Birçok zorluğu yaşamak,iradeyi kusursuzlaştırır,hiçbir zorluk yaşamamak varlığı mahveder.Sivri uçlarda yürümediyseniz tehlikenin ne olduğunu nereden bileceksiniz.Son sürat bir araçla tüm araçları sollayıp,şaranpole yuvarlanacakken,birden direksiyonu düzeltip yol almadıysanız,bir kazanın vücutta sardığı o korku titremelerini nasıl anlarsınız.Açlık sınırının altında bir kuru ekmeğe muhtaç olupta yavrularınız dizinizin dibinde sizden bir çikolata istediği zaman girecek bir delik aramadıysanız,fakirliğin ne olduğunu anlayamazsınız.Gecenin saat birinde yapayalnız yollara düşüp,bir dolmuşa el kaldıracak cesaretiniz olmadığı bir günü görmediyseni,anlaşılan daha çok pişeceksiniz.Birileri size ikramda bulunmak için çağırdığında,cebiniz boş olduğundan,ben bu günlerde rejim yapıyorum diyerek açlıktan karnınız ağrımadıysa,daha çok başınız ağrıyacak demektir...
Kara sevdaya yakalanıp,kanser hastası gibi bir deri bir kemik kalmadıysanız,anlaşılan daha çok sevdalar yaşayacaksınız.Yakalandığınız bir hastalıktan kurtulmak için varınızı yoğunuzu satıp bu hastalığı def edeyip diyecek kadar ağrılarla tanışmadıysanız,tüm ağrılar sizi bulacak demektir.Borçlanarak atacağınız her adımda,ödeyeceğiniz borçların,nasıl ödeneceğinin hesabını yapmadıysanız,anlaşılan daha hesabı çok şaşıracaksınız.Bu zorlukların içinden gelen insan,elbette feleğin çemberinde pişerek yaşar.
Zorluk duvarına balyoz sallamayanlar,daha çok zorluklarla karşılaşacaklar demektir.Şunu unutmamak gerekir ki,"her zorlukla beraber bir kolaylık vardır"ruhsal sıkıntının ardından bir ferahlama gelir,doğum yapan kadın dünyaya yeniden gelmiş gibidir.Çünkü ancak zorluklar insanı yumuşatır ve daha bir keskinleştirir,bileyi taşları gibi...Şunu unutmamak gerekir ki,zorlukları aşan her insan,olunmazlıkları aşacak ve dağların zirvesine oturacaktır.
Ne oldu da böyle oldu diyenler,zorlukların acılarını hiç hissetmemişlerdir.Onları hayatta,daha çok ne olacaklar bulacaktır.Keşke gitmeseydim,böyle olmasaydı,daha farklı olurdu gibi,avunma sendromlarını tekrarlayıp,yeni bir hayat felsefesini düşlemekten aciz bireylerin yorulacakları zaman henüz bitmemiştir.Çok çetin geçen kıştan sonra baharda yine çiçekler açmıştır, yaz geldiğinde meyveler olgunlaşıp tat vermiştir.Tek mevsimin yaşandığı bir yıl nasıl ki yoksa,sadece zorlukların altında inim inim inleyen insanlarda olmayacaktır.Önemli olan,zorlukları hiç hayal edilmeyen çetin kışlar gibi,hesapsız karşılaşılan zamanların mutlaka bir gün son bulacağına inanılmış olmasıdır.
Nede olsa Güneş doğuyor ve Dünya dönüyor,bazen Güneşin sıcaklığı bazen de Dünyanın karanlık yönü insanı kuşatmaktadır.Bu denge evrensel kurallar bütünüdür,bu kuralları hayatına ilke edinen insanlar kurtulacak ve Güneşin doğumu gibi yeniden başlayacak her şeye...Ancak ah vahlar arasında inleyen bireyler ise dünyanın hep karanlık yanı içinde yaşayacaklardır.
Elveda etmek gerek dünden kalan çeyrek zamana,hoş geldin diyoruz,zorluk duvarını tırmanarak çıkanlara,saflaştı iradeniz,şimdi kararınız sizin elinizde,karanlıkları delecek süreyya yıldızı doğmak üzere,samanyolundan yıldızlar döküldü önünüze,dimdik duracaksınız artık ayakta,bileyi taşı gibi keskinleştirseniz de diğer insanları,kaybetmeyeceksiniz artık hayatınızdan bir zerreyi,çünkü iradeniz kusursuzlaştı dönmek yok geri...
yıl:12.03.2004
saat:19.10-19.50
kadıköy/ist.
(E.Kekeç)
Bu Blogda Ara
12 Ocak 2009 Pazartesi
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.
Popüler Yayınlar
-
Toplumsal Cinnetin Eşiğinde Bir Memleket Analizi Güneşi kovalıyorum sanıyorum; meğer o beni adım adım takip ediyormuş. İnsan bazen öyle ...
-
Artık Yusuf’un yürüyüşleri iyice ağırlaşmıştı. Ayaklarının altında ezilen her taş, sanki bir zamanın hatırasını söyler gibiydi. Ama o ...
-
Bir milletin çöküşü bazen toplar, tüfekler, bombalarla olmaz. Bazen en derin yıkım, fark edilmeyen bir toplumsal virüsle başlar. Evin içi...
-
Bir ülkenin kaderi, bazen tek bir göstergede, tek bir soruda ya da tek bir tercihte kristalleşir. Bugün Türkiye’de yaşananlar da tam olarak...
-
Bu Ziyaretin Çok Yönlü Okuması, Muhtemel Motivasyonları ve İktidar–Toplum Dengesinde Doğan Soru İşaretleri Son yıllarda uluslararası ziyare...
-
Cumhuriyet tarihinin büyük hamleleri üzerine düşündüğümüzde, çoğu zaman dev projeleri, büyük meydan konuşmalarını, siyasi kırılmaları hatırl...
-
Mazlumları Birbirine Düşürüyor Ortadoğu tarihi boyunca büyük güçlerin oyun kurduğu bir satranç tahtası oldu. Bu satrançta taşlar zaman zama...
-
Kardeşim, durup bir düşünelim. Ahlak dediğimiz şey, insanın kendisiyle, başkalarıyla ve yaratılışla olan ilişkisini düzenleyen temel bir pus...
-
1.Eğitimde Çalınan Gelecek-Umudun Mezuniyeti Çocukların gözleri parlak başlar hayata; bir öğretmenin sesinde adaletin, bir annenin duası...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK
Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Senin rabbin sana senden yakın.....
omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.
Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."
kelebek gibi hafif olun dünyada
Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla
çöllerden geçerek varılır havuzun başına!