Bu Blogda Ara

26 Mayıs 2025 Pazartesi

Yardım Etmeyecekler Etmiş Gibi Yapacaklar

Bir ayet bazen çağları aşar, zamanın ve mekânın üzerine çöker de bir çığlık gibi yankılanır. Kalbiyle duyan, onunla sarsılır; kulağı mühürlü olan ise sadece rüzgâr sesi sanar. Haşr Suresi’nin şu ayeti işte böyledir:

"Andolsun ki (yurtlarından) çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar. Onlarla savaşılırsa, yardım etmezler. Şayet yardım edecek olsalar arkalarına dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da olunmaz." Haşr, 59/12

Bu ayet yalnızca bir tarih notu değil, bugünün dünyasını açıklayan diri bir kelamdır. Gazze, bu ayetin canlı bir şahidi; bizler ise ya şahitliğin hakkını verenleriz ya da sessiz kalarak münafıkların izinden yürüyenler…

Boş Sloganların Ardında Saklanan Yüzler

Bugün sokaklarda, mitinglerde, meclis kürsülerinde ve ekranlarda “Gazze bizim kırmızı çizgimizdir!” diyenleri duyuyoruz. Lakin ağızdan dökülen cümlelerin, kalpten çıkmadığını; eylemle tamamlanmadığını da görüyoruz. Ne zaman ki düşman füzeleri Gazzeli bebeklerin bedenlerini parçalıyor, işte o zaman bu "kırmızı çizgi" denilen şeyin aslında sadece mürekkep olduğunu anlıyoruz. Ne bir adım atılıyor ne bir kararlılık gösteriliyor. O çizgi geçilmiş, ezilmiş, üzerine bombalar yağmış… ama kimse hareket etmiyor. Çünkü ayet buyuruyor: “Yardım edecek olsalar bile, döner kaçarlar.”

Bu ne büyük bir ifşaattır! Allah, onların davranış kodlarını ifşa etmiş:

  • Sadece konuşurlar.

  • Eyleme gelince susarlar.

  • Destek verecek gibi yaparlar ama kendileri bile inanmazlar.

"Biz Sizinleyiz" Diyenlerin Sahtekârlığı

Aynı Haşr suresinin devamında Rabbimiz der ki:

"Siz onların kalplerinde Allah'tan çok kendinizden korku bulursunuz. Bu, onların anlayışsız bir topluluk olmalarındandır.Haşr, 59/13

Bugün sözde liderlerin, sözde alimlerin, sözde cemaatlerin Gazze için hiçbir fiili eylem ortaya koyamamasının sebebi budur: Allah korkusu yoktur. Çünkü Allah’tan korkan, mazlumun yanında saf tutar. Oysa onlar, mazlumların yanında görünür gibi yaparken aslında zalimlerin gönlünü hoş tutmaya çalışır. Her iki tarafa da yaranmaya çalışırken aslında sadece şeytanın safında yer alırlar.

Bu davranış, siyasi ikiyüzlülüğün değil; itikadi bir çürümüşlüğün göstergesidir. Allah’ın yardımına değil, Amerika’nın gazabına odaklanmış bir korku vardır içlerinde. Oysa Kur’an haykırır:

“Onlar, Allah’a değil, insanlara yaranmaya çalışırlar.” Nisa, 4/139

Gerçekten Müslüman mıyız?

Bu noktada asıl sorgulanması gereken biziz. Gerçekten Müslüman mıyız? Yoksa yalnızca Müslüman doğmuş olmakla mı yetiniyoruz?

Eğer bir kardeşimizin evine bomba düşüyorsa,
Eğer bir annenin bebeği kucağında kanlar içinde can veriyorsa,
Eğer bir babanın başında gökyüzü yıkılmışken biz hala ekran başında çay içiyorsak,
Müslümanlık iddiamız bir safsatadan ibaret olabilir.

Çünkü Kur’an diyor:

"Müminler ancak kardeştir." Hucurat, 49/10

Ve başka bir ayette şöyle buyruluyor:

“Eğer siz birbirinize yardım etmezseniz, yeryüzünde fitne ve büyük bir fesat olur.”Enfal, 8/73

Fitne mi dediniz?

İşte Gazze’de çığlık çığlığa yükselen fitne, işte yeryüzünde dolaşan zulüm, işte Filistinli çocukların mezar taşına dönüşen ay yıldızlı suskunluk… Biz yardım etmediğimiz için bu oldu.

İhanetin Şekli Değişti

İhanet bugün bambaşka görünüyor. Artık ihaneti kılıçla değil, suskunlukla yapıyoruz.
Artık ihanet, düşmanla birlikte saldırmak değil; dostun acısına göz kapamaktır.
Artık ihanet, “ben seninleyim” deyip yalnız bırakmaktır.
Münafıklık artık cübbe giyiyor, sakal bırakıyor, dua ediyor ama bir şey yapmıyor.

Bunlara Kur’an şöyle sesleniyor:

“Allah, münafıkları ve münafık kadınları cehenneme toplayacaktır.” Tevbe, 9/68

Halkları Uyutmak İçin Kurulmuş Cümleler

"Biz Filistin’in yanındayız..."
"Gazze’ye yardım ediyoruz..."
"İsrail’i kınıyoruz..."

Bu cümleler, halkı oyalamak için kurulmuş narkotik cümlelerdir. Halkı vicdanen rahatlatmak ama asla harekete geçirmemek için kullanılır. Bu cümleler, Siyonist düzenle olan iş birliklerinin üstünü örtmek için söylenir.

Bakın ticaret rakamlarına, bakın elçiliklere, bakın ortak projelere…
Bir yandan İsrail’i lanetliyoruz, diğer yandan limanlarımızı onların gemilerine açıyoruz.
Bir yandan "Gazze kırmızı çizgimiz" diyoruz, diğer yandan Tel Aviv’le kucaklaşıyoruz.

İşte bu yüzden Haşr Suresindeki ifadeler birer ayet aynası olarak duruyor karşımızda:
Yardım etmeyecekler, etse bile kaçacaklar.

Çözüm Nerede?

Çözüm; yeniden ayetlere sarılmakta,
Çözüm; ümmetin sancısını kendi sancısı gibi hissetmekte,
Çözüm; konuşmak değil, hareket etmektedir.

Eğer biz bugün hiçbir şey yapamıyorsak:

  • Her gün Gazzeli bir yetimin duasını alacak bir sadaka verelim,

  • Her ortamda bu zulmü anlatmaya devam edelim,

  • Gerçek yardımların yapılması için kamuoyu oluşturalım,

  • En önemlisi, kendi hayatımızda münafıklık emaresi taşıyan tüm tavırlardan arınalım.

Çünkü Rabbimiz, “Ben Müslümanım” diyen herkesten şunu soracaktır:

“Mazluma yardım etmeye neden koşmadın? Elinle yapamadın, dilinle neden kınamadın? Onu da yapamadın, kalbin neden rahatsız olmadı?”

Ayetler Bizimle Konuşuyor, Yüzümüzü Onlara Döndük mü?

"Onlara yardım edecek olsalar, arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da olunmaz."

Bu ayet bugün saraylara, meclislere, cemaat merkezlerine, büyükelçilik binalarına konuşuyor.
Ama en çok da kalplerimize konuşuyor.
Sen kaç kez kaçtın?
Sen kaç kez susup gözünü kapadın?
Sen kaç kez “elimden bir şey gelmiyor” bahanesine sığınıp hiçbir şey yapmadın?

Unutma: Hiçbir şey yapmamak da taraf olmaktır.

Yeniden Başlamak İçin...

Bugün hesaplaşmanın tam vaktidir.
Kendi içimizde samimiyetimizi tartmanın,
“Ben gerçekten mümin miyim?” sorusunu sormanın vaktidir.
Ve eğer bu soruya cevabımız net değilse,
hemen tövbe edip, zulme karşı safımızı belirlemek zorundayız.

Allah, adil olanları sever.
Zulme sessiz kalanları ise sevmez.
Yüzüne sürdüğü ateşi soğuk su sananları ise kıyamet günü alevle tanıştırır.

Gazze yalnız değildir.
Yeter ki biz yalnız olmadığımızı hatırlayalım.
Yeter ki “Ben ne yapabilirim ki?” demekten vazgeçelim.
Ve yeter ki, suskunların safında değil; hakkın yanında olmanın utkusunu taşıyalım.

Yoksa o gün geldiğinde, biz de arkalarını dönüp kaçanlardan sayılırız.
Ve hiç kimseye yardım edilmeyecek o günde,
bizim de yanımızda kimse olmayacaktır.

Bahadır Hataylı/26.05.2025/Sancaktepe/İST

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!