Var mısınız
benimle iddiaya, Yaşar mı yaşamaz mı, Yaşar? Yaşar, yaşar diyenler çoğunlukta
gibi görünüyor, lakin ben sizinle aynı fikirde değilim. Geçenlerde bir
mezarlığa uğradım son uğrak yerim orası oldu bir mezar taşında Yaşamın öldüğünü
gördüm. Yaşamı mezarlığa bırakmışlarsa söyleyin bana bu Yaşar, nasıl yaşar…
Bu yaşar bizim
yaşar asla yaşamaz bu yaşar, kendini vurdurmak için parayla kendisi için
tetikçi tutan yaşar değil mi, o halde söyleyin bana bu Yaşar nasıl yaşar.
Yaşarın boynunda bir zincir kolye yaşamak bu diye asmışlar boynuna, Bizim Yaşar
bu ya, yaşamak buysa alın size bakalım bu yaşar nasıl yaşar diye birden
bağırmasın mı? Ne boynundaki zincir halkalar ne ayağına vurulmuş prangalar ne ellerindeki
kelepçeler, ne de zihnindeki yasak sınırlar hepsi birden yok olmasın mı, koştu
yaşar koştu sonunda yaşamıyorum, benim adım Yaşar değil mi, size ne yaşardan
yaşamıyorum işte bundan sonra herkes bana yaşamaz diyecek, diye atlamaz mı
sulara o gündür bu gündür, bizim yaşardan haber yok.
O gündür bu
gündür bilen yok bizim Yaşar, yaşar mı, yaşamaz mı? Hala yaşar diyenler olsa da
ben son kararımı mezarlık ziyaretimden sonra verdim; Yaşamın mezar taşının
olduğu bir çağda Yaşar nasıl yaşasın, hiç sizde akıl yok mu yahu, Yaşar yaşamaz
işte, yaşamı gömmüşler en derin mezarlardan birine, orada mezar taşı var başucunda,
o zaman nerede kaldı bizim Yaşar. Önüme çıkan herkesle paylaştım Yaşar yaşar mı
diye, herkes yaşıyor zaten dedi, ben de gören duyan var mı nerede acaba diye
sorduğumda hep aynı cevap yaşar yaşıyor ne arkasına düşüyorsun cevabını aldım.
Yaşar, yaşar mı
yaşamaz mı? Valla aramaya gerek var mı diye ben de çektim elimi, dilimi kestim,
kulaklarımı tıkadım, bir nalbanda giderek gözlerime nal çivilerinden ikişer
tane çaktırdım ki, beynimden çıkan çiviler yerine iyi otursun diye. O günden
sonra kimseye sorma gereği duymuyorum yaşar, yaşar mı yaşamaz mı hiçte umurumda
değil, yaşamayanları yaşamdan sayanlar doldukça etrafta, Yaşar yaşasa ne olur
yaşamasa ne olur, bende yaşamıyorum artık diyebilmek için dilimi, kestirdim,
ellerimi bağladım, kulaklarımı tıkadım, gözlerimi çiviledim ancak buna rağmen
hala birileri benimde yaşadığımı iddia ediyor. Bende duramıyorum, ister Yaşar
yaşasın ister siz yaşayın, benim bildiğim bir şey var ki, bu yaşar yaşamaz.
Yaşamın mezar taşına Yaşamın doğum ve ölüm tarihleri girilmiş, ben onları
kaydettim telefonuma sizlerle paylaşmak için, ancak aklıma hiç gelmemişti,
ölülerin yaşadığını anlatmak isteyenlerle konuştuğumu bilmiyordum bu vesileyle
beni bilgilendirdiğiniz için sizlere de ayrıca şükranlarımı sunuyorum.
Bu yaşar başka
yaşar, yaşasa da yaşamasa da o bilmez bu konuları, ona birileri söylerse sen
yaşıyorsun diye, o da ona göre yaşayıp yaşamadığını öğrenir. Bu toplumda o
kadar yaşar var ki, ne siz sorun ne de ben söyleyeyim, ben de artık anlamıyorum
kim yaşar kim yaşamaz.
Yaşar, yaşar! Sana
sesleniyorum, nerdeysen çık ortaya herkesin kafası karıştı yaşıyor musun
yaşamıyor musun bir bilen yok ortalıkta. Yaşar memleket ahvali kan revan içinde
sen neredesin yaşar, yaşarsan sen bize ihanet ediyorsun ve bizi birbirimize
düşürdün ne var ortalıkta kafanı kaldır da bir bak, memleketimde analar babalar
yavrular çığlıklar eşliğinde canından bıkmışlar. Söyle bize yaşarsan yaşadığını
söyle, ama ben biliyorum bu Yaşar yaşamaz…
13.05.2013(16.40-17.33)
SOSYOLOG-EROL
KEKEÇ –ÇENGELKÖY/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder