bunu yapması gerektiğine inananlardanım… Bunu neden anlattığımı merak edenler olabilir, böyle bir kişiliğe sahip olan biri olarak, küfredenlerin küfürlerinin daha geniş alanlara ulaşması için kendilerine dayanak arayan dinozorların kolluk değneği olmayalım derim…Biz adaletin hakkaniyetin yanında olalım ve sadece Hakkı hak olduğu için hatırlatalım, hakkı korumak isteyenler bugün olmasa bir başka gün bunu anlayacaklar…Ancak benim değerlerimi bir kaşık suda boğmak isteyenler beni anlamadıkları gibi boşluğumdan faydalanarak imha edecekleri günün hesabını yapacaklar. Benim naçizane önerim, bizi imha etmek isteyenlere bu fırsatları vermeyelim ama benim adamım veya yakınım diyerek hakkı adaleti çiğneyenlerin her yaptığını da mutlaka bir bildiği var diyerek kutsallaştırmayalım…Kullar yanlış yapar bu bizim kul olmamızın bir nedenidir, âmâ bilerek yapar mı yapmaz. Anlaşılan o ki,18 yıllık iktidarla İslami değerler bütünleştirilerek bir saldırı yapılıyor. Yönetime sadece şu yanlışlarınız var diyerek saldırılmıyor, her olumsuz tablo mutlaka dinle Müslümanların yaşamlarıyla irtibatlandırılarak piyasaya sunuluyor. Bu da bizlerin daha duyarlı ve hassas olmalarını gerekli kılmaktadır. Biz kendimiz doğru ve yanlışları hak ölçeğinde değerlendiremezsek birilerinin ortaya serptiği yemlerle zamanımızı geçirebiliriz o da bizim ve bu konuda emek sarf edenlerin emeklerine yazık olur. İmam Hatipli olarak, İmam hatiplerle ilgili Mütercimler denen zibidinin yaptığı açıklamalar hakikaten bana çok dokundu. İmam Hatiplerden şunlar şunlar çıkar başka ne çıkar demesi, öylesine sarf edilen bir yargı değil, o düşünülmüş ve programlanarak gelinip orada söylenilen bir sözdür. Peki, bu kadar bilinçli saldırı oklarının, ifsat tugaylarının her bir askerinin ağzından duyurulmak istendiği bir ortamda bunların ağızlarını mı tıkayalım yoksa alenen kötüleme ve karalama kampanyalarına ortak mı olalım? “İçinizden hayra çağıran kötülükten meneden bir toplum bulunsun…” Uyarısına uygun yaşamak olmalı ilkemiz diye düşünüyorum… Biz imam hatipliyiz ve ben bunu gittiğim her ortamda söylemekten utanmadım hatta konferans için gittiğim bazı liselerin Müdürleri, hocam ne olur öğrencilerimize İmam Hatipli olduğunuzu söyleyin demişlerdi…Biz, biz olarak yaşarsak, bizi bizden almak isteyenlere fırsat tanımamış oluruz. Sorumluluk sahibi olmak çok ağır yükümlülükleri beraberinde getirir, o yükümlülükleri hakkıyla bizler yerine getirirsek inanıyorum ki çıkar ve menfaatleri için her ortamı kuşatan çıkar lobileri de dayanacak güçten yoksun kalacaklardır. Bunun yolu bizim elimizde, kim nerede ne zaman bulunursa bulunsun, bulunduğu ortama erdemli yaşamının tohumlarını saçan birer yürek bahçıvanı olmalıdır. Bizler erdemli bahçıvanlar olduğumuzda erdemli bir toplumun fidanları görünmeye başlar ama ne şiş yansın ne kebap diye hareket edersek ne biz kalırız ne mesajımız… Bal tutan parmakları biz kırmazsak, bir gün o bal tutan parmaklar parmaklarını gözümüze sokar…Bu topluma vereceğimiz mesaj insanların emin olduğu, emanetlerini getirip rahatlıkla teslim edeceği bir yaşamı canlandırmaktır. Düşmanlarımız dahi, bunlar ancak doğruya şahitlik ederler dedikleri gün bizim diriliş günümüzdür. Selam olsun hakka tabi olanlara ve yarına umutla bakıp sadece Rahman’a kulluk yapanlara! 16/09.2020/Erol KEKEÇ
Bu Blogda Ara
17 Ocak 2022 Pazartesi
DOSTLARA MESAJ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Popüler Yayınlar
-
Sosyal devletin anlamını, devlet ile millet arasındaki ilişkiyi ve bir toplumu güçlü ve sürdürülebilir kılan dinamikleri detaylandırırken, b...
-
Günümüzde teknolojinin ulaştığı seviyeyi anlamak için sınırsız bir yaratıcılıkla şekillenen dijital bir çağda yaşadığımızı kabul etmek gerek...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, kimin neye inandığını ve ne adına yaşadığını anlamak her geçen gün daha da zor hale geliyor. İnsanlar, çoğu z...
-
Ah be oğul, Dünya dediğin, bir misafirhanedir aslında. Tahta beşikle başlar yolun, Tahta bastonla biter usulca. Arada ne var dersen, Gözya...
-
Mekânların Hafızası ve İnsanın Aldanışı Emevi Camii, tarih boyunca dinî, siyasi ve toplumsal anlamları bir arada barındıran, sadece mümin...
-
Bismillahirrahmanirrahim, Ey insanlar! Gelin bir düşünün, çevrenize bakın ve kendinize şu soruyu sorun: Bugün içinde yaşadığınız toplum, All...
-
Bugün Suriye'de HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) tarafından gerçekleşen yeni çatışma patlamaları ve burada bizim medyanın ilişkileri üzerinde...
-
Suriye'nin içinden geçtiği karanlık dönem, sadece bölge ülkeleri için değil, tüm dünya için ciddi bir kriz senaryosudur. Ancak bu kriz...
-
Her çağ, insanı dönüştüren yeni düzenler yaratır. Zamanın ve zeminin rengine bürünmek zorunda kalmanın dayatıldığı dönemlerde, bireyin kim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder