Bugün yaşadığımız dünya; sınırları emperyalist haritacılar tarafından cetvelle çizilmiş, idarecileri küresel elitlerce seçilmiş, düzeni ise Siyonist çetelerin kirli planlarıyla şekillendirilmiş dev bir hipnoz sahnesidir. Bu sahnede halk, çoğu zaman alkış tutan seyirci değil, zincire vurulmuş figürandır. Her bir coğrafya bir başka yırtıcıya bekçilik ettirilmiş ve o yırtıcının gözyaşı, halkın duası haline getirilmiştir.
Küresel Kuklacıların Planı-Parsellenmiş Dünya
Emperyalist akıl, dünya haritasını sadece coğrafi bir alan olarak değil, zihinsel bir hâkimiyet alanı olarak gördü. Her sınır, bir ideolojinin, bir propagandanın, bir korkunun veya bir vaadin çerçevesiydi. Bir bölge enerji kaynaklarıyla, bir başkası etnik çatışmalarla, öteki kültürel yozlaşmayla kontrol altına alındı. Bu sınırlar halklara ait değil; şirketlere, bankalara, silah lobilerine, küresel istihbarat örgütlerine hizmet eden "dost görünümlü tilkilere" aitti.
Tıpkı modern bir tavuk çiftliğinde olduğu gibi... Tavuklara ne zaman yumurtlayacakları, ne yiyecekleri, hangi horozun ötebileceği dışarıdan belirlenmişti. Ve bu sistemin en zekice yanı; tavukların bunu bir "özgürlük alanı" sanmalarıydı.
Tilki Efsanesi-Bekçi mi, Katil mi?
Bir halk, yöneticisini ne zaman bir kutsiyetle anarsa, orada özgürlük değil, tutsaklık başlamıştır. Modern siyasal liderler, halkın umutlarıyla makyajlanmış, medya makinasıyla parlatılmış, dindarlık ve yurtseverlikle süslenmiş birer hipnoz aracına dönüşmüştür.
Tilki karakteri de budur işte. Bir kümesin bekçisi yapılır; ilk işi horozları susturmaktır. Çünkü horozlar öterse, sabah olur; sabah olursa, herkes gerçekleri görür. Bu yüzden önce horozlar kasaba gönderilir. Geriye sadece kendi varlığının meşruiyetini onaylayan, ötmeyen, yumurtlayan ama düşünmeyen tavuklar bırakılır.
Bugün dünyada liderlerin yaptığı budur. Söz söyleyen düşünür susturulur. Uyarı yapan gazeteci cezalandırılır. Eleştiren akademisyen yaftalanır. Çünkü bu düzen öten horozlardan korkar.
Güncel Örnekler- Gerçeğin Maske Tiyatrosu
Filistin Gerçeği: İsrail’in Filistin’deki işgal ve katliamlarına karşı suskun kalan Arap rejimleri, işte bu bekçi tilkilerin prototipidir. Halkı Müslüman olan ülkelerde, Siyonistlerle gizli-açık ittifak yapan liderler, halkı “sabır”la, “dua”yla oyalarken, Gazze yerle bir edilmektedir.
Ukrayna Savaşı: NATO ve Rusya arasındaki güç çatışması, sahnede iki dev figürün kavgası gibi görünürken; perde arkasında aynı elit çevrelerin dünya düzenini yeniden dizayn etme planı işlemektedir. Tilki burada bazen ayı, bazen kartal kılığına girer ama hep aynı amaca hizmet eder.
Yapay Korkular ve Dijital Hipnoz: COVID-19 sonrası dijital dünyaya hapsedilen bireyler, gerçek tehlikeleri göremez hâle getirildi. Siber tilkiler, sosyal medyada “trend” ve “gündem” sopasıyla halkı yönlendirirken; küresel adaletsizlikler algı eşikleri altına itildi.
Türkiye Gerçeği: İçeride kahramanlık pozları, dışarıda sessiz ortaklıklarla iktidarda kalma planları… İsrail’le yapılan ticaret, halktan gizlenen savunma anlaşmaları, siyasi manevralarla örtülmektedir. Oysa horoz kasaba gitmiş, tavuğun sesi kısılmıştır.
Medya-Tilkinin Mikrofonu
Modern medya; gerçeğin değil, gücün sözcüsüdür. Kalemler, ekranlar, algoritmalar tilkinin hizmetindedir. Halk; işsizlik, yoksulluk, eğitim kriziyle kıvranırken, medya halkı pembe masallarla oyalayan bir sihirbaz gibidir. Çiftlikte yangın çıkar ama haber tilkinin gözyaşını anlatır.
Eğitim-Tavuklara Uçmayı Unutturmak
Gerçek eğitim; bireyi sorgulayan, eleştiren, alternatif düşünen bir özneye dönüştürmelidir. Oysa bugünkü eğitim sistemi, tavuklara uçmayı unutturacak şekilde dizayn edilmiştir. Müfredatlar, sınav sistemleri, kariyer planlamaları; bireyi tilkiye biat eden bir kuklaya dönüştürmek üzere kurgulanmıştır.
Horozlar-Direnişin Sesi
Dünyanın dört bir yanında ötmeye çalışan horozlar vardır. Edward Snowden, Julian Assange, Malcolm X, Rachel Corrie, Şeyh Ahmed Yasin, Ebu Ali Mustafa, Anna Politkovskaya ve daha niceleri…
Bu horozlar, sabahın sesidir. Her biri susturulmuş olsa da bıraktıkları yankı, küresel uykuyu bozmaya yetmiştir. Bugün bizlere düşen, kendi kümesimizdeki ötmeyen horozlara değil, susturulmuş horozlara kulak vermektir.
Uyanış- Tilkinin Sonu
Bu küresel düzen, sonsuza kadar sürmeyecek. Tilkiler, bir gün kendi açgözlülükleriyle birbirlerini yiyecekler. Ama o gün gelene kadar, tavuklar ölmeye, horozlar susmaya devam edecek. İşte bu yazı bir çağrıdır:
Uyanın!
Herkesin tilkileri sorguladığı,
Her horozun ötmekten korkmadığı,
Her tavuğun kendi göğsünü gere gere uçmaya çalıştığı bir sabah için...
Bu sabahı beklemeyin; inşa edin. Çünkü zaman, artık bekleme değil, direnme zamanıdır.
Ya Tavuk Ol Ya Horoz
Toplumlar ya susar, biat eder, tüketilir; ya da sorgular, direnir ve yol açar. Siyonizmin, emperyalizmin ve çıkar çetelerinin yönettiği bu küresel labirentte, her birey birer anahtardır. Ya kapıyı açar ya da kendi kümesine kilit olur.
Unutmayın: Tilkinin bekçi olduğu yerde sabah olmaz. Ve sabah olmadan, umut doğmaz.
Karanlığa lanet etmek yerine bir horoz gibi ötmeye başla!
Uyanış, artık ertelenemez. Yoksa sadece kümesten değil, insanlıktan da düşeceğiz.
"Ey insanlar! Kendinizi akıllı zannedip her gün aynı düzeni izliyorsunuz. Tilkiler kürsüdeyken, adalet kümesten çıkmaz!"
Bu yazı; uyutulan toplumlara bir çan sesi, bir horoz ötüşü, bir vicdan kıvılcımı olmak için kaleme alınmıştır.
Bahadır Hataylı/17.05.2025/Namazgah/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder