1.Bir uyanışa davet
Bu çağrı Korkuyla bastırılmış vicdanlara, susturulmuş akıllara ve yalanlarla hipnoz edilmiş bir topluma, yeniden hakikatin ve adaletin sesi olma çağrısıdır.
Çünkü;
-
Yalanın devletleştiği,
-
İftiraların kanunlaştığı,
-
Ahlaksızlığın meşrulaştığı,
-
Muhalif olmanın suç, sadık olmanın erdem sayıldığıbir dönemde susmak, zulme ortak olmaktır.
2. İftira düzeni Seçim öncesi kurulan tiyatro
Seçim kazanmak uğruna:
-
Muhaliflere iftiralar atılır,
-
Medya aracılığıyla kişilik suikastları yapılır,
-
Siyasi linç seansları düzenlenir,
-
"Yargı" sopası gösterilir.
3. Güç sarhoşluğu Söylediklerini unutup eleştirenleri susturmak
Seçim kazanıldığında ise:
-
Dünün yeminleri unutulur.
-
Dün “yapmayız” denilen her şey yapılır.
-
Dün “zulüm” denilen yöntemler bugün “güvenlik politikası” olur.
Ve sonra ne olur biliyor musunuz?
Yetmez…
-
Basın susturulur.
-
STK’lar kriminalize edilir.
-
Toplumun vicdanı korkutularak bastırılır.
4. Yasal zulüm- Kanunla kurulan tuzak
Zulüm bazen paletle, bazen kelepçeyle, bazen mahkeme kararıyla gelir.
-
Kanunlar öyle yazılır ki, ifade özgürlüğü "dezenformasyon" olur.
-
Protesto "kamu düzenine tehdit" olur.
-
Eleştiri "düşmanlık suçu" sayılır.
“Suçsuz olsalar içeri girerler miydi?”
5. Tebaa halk- Düşünmeyen, sorgulamayan, tapan
Bu teba:
-
Sorgulamaz, savunur.
-
Hakkı aramaz, lidere biat eder.
-
Hakkı değil, kimden geldiğine bakar.
Ve Kur’an’ın dilinden değil, liderin dudaklarından geleni “vahiy” bellemiştir.
6. Tarihin ve hakikatin önünde durulmaz
Tarihin tozlu sayfalarında adınız:
-
Zulmü kanunlaştıranlar,
-
Hakkı itibarsızlaştıranlar,
-
Toplumu köleleştirenler,olarak geçecektir.
7. Biz neyi savunuyoruz?
Biz, sıradan insanlar olarak:
-
Hakikat adına konuşuyoruz.
-
Kimseye kinle değil, herkese sorumlulukla yaklaşıyoruz.
-
Zulmün meşrulaştırılmasına itiraz ediyoruz.
-
Ve susanlar adına haykırıyoruz.
8. Tarihe not düşüyoruz
Ve biz bu yüzden diyoruz ki:
“Adalet yerini buluncaya kadar susmayacağız.”“Mazlumlar ayağa kalkıncaya kadar geri durmayacağız.”“Hak yerini buluncaya kadar bu meydan bizimdir.”
Bahadır Hataylı/27.06.2025/Sancaktepe/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder