Bu Blogda Ara

27 Mayıs 2025 Salı

Toplumsal Zilletin Anatomisi

 


Küçük Hırsızlar Yakalanır Büyük Hırsızlar Korunur

Dünya, adaletin kâğıt üstünde var olduğu, ama gerçek hayatta güçlülerin imtiyazına dönüştüğü bir sistemin içinde kör topal ilerliyor. Bertolt Brecht'in sözüyle özetlenen bu sistem, aslında sadece onun yaşadığı 20. yüzyıl Avrupa'sını değil, bugün bizim topraklarımızı da kapsayan evrensel bir gerçekliği ifade ediyor: "Dünya'da iki çeşit hırsız vardır: Polis tarafından yakalanan küçük hırsızlar ve polis tarafından korunan büyük hırsızlar. "Günümüz toplumlarındaki adalet krizini, sınıfsal çöküşü, ahlaki yozlaşmayı ve özellikle bizim coğrafyamızda artarak devam eden toplumsal zilleti, burada anlatmaya çalışacağım... 

1. Hırsızlığın Sınıfsal Karakteri-Küçük ve Büyük Hırsızlar Ayrımı

Hırsızlık deyince akla çoğu zaman gece bir evin camını kırıp giren ya da bir cüzdanı çalan insanlar gelir. Toplum, bu tür hırsızlara karşı hızlı ve sert reflekslerle tepki verir. Ancak aynı toplum, milyarlarca liralık yolsuzluğu görmezden gelir, üstelik bu suçu işleyenleri yüceltebilir. Brecht'in de işaret ettiği bu ayrım, hırsızlığın aslında bir "sınıf meselesi" olduğunu gözler önüne serer. Güçlü olan, iktidarın desteğini alan ya da o yapının bir parçası olan biri hırsızlık yaptığında "ticaret", "rant", "ihale" adı altında meşrulaştırılır. Fakir birinin hırsızlığı ise "adli vaka" olur.

2. Medya ve Algının Manipülasyonu-Kimin Hırsız Olduğuna Kim Karar Veriyor?

Toplumu yönlendiren en önemli aygıtlardan biri medyadır. Medya, gündem yaratır, algıyı yönetir, kamuoyunun "doğru" ve "yanlışı" algılamasını belirler. Bugün medyanın büyük bir kısmı sermaye gruplarının ya da iktidar yapılarının kontrolü altındadır. Bu nedenle büyük yolsuzluk dosyaları ya üstü kapatılır ya da manipüle edilerek sunulur. Hâlbuki gündelik hayatta 10 liralık bir çalma suç sayılırken, milyonluk hortumlamalar "hizmet", "kalkınma" ya da "ekonomik büyük projeler" şeklinde lanse edilir.

3. Toplumsal Hafızanın Silinişi ve Kanıksama

Günümüzde çok önemli bir toplumsal sorun da, halkın yaşanan haksızlıkları kanıksaması ve bunu "kader", "her yerde böyle" ya da "ne yapalım, düzen bu" gibi ifadelerle meşrulaştırmasıdır. Bu, bilinçli bir hafıza silme operasyonunun sonucudur. Geçmişi sorgulamayan, bugünü takip etmeyen ve gelecekten umudu kesmiş bir toplum, her türlü suiistimale açık hale gelir. Bu nedenle, büyük hırsızlar yıllarca devleti, belediyeleri, kamusal kaynakları talan ederken halkın çoğu ya sessiz kalmakta ya da bu kişileri "yürekli, iş bitiren adamlar" olarak görmekte.

4. Adalet Sisteminin Seçici Adaleti

Hukukun işleyişi de bu sistemde adaleti değil, güçlülerin menfaatini koruma aracı haline gelir. "Herkes için eşit adalet" söylemi, sadece tabelalarda kalır. Günlük hayatta adalet; kimliğe, sınıfa, siyasi görüşe, ekonomik güce göre işletilir. Fakir bir işçi, borcunu ödeyemedi diye hapis cezası alabilirken; bir holding sahibi milyonluk vergi borcunu sildirebilir ya da dolandırdığı insanlara karşı ceza almadan hayatına devam edebilir. İşte bu, Brecht'in söylediği gibi "korunan büyük hırsızlar" gerçeğidir.

5. Bizim Coğrafyamızda Bu Durumun Yansıması

Özellikle son 20-30 yılda Türkiye'de yaşanan yolsuzluk skandalları, kamu malının talanı, ranta dayalı imar projeleri ve ihalelerin belli gruplara peşkeş çekilmesi gibi olaylar, bu sözün ne kadar yerli yerinde olduğunu göstermektedir. Belediyeler üzerinden dönen şirket ihalelerine kadar sayısız örnek gözler önündedir. Ama bunları dile getirmek bile bir cesaret işidir. Çünkü medya bu gerçekleri ya sansürler ya da bütün suçun ütopyasını "dış güçler" ya da "fitne" gibi muğlak kavramlarla örter.

6. Toplumun Tepkisizliği-Suskunluğun Bedeli

En tehlikeli olanı ise, halkın bu yozlaşmayı görmesine rağmen tepki vermemesi, daha doğrusu verememesidir. Tepkiler ya bireysel yakınmalar seviyesinde kalmakta ya da sosyal medyada "gaz alma" aracına dönüşmektedir. Bu durumda da sistem kendini tehdit altında hissetmez ve varlığını sürdürmeye devam eder. Brecht'in sözü, sadece bir tespit değil, bir uyarıdır aslında: Eğer büyük hırsızlar korunmaya devam ederken bizler susarsak, o zaman sadece adaleti değil, geleceğimizi de kaybederiz.

Ne Yapmalı?

Bu tabloya karşı ne yapmalıyız?

  1. Toplumsal Hafızayı Canlandırmak: Geçmişten bugünü anlamaya yönelik bir şuur inşa edilmeli. Halk, hangi süreçlerle hangi yozlaşmanın içine itildiğini kavramalı.

  2. Medya Okuryazarlığını Yaygınlaştırmak: Algı yönetimine karşı bireyler bilinçlendirilmeli. Her görülen bilgiye inanılmamalı, sorgulama alışkanlığı geliştirilmeli.

  3. Adalet Bilincini Yükseltmek: Hukuk sistemi sadece teknokratik bir alan değil, ahlaki bir zemine de dayanmalıdır. Vicdan sahibi insanların sesini yükseltmesi gerekiyor.

  4. Yerelden Başlayan Dayanışma Ağları: Mahalle bazlı topluluklar, adalet ve şeffaflık taleplerini yerelden başlatarak büyük bir hareket inşa edebilir.

 Toplumsal zilletin panzehri, halkın susmaktan vazgeçip hakikati haykırmasından geçer. Çünkü büyük hırsızların saltanatı, küçük insanların korkusuyla sürer.


Bahadır Hataylı/13.05.2025/Sancaktepe/İST

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!