Bir ülkenin siyasi, ekonomik, ahlaki ve sosyal durumu, uzun yıllar boyunca süregelen yönetim anlayışının bir sonucudur. Türkiye, son 23 yıl içinde önemli dönüşümler yaşamış, hem iç hem de dış politikada çeşitli kırılma noktalarına tanıklık etmiştir. Bu makalede, dış politika, ekonomi, ahlaki yapı ve sağlık alanlarında izlenen politikaların etkileri incelenecek ve bunların Türkiye’nin genel gelişim sürecine nasıl yansıdığı ele alınacaktır.
1. Dış Politika-Stratejik Boşluklar ve Kayıp Fırsatlar
Dış politika, bir ülkenin küresel arenadaki konumunu belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Türkiye, son 23 yılda dış politikada farklı stratejiler benimsemiş, ancak bazı temel konulara yönelik etkin bir çözüm üretememiştir.
1.1 İslam Dünyasında Birlik Sağlanamadı
Türkiye, İslam dünyasının lider ülkelerinden biri olma potansiyeline sahip olmasına rağmen, bu fırsatı değerlendirememiştir. D-8 gibi İslam ülkeleri arasındaki iş birliğini artırmayı hedefleyen projeler atıl kalmış, ekonomik ve siyasi entegrasyon sağlanamamıştır.
1.2 Orta Doğu Politikaları-Çıkarların Ötesinde Bir Strateji Eksikliği
Türkiye’nin Orta Doğu politikasında da belirgin çelişkiler gözlemlenmektedir:
Irak’ın işgali sürecinde ABD’nin taleplerine karşı etkin bir duruş sergilenmemiş, Saddam Hüseyin’in idamı gibi olaylara karşı herhangi bir diplomatik girişimde bulunulmamıştır.
Libya’da NATO operasyonlarına destek verilmiş, ancak bu sürecin Libya’nın iç istikrarına olumsuz etkileri göz ardı edilmiştir.
Suriye politikası ise uzun vadede Türkiye’nin aleyhine bir sonuç doğurmuş, bölgedeki istikrarsızlık Türkiye’nin güvenlik sorunlarını artırmıştır.
1.3 Filistin ve Doğu Türkistan Politikaları
Filistin meselesinde, Türkiye İsrail’e yönelik sert söylemlerde bulunmuş ancak somut yaptırımlar uygulamamıştır. Gazze’de yaşanan krizlere rağmen ticari ilişkiler devam etmiş, diplomatik baskılar yetersiz kalmıştır. Benzer şekilde, Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine yönelik politikalarına karşı etkili bir duruş sergilenmemiştir.
2. Ekonomi-Büyüme mi, Kriz mi?
Ekonomi, bir hükümetin başarısını belirleyen en temel göstergelerden biridir. Türkiye, son 23 yılda ekonomik büyüme kaydetmiş olsa da bu büyümenin sürdürülebilirliği ve halkın refahına etkisi tartışmalıdır.
2.1 Finansal Politikalar-Borç ve Faiz Kıskacı
Faiz politikaları sürekli olarak gündemde olmuş, ancak faizin tamamen kaldırılması yönünde bir adım atılmamıştır.
Dalgalı kur politikası nedeniyle Türk Lirası aşırı dalgalanmalara maruz kalmış, enflasyonun artmasına sebep olmuştur.
Kamu borçlanması ve dış borçlanma politikaları sonucu Türkiye’nin toplam faiz borcu trilyon dolar seviyelerine ulaşmıştır.
2.2 Üretim Ekonomisinin Zayıflaması
Tarım ve hayvancılık politikalarında yaşanan eksiklikler nedeniyle Türkiye, ithalata bağımlı hale gelmiş, gıda fiyatları hızla yükselmiştir.
Üretim ekonomisinden tüketim ekonomisine yönelim, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji alanlarında geri kalmasına neden olmuştur.
2.3 Sosyal Eşitsizliklerin Artışı
Dolar milyarderlerinin sayısı artarken, fakirlik ve yoksulluk oranları da yükselmiştir.
Asgari ücretin alım gücü düşmüş, orta sınıfın ekonomik durumu zayıflamıştır.
3. Ahlaki Yapı-Toplumsal Dönüşüm ve Değerler Erozyonu
Ekonomik ve politik krizlerin yanı sıra, Türkiye’nin ahlaki ve toplumsal değerlerinde de belirgin bir değişim gözlemlenmektedir.
3.1 Dindar Kesimdeki Dönüşüm
Dindar kesim, kapitalist sistemin etkisine daha fazla girmiş, tüketim kültürü dindarlık anlayışını etkilemiştir.
Genç nesilde deizm ve ateizm gibi inanç değişiklikleri artmış, İslam’dan uzaklaşan bireylerin sayısı çoğalmıştır.
3.2 Toplumsal Yapıdaki Değişimler
Boşanma oranları hızla artmış, aile kurumu zayıflamıştır.
Uyuşturucu, alkol ve sanal kumar gibi bağımlılık yapan unsurlar gençler arasında yaygınlaşmıştır.
Televizyon programlarında ahlaki normların göz ardı edilmesi, toplumsal yozlaşmayı hızlandırmıştır.
Bu değişimler, uzun vadede Türkiye’nin sosyal dokusunda ciddi sorunlara yol açabilecek gelişmelerdir.
4. Sağlık Sistemi-Fiziksel Gelişim mi, Hizmet Eksikliği mi?
Sağlık alanında hastane inşaatlarına büyük yatırımlar yapılmış, ancak bu altyapı gelişiminin sağlık hizmetlerine etkisi tartışmalıdır.
4.1 Hastanelerin Fiziksel Yapısı ve Hizmet Kalitesi
Şehir hastaneleri modern yapılar olarak inşa edilmiş olsa da, randevu sistemindeki aksaklıklar nedeniyle hastalar hizmet almakta zorlanmaktadır.
Sağlık personeli sayısındaki yetersizlik, hastanelerdeki yoğunluğu artırmış, sağlık hizmetlerinde kaliteyi düşürmüştür.
4.2 Sağlıkta Ticarileşme
Kamu sağlık hizmetlerindeki aksaklıklar nedeniyle özel hastanelere olan talep artmış, sağlık hizmetleri ticarileşmiştir.
İlaç fiyatlarındaki artış, vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştırmıştır.
Türkiye’nin Geleceği İçin Alternatif Bir Yol Haritası
Türkiye’nin son 23 yıllık süreci değerlendirildiğinde, bazı alanlarda önemli yatırımlar ve gelişmeler yaşanmış olsa da, birçok yapısal sorun devam etmektedir.
Öneriler:
1. Dış Politikada Yeni Bir Perspektif: Türkiye, bölgesel güç olma hedefini somut adımlarla desteklemeli, İslam dünyasında birlik oluşturma yolunda aktif politikalar üretmelidir.
2. Ekonomik Modelin Değiştirilmesi: Üretim ekonomisine dayalı bir model benimsenmeli, tarım ve sanayi politikaları güçlendirilmelidir.
3. Toplumsal ve Ahlaki Değerlerin Korunması: Eğitim ve medya alanlarında toplumsal değerleri koruyacak projeler geliştirilmelidir.
4. Sağlık Alanında Reformlar: Sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak için personel istihdamı artırılmalı ve kamu sağlık sisteminde iyileştirmeler yapılmalıdır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin geleceği için sistematik ve kapsamlı reformlara ihtiyaç duyulmaktadır. Ekonomiden dış politikaya, ahlaki yapıya kadar birçok alanda köklü değişiklikler gerçekleştirilmediği sürece mevcut sorunların derinleşme riski bulunmaktadır.
Bahadır Hataylı/15.03.2025/Sancakteepe/İST