Ramazan ayı, yalnızca oruç tutma ayı değil; aynı zamanda merhametin, yardımlaşmanın ve adaletin hatırlandığı bir arınma dönemidir. Ancak bugünün dünyasında, özellikle de bizim toplumumuzda, bu kutsal ayın ruhuna ne kadar uygun yaşandığı büyük bir soru işaretidir. Zira Ramazan, sadece mideyi aç bırakmak değil; zulme karşı direnmeyi, mazlumun yanında olmayı, malın, servetin, zenginliğin Allah yolunda nasıl kullanılacağını sorgulamayı da emreder.
Ne yazık ki günümüzde, dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de adaletsizlik derinleşmekte, zengin ile fakir arasındaki uçurum her geçen gün büyümektedir. Ülkemizde 14 zengin, 45 milyon insanın toplam servetine sahipken, milyonlarca insan yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi vermektedir. Bu, sadece ekonomik bir eşitsizlik değil, aynı zamanda büyük bir ahlaki çöküşün göstergesidir. Kur'an-ı Kerim, böylesi bir adaletsizliğe karşı Müslümanları açık bir şekilde uyarmakta ve malın nasıl bir imtihan aracı olduğunu vurgulamaktadır.
ALTIN VE GÜMÜŞÜ BİRİKTİRENİ BEKLEYEN TEHLİKE
Kur’an-ı Kerim’de, serveti biriktirip Allah yolunda harcamayanların başına gelecek olan azap hakkında şöyle buyrulmaktadır:
"Ey iman edenler! Şüphesiz, hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yere yer ve (insanları) Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip de onu Allah yolunda harcamayanları acıklı bir azap ile müjdele!"
(Tevbe Suresi, 34. Ayet)
"O gün (altın ve gümüş) cehennem ateşinde kızdırılıp onunla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacak (ve onlara): 'İşte bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir. Artık yığmakta olduğunuzu tadın!' (denilecektir)."
(Tevbe Suresi, 35. Ayet)
Bu ayetler, servet biriktirip paylaşmayanların ahirette nasıl bir azap ile karşılaşacağını açıkça bildirmektedir. Zira mal, mülk, servet; paylaşılmadığı, mazlumların yüzünü güldürmediği sürece insana bir fayda sağlamaz. Bilakis, kişinin cehennemde en ağır şekilde azap görmesine sebep olur.
GÜNÜMÜZDE ADALETSİZLİK VE ZULÜM
Bugün, fakirlerin Ramazan ayında bile bir lokma ekmeğe muhtaç olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Oysa bir yanda milyonlarca liralık iftar sofraları kuruluyor, diğer yanda açlıktan bayılan çocuklar var. Lüks içinde yaşayanlar, Ramazan’ın ruhunu eğlenceye çevirirken, garibanlar iftar yapacak bir parça ekmek bulmakta zorlanıyor.
Bu durumu İslam nasıl değerlendiriyor? Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” (Hadis-i Şerif, Müslim, İman, 134)
Bugün milyonlarca Müslüman, yoksulluğun pençesinde kıvranırken, bir avuç insanın servet içinde yüzmesi İslam’ın hangi değerleriyle bağdaşır? Müslüman toplumları saran zulmün ve ilahi gazabın en büyük sebeplerinden biri, adaletin çiğnenmesi ve fakirlerin aç bırakılmasıdır. Oysa Allah, adaletin tesis edilmediği, mazlumların gözetilmediği bir toplumda rahmetini değil, azabını hakim kılar.
MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR UYARI
Ey Müslümanlar! Eğer bizler bu adaletsiz düzene karşı susar, mazlumun feryadına kulaklarımızı tıkarsak, zulmü normalleştirmiş ve onun bir parçası olmuş oluruz. Unutmayın ki, sessiz kalmak da zulme ortak olmaktır! Rabbimiz buyuruyor ki:
"Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa size ateş dokunur! Sizin Allah’tan başka dostunuz yoktur, sonra size yardım da edilmez."
(Hud Suresi, 113. Ayet)
Bu ayet, zalim düzenlere karşı sessiz kalmanın da büyük bir vebal olduğunu açıkça bildirmektedir. Eğer biz Ramazan ayında bile açların feryadına kulaklarımızı tıkıyorsak, vicdanlarımızı kör etmişiz demektir.
ÇÖZÜM VE ÇIKIŞ YOLU
Sadaka ve İnfak Bilinci: Malımızı Allah yolunda harcamalı, fakirlerin yüzünü güldürmeliyiz. Çünkü servetin bereketi, paylaşmaktan geçer.
Zalime Karşı Direniş: Zenginlik, bir zulüm aracı haline gelmişse, ona karşı durmak bir farzdır. Müslüman, hakkı söylemekten korkmamalıdır.
İslami Ekonomi Modeli: Faiz ve sömürü düzenine karşı, İslam’ın adaletli ekonomik sistemini savunmalıyız.
Toplumsal Dayanışma: Fakirlere sahip çıkmak, zekâtı hakkıyla vermek, paylaşımcı bir toplum oluşturmak zorundayız.
Unutmayalım ki, Allah’ın gazabı adaletsizliği yaygınlaştıranların, mazlumların feryadına kulaklarını tıkayanların ve serveti yalnızca kendi çıkarları için biriktirenlerin üzerine olacaktır. Ramazan, bir dönüşüm ayıdır. Şimdi hakikatin yanında durma, adaleti savunma ve mazlumun elinden tutma zamanıdır!
Bahadır Hataylı/01.03.2025/Sancaktepe/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder