Yorgunluk canıma ahdetti. Tabi yorgunluğun ne olduğunu ancak yorulanlar bilir. Benim yorgunluğumdan biraz bahsedeyim merak etmişsinizdir belki. Hani şunları bazen kullanırız ya ben onu sana dememiş miydim gibi; hakikaten beni yoranlar da, çok söylemiş olmama rağmen yapılmamış olup, onunla alakalı kişilerle karşılaştığımda, hatırladın mı ben sana onu söylemiştim gibi yorumlamaları yapmaktan çok yoruldum. Karar verdim bundan sonra bu açıklamalara yer vermeyeceğim, alan alır almayan da bilmem ne alır görürüz hep beraber.
Bu kısa hayatta birazcık nefes alalım neşe ve mutlulukla dolalım derken, mutluluğumuzu hep feda ettik, kimler için diye sorarsanız, inanın değmeyecek ve bir nebze kendisine ders çıkarmayacak, amipsel tek hücreli canlılara harcadık. Ondan işte geriye dönüp bir baktığımda hep karavanaya sallamışız da yeni fark ettim. E neyse hayırlısı diye yeniden başladık yürümeye, bu yolda sadece selektör yapıyorum son sürat basıyorum gaza, önüme çıkan ve kural ihlali yapanlara da çarpmayayım diye düşünmüyorum, benim şeride girenlere ne olurun hesabını yapmıyorum ne olursa olsun. Dememiş miydim demeyeceğim artık, ya da saksafon çalma gibi özel bir gayret içinde olmayacağım; çünkü ben zaten selektör yapıyorum ama birileri daima başkasının şeridinde gitmekten ve hak ihlalleri yapmaktan zevk alıyorsa, yolu boşaltmasının zamanı gelmiştir o zaman.
Hayat bu, bazen birileri yolun başında, bazen yolun ortasında, bazen sivri uçurumların ucunda son verir yaşama ve elveda ederek gider yolun dışına. Gelecek günlere umutla bakıyorum, karanlık bir perde açılıyor karşıma, biraz tereddütleşiyorum ne perde, ne başka bir şey, anlaşılmayan bir titreme sarıyor bedenimi. Titremelerim için uzman psikiyatrilere soruyorum, küresel virüsten kaynaklanan sıtma mikrobunun tesiri olduğunu anlatıyor, meşhur mollalara soruyorum, belki bir dinsel açıklaması olabilir umuduyla, sana cin çarpmış diyorlar. Acaba açlık mı, bir de ekonomiden anlayanlara sorayım diyorum; her şey çok güzel karnın tok açlıkla alakalı değil, sen keyfinden horon tepiyorsun diyorlar; ya ne olur anlayan anlamayan herkes, şu benim derdimle ilgili bir yorum yapsın, ne olacak bu titremelerim diyorum, kafayı yemişsin ne yapalım diyorlar. O zaman ben de birden şimşek gibi irkilip kendime geliyorum ve diyorum ki:"kim kafayı yemiş kim yememiş yakında göreceksiniz".İşte o gün geldiğinde ben dememiş miydim dememek için bu gün birden söyledim işte ne bileyim.
Evet, benim için çoğu komplo ve korku senaryoları kurduğumu düşünebilir ama şunu unutmamak gerekir ki, hakikati göremeyenler ve kendilerini aklamak istenler böyle düşünedursun, ben de diyorum ki,"zulüm ile abad olanın sonu yok olmaktır".
Yıl:07.03.2009
Saat:21.50–22.20
Yer: Çengelköy/İst
(E.Kekeç)
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Popüler Yayınlar
-
Milletvekilliği ve din görevliliği, birçok toplumda yerleşik gelenekler haline gelmiş, ancak esas itibarıyla doğru temellendirilmeyen iki fa...
-
Bu sürece başlamadan önce, ülkemizdeki barış sürecinin alt dinamiklerini anlamak çok önemli. Bu süreç, toplumsal eşitlik, adalet, devletin m...
-
“Ey insanlar! Allah’ın adını kullanarak vicdanınızı, ahlakınızı rahatlatmaya çalışanlardan uzak durun. Çünkü adaletin olmadığı, paylaşımın v...
-
Türkiye’de son yıllarda belediyelere yönelik kayyum atamaları ve bu sürecin yarattığı hukuki ve toplumsal tartışmalar, demokratik değerlere ...
-
Kültürel Değişim ve Normların Evrimi Toplumlar sürekli değişim içindedir. Belki de günümüzde en hızlı değişen şey, neyin normal neyin anorma...
-
Bu çalışma ülkemizdeki özelleştirme politikalarının tarihçesini, kamu kurumlarındaki çalışan sayılarındaki değişimleri ve toplumsal, ekonomi...
-
Bir söz vardır: “Çivi çiviyi söker.” Halk arasında sıkça kullanılan, çözüm bulmaya yönelik basit bir strateji gibi görünse de bu söz, zalim...
-
Toplumun her kesiminin birbirine bağlı olduğu ve sağlıklı bir toplum yapısının ancak karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma ile mümkün olduğu...
-
Günümüzde dünya sahnesinde yaşanan askeri ve politik gelişmeler, Orta Doğu ve Akdeniz bölgelerini küresel güçler için stratejik bir savaş al...
-
Bu konuşmamda, modern yaşamın insan özgürlüğü üzerindeki etkilerini sorgulayan derin bir bakış açısıyla sizlere hitap etmek istiyorum. Günü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder