Ey insanlar! Kulak verin bu hakikate, çünkü içinde tüm insanlığa hitap eden bir çağrı, derin bir ikaz ve izzet sahibi insanlara layık bir direniş mesajı saklı. Allah’a iman ettiğini söyleyenlerin dilinde eksilmeyen dualar, gönlünde adalet ateşi olanlar, ve menfaatleri peşinde koşmayan izzet sahipleri; bu sözler sizindir. Allah’ın yolunda yürümek için önce adaletli olmak, menfaatten uzak, haktan yana bir yaşam sürmek gerekir.
Bu dünyada bazıları Allah’a iman ettiğini iddia eder; ancak gerçekte onların iman ettiği, dünyalık çıkarları ve kendilerine menfaat sağlayan liderleridir. Allah'ın tek ilah olduğuna inanmak, her durumda hakka sahip çıkmayı gerektirir; eğilip bükülmeden, kimden gelirse gelsin, adaletten yana durmayı emreder. Sözde Allah’a iman eden, ama pratikte dünyalık efendilerini yüceltenlere soruyorum: Bu efendilere iman değil de nedir? Bir insan, Allah’ın emirlerini kendi çıkarına uydurabilir mi?
Hakkın yanında durmak, zorlu bir yoldur. Dürüst, şerefli ve adil olmak; makam, mevki ve zenginlik peşinde koşmadan, yalnızca Allah’a kul olmaktır. Kimi insan, dillerinde Allah’ın adıyla, gözlerde takva maskesiyle çıkar peşinde koşar. Onlar sahte bir izzetin ardına düşmüş, dünyanın geçici heveslerini gerçek sanmış kimselerdir. Oysa gerçek izzet, yalnızca Allah’a teslim olmakta gizlidir; yalnız O’nun adını yücelterek, O’na layık bir kul olmaktadır.
Allah’ın emirlerine riayet eden, adaletle hükmeden, yalnızca O’na kul olan bir insan, dünyada izzet sahibidir. Böyle bir insan, vakurdur, mütevazidir ve dünya malına tamah etmez. İzzetli bir insan, yalnızca Hakk’a güvenir ve haksızlık karşısında dimdik durur. Mümin, hakikatin yanında yer alırken korku tanımaz. Zalimlerin karşısında eğilmez, yalnızca Allah’tan korkar. Bugün "Müslümanım" diyerek ortalıkta dolaşan nice kimseler var ki, menfaatleri uğruna Allah’ın emirlerini çiğnemekten geri durmuyorlar. Onlar, kendilerini haklı göstermek için seslerini yükseltiyor, insanları kendi çıkarlarına göre şekillendiriyorlar. Oysa ki, Allah huzurunda tek haklı olan O’nun kelamıdır ve O’nun yolunda dosdoğru olanlardır.
Bugün, gerçek bir müminin izzeti, sadece kendini değil, mazlumları da koruyan bir kalkandır. Mazlumlar için gözyaşı döken, haksızlıklara direnen bir müminin kalbi, O’na olan imanla dolar. O, neyi severse Allah için sever, kimi kınarsa Allah için kınar. Yalnızca O’nun adını yüceltir.
Ey dünya sevdalıları! Siz, bu dünyayı ebedi sanıyor ve ona göre yaşıyorsunuz. Menfaatlerinize uymayan her hakikati görmezden geliyorsunuz. Ancak biliniz ki, hesap günü yaklaşıyor. Siz Allah’a hesap vermeyi düşünmüyorsunuz diye bu dünyanın sizin ebedi yurdunuz olduğunu sanıyorsunuz. Ama unutmayın; mutlak galip olan yalnızca Allah’tır ve galip gelecek olanlar da O’nun sadık kullarıdır. Siz, Allah’ın adını kullanarak çıkar peşinde koşuyor, haktan uzaklaşıyorsunuz. Adaletsizliklerinizi dine yaslayarak kendinizi meşrulaştırıyorsunuz. Ama biliniz ki, Allah’ın hesabı tüm hesapların üzerindedir.
Ey dünyayı ebedi sanan, kendini dünyaya kaptıranlar! Bu dünyanın süsü, sizi aldatmasın. Asıl hesap, ahiret gününde verilecektir. Siz dünyayı seviyor olabilirsiniz ama biz Rabbimize kavuşmayı arzuluyoruz. Bizim korkumuz, Allah’a vereceğimiz hesap ve O’nun huzurunda eksik kalmaktan duyduğumuz endişedir. Gerçek zafer Allah’ın ve müminlerindir.
Müslüman izzetlidir, vakur durur. Onun vakarından, Allah’a bağlılığından düşmanları korkar. Onlar, dünyaya kul olmadan, dünyaya meydan okuyarak yaşarlar. Biz, adaletin, izzetin, iyiliğin yolundayız. Biz, adaletin savunucusuyuz. Şehitler gibi izzetle yaşamak, ölmeyi bir şeref sayarak hak yolunda yürümek bizim davamızdır. Allah’a iman edenlerin yeri bellidir; onlar dünyayı değil, ahireti severler.
Ey dünyanın zalimleri, tağutları, çıkarcıları! Tüm gücünüzle üzerimize gelin, biz Allah’a bağlıyız. Dünyayı nasıl seviyorsanız, biz de Rabbimize kavuşmayı o kadar arzuluyoruz. Selam olsun gerçek müminlere, izzet ve onur sahibi olanlara! İnsanlık için çağrı yapıyor, sizleri bu yola davet ediyoruz. Ey insanlık, duyun ve bilin; asıl korkulacak olan Rabbinize karşı vereceğiniz hesaptır! Dünya aldatıcıdır; kalıcı olan, ahiretin ta kendisidir. Ey dünyanın efendisi olduğunu sananlar, Allah’a dönün; hakka dönün. Unutmayın, gerçek zafer Allah’ın ve müminlerindir!
Hedefiniz belli ise uğruna katlanacağınız acıların hepsi kutsaldır, şehadet bir ödüldür ancak layık olana verilir....
Erol Kekeç/09.11.2024/01.40/Sancaktepe/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder