Sen kardeşim,bir de baktım ki hep koşuyorsun,koşuşturuyorsun,kovalıyorsun,peşini hiç bırakmıyorsun;zaman hızla geçiyor,yaş grafiklerin yükseliyor;ama sen hala koşuyorsun.Nereye doğru biliyor musun?Hiçler diyarına...Sen kardeşim mesafe aldığını, gerilerde çok güzel anılar bıraktığını sanmıştın,ama hiç düşünmeden.Düşündüğünde ise seni yakalayacak ölümün gelmesini hiç istemiyordun.Çünkü hazırlıklı değildin,işte o zaman anlamıştın sen hayatın boş geçtiğini;sonra da oturarak bir tahlilini yapmaya koyulmuştun,ama gerekli tavrı koymak için değil;belki de sadece tatmin olmak için böyle yapıyordun...Bir kaç saat sonra tekrar başlıyordun koşmaya,kovalamaya,sahip olmaya,pohpohlanmaya doğru hep koşuyordun.İşte bunları sana soracağım....
Kardeşim, hani ya bir antlaşmamız vardı onu hatırladın mı? Sen o zaman ne demiştin Rabbine. Niçin o antlaşmayı imzalamıştın düşündün mü? Biliyorum arada bir aklına getiriyorsun da, peki sen nereye gidiyorsun?
Kardeşim, bizler (La)demekle, Allah’ın dışındaki tüm ilahları yıktığımızı söylememiş miydik? Allah’tan başka ilahlar hayatımızda yıkılmışsa, bu ilahların belirlediği hayatı ele geçirebilmek için bu kadar çırpınmak, koşmak bizlere yakışır mı? İşte bunları sana soruyorum. Evet, kardeşim Tevhit kervanının erlerinden biri olduğunu iddia eden sen, bu kervanın tarih boyunca savaştığı ve onlardan ayrı bir yaşam oluşturduğu düşmanının belirlediği hayatı ele geçirebilmek için, geceleri hiç uyumuyor, gündüzleri de hep koşuyorsun... Bu yorulmalarına rağmen kalkıyor, Tevhit kervanının içinde olduğunu söylüyorsun... Kardeşim sana sesleniyorum, bu kervanda yorgun kahramanlara bir yer ayrılmamış olsa gerek. Bu yolda kuş olarak uçanlara, uçmasa da uçma yolunda öleceklere yer vardır. Sen kardeşim uçamaz mıydın? Hayır, inanmıyorum, sen uçabilirdin, uçmak için zaten antlaşmayı imzalamıştın, en zor olanı o antlaşmayı imzalamaktı, bunu da sen başarmıştın... Böylece uçmak için kuş olduğunu ispatlamıştın, ama yapmadığın tek şey uçmamandı. Uçmaman için de ayağına çamurlar yapışmış, omuzlarına yükler vurulmuş, kafana meşguliyetler doldurulmuş, ellerin karamsarlıktan bir araya gelmez olmuş, önüne tükenmez arzular ve bitmeyen emeller doldurulmuş; bu şartlarda sen uçamazdın... Bunların altından kalkamıyordun ki, nasıl uçabilirdin? Uçmamana rağmen bir de aldatılmıştın, yuvada oturularak, yani uçmayaraktan kuş olunabilir mantığı sana verilerek tam hareketsiz bir varlık haline dönüştürülmüştün... Hareketsiz bir varlığın, hareketli kervanda olması düşünülebilir mi? Sen kardeşim kımıldayacak ve üzerinde kalkmaman için konulmuş ağırlıkların hepsini atacaksın... Bu yolda karşılaştığın tüm zorluklara rağmen yürümen gerektiğini bilerek yol alacaksın, yoksa kolay mı kervanın erlerinden biri olduğumuzu iddia etmek?
27.12.1991
Elazığ
Erol KEKEÇ
Bu Blogda Ara
19 Aralık 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.
Popüler Yayınlar
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
1.Bir uyanışa davet Bu çağrı Korkuyla bastırılmış vicdanlara, susturulmuş akıllara ve yalanlarla hipnoz edilmiş bir topluma, yeniden hakika...
-
"Kur'an'ı Okumak Değil, Anlamak yaşamak Kurtarır "Kur’an’ın ne dediğini değil de Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğre...
-
Amerika ve Siyonizm'in Son Perdesi İnsanlık tarihi boyunca zulüm, her zaman önce parıldayan yalanlarla geldi. Önce alkışlandı, sonra k...
-
Bir yasa düşünün ki halkı korumak için değil, halkın gözünü boyamak için çıkarılsın. Bir meclis düşünün ki halkın iradesini yansıtmak yerine...
-
“Bilim, insanlık için bir kurtuluş mu, yoksa yeni çağın kılıksız celladı mı?” Son birkaç yılda dünya, eşi benzeri görülmemiş bir küresel den...
-
İnsanoğlu, tarihin her döneminde kendine hakikati hatırlatacak bir sese muhtaç oldu. Bu ses bazen bir peygamberin duasıydı, bazen bir anneni...
-
Bir gün Behlül, sarayın taş avlusunda, güvercinlerin gölgesine sığınmış, bir sütunun dibine yaslanmış, sırtını gün ortasının rehavetine ve...
-
Terörle Mücadele Maskesi Altında Küresel Dizayn Girişimi Bugün “İslam’a karşı açılan savaş” başlığı altında yürütülen çok katmanlı saldırıla...
-
“Pusuyla ayağını kırdıkları atı sahibine vurdurdular, Hâfız! Masumiyet, at’tan çok daha önce öldü…” Ben de sana, ey Hâfız, tam da o kırıl...
Bitsin Bu Zillet

Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK
Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.
Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."
kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!
