Bu Blogda Ara

4 Nisan 2020 Cumartesi

ÖZDİLE BİR HATIRLATMA ve SONRASI!!!! Toplumsal dayanışma Bu toplumun Ruhunda var!



Hep söylüyorum tekrar söyleyeceğim,yaşamın tamamında yapmanız gerekenleri yapmazsanız, belli dönemlere hasredilen davranışlar güvenirliğini ve hakkaniyet ölçülerini kaybediyor.Bizim Millet hakikaten kültürüyle duygusal bağlarıyla inanç temelleri ile farklı olduğunu her eylemiyle apaçık deklare etmektedir.Bu davranışlarımız devlet Millet el ele olduğu zaman daha farklı güzelliklere kapı aralamaktadır.Dün Yılmaz Özdil'in yazısını okudum.Büyük bir çoğunluğuna Özdil'iin yererek ve eleştirerek baktığı konuları ben ayakta alkışladım.Sebebi ise dünyanın tamamında ki devletlerden daha fazla yeryüzünün her yanına ulaşarak tüm insanlığa her açıdan destek olmaya çalışmışız bu da gösteriyor ki,biz bir evrensel medeniyet tasavvurunun taşıyıcılarıyız.Bu davranışlarımız her ne kadar içinde kısmi olumsuzluklar ve bilerek ya da bilmeyerek yapılan yanlışlar olsa da eylemler totalda bakıldığı zaman, çok güzel bir geleceğe kulaç attığı görülmektedir.

Onun için buradan açıkça deklare ediyorum ki,kin nefret ve saldırganlık üzerine asla bir yaşam kurulamaz; bu konuların daha aklı selim ve ideolojik sapkınlıklardan arınarak değerlendirilmesi kaçınılmazdır.2000 öncesinde kendi insanının karnını doyurmaktan aciz bir devletin, dünyanın dört bir yanına kadar uzanmış olması bizim açımızdan utanç duyulacak bir davranış değil, ancak kıvanç duyulacak bir davranış olabilir.Benim eleştiri noktalarım hiç de Özdil'in idrak edemeyeceği noktaları içermektedir.Ben adil hakkaniyetten yana olan bir anlayışın temsilcisi olarak devletin yönetim aygıtlarında istihdam edilecek fertlerin değerlendirme kriterlerinin düşünce,inanç ve birilerine yakınlığına bakılmaksızın,ehliyet liyakat ve emanete ne kadar riayet edileceğine bakılarak alınması gerektiğine inanmaktayım.Bu kurala uyulmadığı zaman hangi anlayışa sahip olursanız olunuz yanlışlar kapısından içeriye girersiniz bunun sonucu da yanlışların yanlışları beraberinde getirmesi olur.Biz, kendi halkının can,mal, nesil korunma ve ve barınma ihtiyaçlarını sağlamaya çalışan adil bir yönetimi korumazsak insan olmamızdan utanç duymalıyız. Peki bizim devletimiz bunları yerine getirebiliyor mu getiremiyorsa da ne kadar getirememekte ve nedeni ne olabilir bunları sorgulayarak kendimizle biraz yüzleşme yapalım.
Evet dostlar; bugünlerde yapılacak olan dayanışma ruhunu yok etmek ve eleştirmek bugün yapılması gereken bir eylem değildir.Bugün Millet olarak biribirimizdeki farklılıkları yok sayarak bu denizin dalgalarından sağ selim birbirimizin elinden tutarak karaya çıkmamız gereken bir dönemdir.Böyle değil de sen neden böyle yaptın o neden öyle oldu diye diye tartışalım hep beraber göreceğiz ki bu seller bu şekilde kaynayan toplumları yutar.Gelelim bugüne çok çeşitli kuruluşlardan bu bağış ve yardımlaşma hesabına nakit ya da farklı ihtiyaç maddelerini karşılamak için vaatlerde bulunan kişi ve kurumlar var.Ben burada bazı soruları sormam gerektiğine inanıyorum ve soracağım...'
1.Bu kadar biriktirip sizin dışınızdaki insanların şu ana kadar nasıl yaşadıklarını hiç mi merak etmediniz,
2.Beş aya kadar maaşlarını bağışlayanların demek ki yaşamlarını devam ettirmede,Milletin kıt kanaat geçimlerini sağlamak için elde ettiklerinden alınan vergilerden size verilen bu maaşların yaşadığımız ortam dikkate alındığı zaman sizin vicdanınıza hiç mi dokunmadı,
3.Devlet kurumları olarak bu kadar bağışların yapılacağı paralar,Millet bu halde yaşam sürerken orada bulundurup kurumların harcamalarında bir sınır tanımadan israfa dayalı bir yaşamı nasıl bugünlere getirebildik...
4. Allah'ın özgürce yarattığı kullara asgari bir yaşam denklemi oluşturarak ne kadarla nasıl geçineceğini ona dayatıp insani bir yaşam sunmamakla kendimizi hiç bu işlerde sorumlu tutuyor muyuz?
5.İhalelerin genellikle bu ülkede belli ellere verilerek onların mal varlıklarının Karun'un kıskanacağı duruma gelmesinde ve bugün bunların bu dayanışmadaki rollerinin neredeyse bir hiç pozisyonunda olmasından dolayı adil bir iş yapmış olacağımıza inanıyor muyuz?
6.Devlet,kendisinin söylediğinin bir kanun olduğunu ve herkesin buna gönül rahatlığı ile uyması gerekir anlayışını toplumun genelinde oluşturamadığından dolayı, hep başkalarını sorumlu tutarak sorunların kaynağına inmiş oluyor mu; yoksa kendisinin üzerine oturduğu ve savunduğu anlayışta bir hata olabilir diye kendisini sorgulamasının kaçınılmazlığını dikkate alacak mı?
7.Devlet,asıl fonksiyonunun toplumda meşruluk temeline oturmuş bir güven oluşturması gerektiğini dikkate alacak mı?
8.Devlet ne olursa olsun tüm vatandaşlarına merhametle yaklaşıp onların ajitasyona dayanan eylem ve düşüncelerini rehabilite ederek toplumsal yaşama entegre etmek için şefkat timleri kurup toplumda bir barış ve dayanışma atmosferi oluşturacak mı?
9.Devlet, acaba bugünlerdeki musibetlerden bir ders alarak kendisini yeniden yapılandırıp gelecekte çok daha farklı,hakikaten bir baba olma dirayetini şecaatle nasıl gösterecek?
10.Devlet,toplumda gerilim oluşturmaya dönük kendisini desteklemeyen ya da destekleyen fark etmez her türlü olumsuz düşünce ve eylemlere karşı toplumsal sulh mekanizması kurarak toplumsal bir kardeşlik ruhu ile bu dayanışmayı daha kapsamlı ve kuşatıcı tüm kitlelere taşıyacak nasıl bir formül oluşturmayı düşünmektedir?
11.Devletimizin neredeyse gelir kalemlerinin tamamı vergiye dayanmaktadır.İnsanlardan aldığı vergi ile hiyerarşik gücünün devamını sağlayan bir devlet, ben yaptım oldu gibi, kendisine teslim edilen maddi ve manevi imkanları çok hassas ve har vurup harman savurak savurganlıkta sınır tanımadan istediği gibi harcamalı mı yoksa Hz Ömer gibi kendi işini yaparken kendisine özel mumu yakarak mı aydınlanmalı, ya da Rahmetli Hasan Celal Güzel gibi,kendi özel işinde kendi cebinden çıkardığı özel kalemi ile mi imza atmalı,bu konuda gerekli ve hassas duyarlılık örneği gösterecek bir düşünce ve eylemi ne zaman hayata geçirmeyi düşünmekte...
12.Devlet, ne zaman kendi içinde bir makama geçmek için milyonlarca paralar harcayarak ya da el altından ona buna rüşvet vererek bir yere gelmeye çalışanların önüne geçmeyi düşünmekte,alacağı maaş belli olmasına rağmen bu kadar paralar harcayarak oraya gelmeyi düşünen bir anlayışın bu Milletin teslim ettiği vergi emanetini Allah'tan korkarak harcayacağı mı düşünülüyor yoksa,Devlet bu yola açılan kapıların hepsini ne zaman kapamayı hesap etmekte...
13.Geçmişte belli kesimler hariç(ihtilal yaparak devletin kasalarını boşaltan paşalar) devlette çalışanların imkanları çok sınırlıydı ve insanlar onlara destek olmaya çalışırdı oysa bu gün devlette çalışan belli makamlar sınırsız imkanlara sahip ve kendi avanelerini korumaya ve kollamaya çalışmaktadır.Peki sormak gerekmez mi bu adamlar tacir değil ticaret yapmıyor buna rağmen bu kadar imkanlara nasıl ulaşıyor,o zaman bunlar bizim kendilerine emanet ettiğimiz emanetleri amaçları dışında kullanmaktadırlar diye bir algı oluşuyor ve bu algı da yalanlanacak ciddi gerekçelerle karşılık bulmuyorsa devlet bunları önlemek zorunda değil mi?
14.Şairin deyimiyle,"Vurun ulan vurun,ben kolay ölmem,ocakta küllenmiş közüm,söylemeye sözüm var karnımda halden bile,....Devlet bir an evvel yeni bir inşa sürecine girmeli yaptığı güzellikleri alkışlıyoruz daha güzeli rahatlıkla olabilir,bunun yolu tüm vatandaşlarına asgari bir yaşam bağışlamadan adil ve hakkaniyet ölçeğinde herkese insanca yaşayacağı bir yaşamı sunmalıdır.Sınıfsal ayrışmanın önüne geçmeli herkes devletine destek olacak duruma gelmeli,Güç para sadece belli ellerde toplanarak ifsatın kaynağını oluşturmamalıdır.
15.Rabbm, bugünleri bizler için tefekkür,yeniden doğuş,kaynaşma,beraberlik kardeşlik ve sadece Yaratıcıya kulluğa açılan kapı,hakkaniyet ve adalet ölçeğinde Allah'ın kullarına merhamet ve şefkat kanatlarını gereceğimiz günler eylesin...
Bu değerlendirmem sadece yürek çakralarımızı açmak zihin duvarlarımıza yapışmış örümcek ağlarını yok etmek,bizi biz yapan değerler atmosferi ile buluşarak kendimize gelmek için bir analiz olarak görmenizi istiyorum...Rabbim sadece hakkın ve adaletin şahitleri kılsın bizleri! Bu süreçte canını dişine takarak her daim koşan uykusuz kalan ve yürekten mücadele eden tüm gönül erleri büyüklerimi saygı ve küçüklerimi de sevgiyle selamlıyorum,özverileri karşısında muhabbet duyuyorum selam ve muhabbetlerimle Hayırlı cumalar diliyorum...
Erol Kekeç/4 Nisan/2020 Sancaktepe/İst

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!