Bu Blogda Ara

28 Temmuz 2013 Pazar

KANA KANA İÇENLER HELAK OLDULAR!


“Tâlût, ordu ile hareket edince, “Şüphesiz Allah, sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim onu tatmazsa işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka.” dedi. İçlerinden pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler. Tâlût ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçince, (geride kalanlar) “Bugün bizim Câlût’a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok.” dediler. Allah’a kavuşacaklarını kesin olarak bilenler (ırmağı geçenler) ise şu cevabı verdiler: “Allah’ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah, sabredenlerle beraberdir.” Bakara:24        
Şüphesiz Allah sizi dünya ve içindekilerle imtihan edecektir. Bu imtihanın galipleri dünyaya dalarak kana kana doymadan yiyenler ve içenler olmayacaklardır… İmtihanı kazanalar, ya hiç suyu içmeden karşıya geçenler ya da çok zorunlu olduğu için Allah’ın kendilerine müsaade ettiği bir avuçla yetinenler olacaktır…
Şüphesiz Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir…
Bu ırmak akıyor, herkes onun içinde ne varsa toplama derdinde, akan bir su ikinci kez aynı şekilde akmaz diyerek, öyle bir koşuyorlar ki, anlamak ve anlatmak neredeyse imkânsız gibi…
Temmuzun sıcağında susuzluktan bunalanların dillerini sarkıtarak soluması gibi bir koşuşturma var; suyu ele geçirenlerde koşuyor, suya ulaşmak için çırpınanlarda koşuyor, sanki bir taraf karnaval meydanı öbür yan mahşer anı…
Yarlardan aşağı önüne çıkan ne varsa hepsini toplayarak tüm debdebesiyle akan bir sel ve bu selin içinde çırpınan dünyaya ait mücevherler arayan zavallılar. Hangisi galip gelebilir acaba, debisi güçlü olan sel suları olduğuna göre, onun kazanacağı kesin, peki bu zavallıların mücadelesine bir anlam vermek mümkün mü?
İmtihan alanı olan bu akıntı dünya ırmağını görmezden gelenler, imtihanın ciddiyetini asla anlayamazlar… Bu bataklıklara daldıkça dalanlar, üzerlerinde ve yüreklerinde çamurdan başka bir şey çıkarmazlar. Toprak insanın özü ancak onu çamurlaştırmak ve oraya yapışıp kalmak, onun bir seçeneğidir. Tercihiniz neye ise orada kalırsınız, acil bir durum vaki oldu ise ondan bir avuç almanızda ve yolunuza devam etmenizde bir sakınca yoktur… Ancak kana kana içerseniz, onun cazibesine kapılır ileriye değil, tadını aldığınız yerde saplanır kalırsınız…
Yukarıdaki ayetin dillendirdiği hakikati görebiliyor muyuz? İmtihanın doruk noktası kazanma ve kaybetme anı… Avuç avuç içenler korktular ve sen ve yanındakiler gidin savaşın, bizim Calut’a ve ordularına karşı koyacak gücümüz yoktur. İman edenler dediler ki, şunu biliniz ki, Allah’ın izni ile nice az topluluklar, çok topluluklara galip gelmişlerdir… Allah’a dayanmak bir iman işidir. Dünyaya ve içindekilere dayanarak kendini güçlü hissetmek, şeytanla Candaş ve yandaş olmanın kanıtıdır…
Şeytanla Candaş olan ve sarmaş dolaş yaşayan bir dünyanın zavallı bizim gibi ödlek yaratıkları! Şunu biliniz ki, imtihanı kaybettiniz, avuç avuç doymak ve dinlenmek bilmeden bu dünya ırmağının pislikleriyle ruhunuzu ve karınlarını doldurduğunuz bir ortamda hala kazananlardansınız öyle mi, yemezler Allah’ın sünnetinde asla bir değişim bulamazsınız, kendimizi boşuna aldatmayalım…
Dünyaya çaktıkları kazıkların sayısını bilmeyenlerin,hazinesinin anahtarlarını güçlü bir topluluğun taşımaktan güçsüz düştüğü Karun’dan ne farkı olabilir anlatır mısınız…? Dünyaya çakılan kazığınız ne kadar fazla ise, doyumsuzluğunuz da o oranda artar ve kana kana içmekten kendinizi alamazsınız. Bu dünya ve içindekilerden kana kana faydalananlar, Talut’un ordusunda dökülüp geride kalanlar olduklarını bilsinler. O bir dönemdi tarihi olayları bize örnek vermeye kalkmayın diyenler, şunu bilsin ki,”yeryüzünü gezin dolaşın sizden önceki yalanlayanların akıbeti ne oldu görün…” Kimse kendisine nefsin hoşuna gidecek gerekçelerle Hakkı yamultmaya kalkmasın, Vallahi ve Billahi Allah’ın yamultacağı günler çok yakındır. Allah günleri aranızda çevirip durur, sakın ola ki, hep dünya ve içindekiler sizi koruyacak sanmayın, gaflet bizi yedi tüketti ama hala savaşı kazanacağımızı ve havalar atarak başkalarına gözdağı vererek bu işler yürümüyor, haberimiz olsun… Dünyayı sırtında taşıyan ve en çamur ırmaklara ağzını dayamış kana kana içenler, hiçbir savaşın hiçbir yerinde galip gelemeyecekleri kesindir. Çünkü Allah’ın sünnetinde bir değişiklik bulamazsınız…
Sırtında dünya, ağzında tüm çamurların hortumları, elinde kirman ip eğirerek, dilinde Yasin okuyarak, tribünlere oynayarak savaş kazanılsaydı, ben sizi en doğru bildiğime götürüyorum diyen Firavun, Musa(as)’in karşısında mutlak galip gelen olurdu…
Savaş kazanmanın yolu sandıktan çıkmaz, alkışlayanların sayılarındaki artıştan elde edilmez. Savaş kazanmanın Yolu, Ya suya dokunmadan geçmek ya da ihtiyaç olduğu için bir avuç tadımlıkla yola devam etmekten geçer. Kana kana içenler ve dünyayı sırtına sarıp altında inim inim inleyenler tarihin hiçbir döneminde hiçbir savaşı kazanmamıştır… Müslüman olduğunu söyleyenlerin bu alandaki imtihanları İslam olmayanlara göre daha çetin geçer. Müslüman olmak size bir ayrıcalık tanır, ama ne zaman hakikaten hakka gereği gibi şahitlik yaptığınız zaman… Uhut muharebesine bir göz atacak olursanız, Müslüman olmanın ne zaman bir ayrıcalık olduğunu göreceğiz.” Allah size zaferi vermiş iken ne zaman ki, içinizden bir kısmınız dünyayı bir kısmınız ahreti arzuladı, işte o zaman Allah yeniden savaşı sizin aleyhinize çevirdi… Görüyor muyuz Allah’ın sünnetinde bir değişme bulamazsınız savaşan Allah’ın Resulü de olsa durum aynı… Peki, biz kendimizi ne sanıyoruz.
Allah’ın yardımının kimlere indiğini size söyleyeyim mi, onlar sadece ve sadece Allah’a tevekkül eden ve adaletin mutlak gözeteni olanlardır. İbrahim (as)a, Nemrut ve avenesinin onu ateşe atmak için odun topladıklarının haberini verdiklerinde, İbrahim(as)’in tavrı :”Allah ne güzel vekil ve o ne iyi yardımcıdır…”olmuştur. İşte Allah’ın yardımı bu hayatlara hemen yetişir ve dünya size düşman olsa eğer siz istikamet üzere dosdoğru yaşayarak Allah’a dayanmışsanız, Allah sizin aleyhinize asla düşmanlarınıza fırsat vermeyecektir.”Biz de ateşe dedik ki, İbrahim’e karşı serin ve esen ol…”
Savaşı kazananlar, Ebubekir Essıddık(ra) gibi dünyanın tamamını Allah ve Resulü için harcayan ve susuzluktan çöllerde dili damağı birbirine yapışan ve karnına açlıktan taş bağlayanlardır… Ebu zer(ra) gibi dünyaya kazık çakanları terk ederek Reveze çöllerinde elini ve yüreğini Rahman’a açarak yaşayanlar olmuştur…
Günümüzde tıka basa götürenler ve üstlerine başlarına dökerek suya dalıp, kana kana içmekten kendilerini alamayanlar ve Allah dünyayı mümin kullarının üzerinde görmek ister diyerek çirkefliklerine meşruluk kazandırmaya çalışanlar asla savaşın hiçbir noktasında olamazlar. Kimse kendini kandırmaya çalışmasın…”Allah’ın sünnetinde bir değişme bulamazsın…”  
Birilerinin amuduyla götürdüğü bir dünyada, akşam iftar açacak bir parça ekmek bulamadığı için, çoluk çocuğuna karşı mahcubiyetten, evin bir odasında kendini ipe çeken insanların yaşadığı bir dünya da savaş zaten kaybedilmiştir… Savaşı kazanmak, tahammül edilmediğinden elindeki gücü kullanarak bastırma operasyonları düzenlemek değil, elindeki tüm imkânları seferber ederek insanları diriltme mücadelesi vermektir…
Sistemin nimetlerini tepe tepe horca kullanarak, işini iyi bilen insanlar zümresine adını kaydettirenlerin, koro halinde homurdanmaları ve şak şaklamaları hiçbir savaşın kazanılma yolu olmadığını bilmek gerek…
Savaşın kazanılması mazlumların ahından değil, mazlumların duasından geçer. Mazlumları görmek istemeyenler, ne kadar gerçeklerle aralarına duvarlar örseler de; Allah mazlum ve mahrumların yardımcısıdır… Bir kişinin yardımcısı Allah olunca ona hiçbir korku yoktur…
Savaşı kaybedenlerin kaybetme gerekçesini ben dilimin ve gönlümün onayladığı şekilde söyledim, Allah’ım sen şahit ol, bizi huzuru mahşerde bunların yaptıklarından dolayı sorumlu tutmayasın… Allah’ım kana kana içmekten doymayan bir ortamda yaşıyoruz, ne söylesek hepsi yok edilmeye çalışılıyor ve bir gerekçeyle mutlaka haklılıklarını anlatmaya çalışıyorlar… Sen şahit ol Allah’ım!” İçimizde sadece zulmedenlere erişecek olmayan o azabından bizleri koru…”
Ey Allah’ım durumumuzu ahvalimizi sana arz eyledik, sen her şeyi gören ve gözetleyensin, bizleri dünya ırmağından kana kana içerek, dünyaya saplanıp ahret yolculuğunu unutan zavallı perişan kullardan eyleme…
Savaşın meydanlarda, sandıklarda, afişlerde, billboardlarda, televizyon ekranlarında, yüksek sesle bağırmalarla kazanılmadığını bilmeyenler, savaşın ganimeti olarak paylaşılacağı günü beklemek zorunda kalırlar… Zalimlerin ellerindekilerle Müslümanların savaş kazanacağını sanması en büyük budalalıktır. Müslümanlar için onlar araçlardır, müslümanın mutlak sahip olması gereken, Allah’a gönülden bağlanmaktır. Suyu kana kana içmemektir.
Hüseynin Kerbela’da bir damla suya hasret gitme gerekçesini ve şahadetinin anlamını kavramamış, Yezitlerin yaşamıyla hiçbir savaş kazanılamaz…
Yezitlerin savaşı kazanma mantığı, güçlerine inanmaktan geçer, Hüseyinlerin zaferi Allah’a kulluktan geçer… Allah’a kul olmadan, debdebesiyle Müslüman olduğunu sanıp, zafer elde ettiğini sananlar, tarihin korkak zalimler Güruhundan oluşmaktadır…
Zalimler, tarihin her döneminde güce iman etmesine rağmen, Allah’a inandığını sanan korkak ve ürkek zavallılardan oluşur… Kana kana içenler imtihanı kaybetti…”Bu Allah’ın bir sünnetidir, Allah’ın sünnetinde asla bir değişiklik yoktur…”
Not: İnşallah nasip olursa Devam edecek…
SOSYOLOG-EROL KEKEÇ
28.07.2013 (10.40-13.15)
ÇENGELKÖY/İST



Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!