Benim vicdanım kavruluyor.
Acının, gözyaşının, zulmün, kanın kol gezdiği bir dünyada yaşıyoruz. Gazze'de, Türkistan'da, Yemen'de ve daha nice mazlum beldede insanlık ayaklar altında eziliyor.
Ben, içi kavrulan bir vicdanın sesiyle buradayım. Zalimlere, zalimlerin usulünce susanlarına, küresel efendilere ve onlara hizmet eden yerli muhafızlara meydan okuyorum.
Sizler ki; mazlumun çığlığına kulağını tıkayanlar, Sizler ki; ölen çocukların bedenleri üzerinden kariyer inşa edenler, Sizler ki; adaleti menfaatinize kurban edenler,
Dinleyin beni!
Ey zulmü sistemleştiren küresel efendiler, Ey kanla beslenen dev holdingler, Ey diplomatik yalanlarla cinayetlerin üstünü örten sözde liderler, Ey sessizliğiyle suç ortaklığı yapan pasif kitleler,
Size doğrudan, korkusuzca, iliklerime kadar hissettiğim öfkeyle sesleniyorum:
Biz susmayacağız, biz vazgeçmeyeceğiz!
Gazzeli bir çocuğun gözyaşı, Türkistanlı bir annenin sessiz feryadı, Yemenli bir babanın çaresiz bakışları, benim yüreğime saplanmış hançerlerdir.
Ve ben bu hançerleri çıkarıp da yere atmıyorum.
Onların keskinliğiyle, zalimlerin suratına hakikati haykırıyorum.
Siz insanlığı katlettiniz! Siz adaleti boğdunuz! Siz Allah'ın yeryüzündeki emanetine ihanet ettiniz!
İşte buradayım.
Ve sizin kurduğunuz sahte cennet vaatlerine kanmıyorum.
Bir avuç rant, bir avuç petrol, bir avuç sınırsız hırs için öldürdünüz, yaktınız, yıktınız.
Bebekleri mezarsız bıraktınız. Anneleri evlatsız, evlatları anasız bıraktınız.
Yetmedi, hakikati konuşacak olanları ya susturdunuz ya da itibarsızlaştırdınız.
Yetmedi, çığlıkları tüketim karnavallarınızda reklam sesi yaptınız.
Yetmedi, zulmü normalleştirip, direnişi suç saydınız.
Ama bilin ki, her susturduğunuz ses yeni bir haykırış, her yıktığınız umut yeni bir isyan kıvılcımıdır.
Çünkü zulüm sürmez.
Çünkü Allah adaletle hükmeder.
Ve adaletin tokmağı bir gün zalimin başına şiddetle inecektir.
Ey zalimler!
Sığındığınız binalarınız, gökdelenleriniz, örgütleriniz, kurumlarınız sizi kurtaramayacak.
Toprak altında özür dileyecek vakit bulamayacaksınız.
Gazze'de yıkılan evlerin enkazının altından çıkan çocuğun bakışı sizi mahşerde yakacak.
Yemen'de bir damla su için çırpınan bir ananın duası sizi kuşatacak.
Türkistan'da evladını kollarından alan zorbanın kahkahasını alkışlayanlar, hesabınızı vereceksiniz.
Ey zalimleri destekleyenler!
Pasifliğinizle, suskunluğunuzla, alçaklığınızla suç ortakçısı oldunuz.
"Ben ne yapabilirim ki?" diyerek katledilen masumlara sırt döndünüz.
İşte buradayım!
Sizin suskunluğunuzun üzerine bir çığlık gibi yükseleceğim.
İftiralarınızın, engellerinizin, ölüm tehditlerinizin üzerinden bir şafak gibi doğacağım.
Bilin ki:
Gazze susmayacak.
Türkistan unutulmayacak.
Yemen'in çığlığı bastırılamayacak.
Zulme boyun eğmek yerine boyun vuranların adı çağlar boyu anılacaktır.
Ve sizlerin adı, şer listelerinde anılacaktır.
Son sözüm şudur:
Ben ölümden korkmuyorum.
Sizin tehdidinize, oyununuza, kışkırtmalarınıza boyun eğmem.
Hakikati haykırmak benim en yüksek onurumdur.
Adalet, Allah'ın adıdır.
Ve Allah, zalimleri asla sevmez.
Zalimler için yaşasın cehennem!
Mazlumlar için zafer yakındır!
Ey zalimler! Titreyin. Çünkü biz geliyoruz!
Bahadır Hataylı / 27.04.2025 / Sancaktepe / İstanbul