Aile Tüketim Bakanlığının uygulamaları devam ettiği sürece Kaç İstanbul Sözleşmesi yırtarsanız yırtınız, sadece siz yırtılırsınız kimse kimseyi aldatmasın...
Malum Bakanlık resmi olarak eşlerinden ayrılıp dul yaşayan
bayanların çocukları kendisinde kalırsa, onlara set adı altında her çocuğa
1000-ile 1200 arasında bir para ödüyor. Üç tane çocuğu varsa bir bayanın, işi
öğrenmişler neden birlikte olayım ki, zaten bu haklarım var diyerek erkeğe bir
tekme vuruyor, adam babasını Şam'da ararken kendisini Bağdat zindanlarında
buluyor, bir de etrafına sur çekiliyor, ondan sonra kuduz mikrobu taşıyan bir
it gibi kadının mıntıkasına yaklaşması bile tehlikeli görülüyor, adam uzaktan
uzağa boynunda tasması çocuklarının eve giriş çıkışını izliyor ama zaman zaman
koca çocuklar(!)’ında eve girdiğini görünce, üstelik bunlar bir de yatılı
misafir olunca Kuduz mikrobu taşıyan it gibi kontrolde olan adam, hiçbir kural
tanımadan saldırıyor ve ne kadın ne çocuk gözü görmüyor, oracıkta parçalayıp
atıyor bu defa bu mikrobun etki alanı yayılıyor kuduz olan olana...
O malum bakanlığın programlarını incelerseniz benim burada
yazmaktan imtina ettiklerimi siz daha rahat bulursunuz. Üstelik bu sürecin
hızlanması için teşviklerde eksik olmuyor, Evinde çocuklarının başında ana
olanlar aşağılanıyor ama çocuklarını farklı ellere teslim ederek özgürlük
(!)için köleliğini daha bir kanıtlamasına yardımcı olunarak, ek ödemeler yapılıyor.
Ne için, kadının köleliğini daha bir pekiştirmek ve çalışmanın anne olmaktan
çok daha kutsal olduğunu kanıtlamak adına(!)
He bu arada şunu da söyleyeyim, eşinden resmen ayrılmamışsa
bir kadın perişan halde de olsa,5 tane çocuğuna da baksa bu setlerden
yararlanamıyor, yani mesele aileyi ve çocukları korumak değil, kadının aileyi
yıkmasının bedeli ödüllendirilmekte...
Sahiden bunlardan haberiniz vardı değil mi, bu da nereden
çıktı yahu demezsiniz umarım, kendi iç dünyanız bu şekilde hallaç pamuğuna
dönmüş, İstanbul sözleşmesi gitti diye neredeyse şükür namazı
kılacaksınız...Eğer bir şükür namazı kılınacaksa Allah'ım bizden aldığın idrak
ve akıl mekanizmalarımızı bize ver de bu zilletlerden kurtulalım diye secdeye
kapanarak hakkın tarafı olmaya çalışın, yoksa helakin çok yakın olduğunu bilin
derim...
Algı operasyonu, böylesi toplumlarda öyle bir gerçekleşir ki
ruhunuz duymaz. Bu dediklerimin olmadığını anlatacak, böyle bir bilgi yanlıştır
diyecek, Bakanlıktan en üst bir yetkili açıklasın da nasıl avutulduğumuzu kendi
gözlerimizle görelim.
Yaşamın içinden bu uygulamaları onlarca örneklerle kanıtlarım,
benim işim bu yardım alan ailelerin bakanlıktan hangi şartlar altında neden
yardım aldıklarını, nasıl aldıklarını belgeleriyle incelemiş biri olarak
konuşuyorum, fazla konuşmaya gerek yok ariflere tarif gerekmez, Arif
olmayanlara da ancak bir Freud gerekir daha iyi hipnoz edip horul horul
uyumaları için, o da benim işim değil ben rahatsız ederim...
Erol KEKEÇ/21.03.2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder