Bu Blogda Ara

19 Nisan 2025 Cumartesi

Devlet Sırrı mı, Milletten Saklanan Gerçek mi?



 27 Aralık Süreci Üzerinden Cem Küçük ’ün Çelişkili Söylemleri Üzerine Bir İnceleme

Türkiye'nin yakın tarihine damga vuran olaylardan biri olan 17-25 Aralık süreci ve ardından gelen MİT TIR'ları hadisesi, sadece siyasal yargılamaların değil, aynı zamanda kamuoyu algısının nasıl yönlendirildiğinin de turnusol kağıdı haline gelmiştir. Bu döneme dair yapılan her açıklama, her medya performansı, derinlemesine analiz edildiğinde büyük çelişkiler, tutarsızlıklar ve yönlendirme kokan beyanlarla doludur. Bu yazıda, özellikle Cem Küçük gibi iktidar yanlısı pozisyon alan medya figürlerinin söylemleri ekseninde, devlet sırrı adı altında gizlenen eylemlerin gerçekten milletin menfaatine mi, yoksa milletin kandırılmasına mı hizmet ettiğini sorgulayacağız.

Cem Küçük ’ün Rolü- Sözcü mü, Yönlendirici mi?

Cem Küçük ismi, özellikle 2013 sonrasında medya ekranlarında beliren, iktidar cephesinin diliyle konuşan bir figür olarak karşımıza çıktı. Kimi zaman gazeteci, kimi zaman yorumcu, çoğu zaman da bir tür “savunucu” pozisyonunda. Ancak bu pozisyonun sınırlarını zorlayan açıklamalarıyla bir devletin gizli operasyonlarına dair detayları uluorta konuşmaktan çekinmeyen bir karakter olarak hafızalara kazındı.

Son zamanlarda yaptığı bir açıklamada Cem Küçük, CIA Başkanı’nın MİT Başkanı’nı arayıp “Neden yakalandınız? Kime yakalandınız? Hani yakalanmayacaktınız?” şeklinde serzenişte bulunduğunu iddia etti. Bu iddia öylesine iç içe geçmiş anlamlar ve çelişkiler barındırıyor ki, sadece bu söz üzerinden bile birçok soru üretmek mümkün:

1. Eğer CIA bu operasyonun ortaya çıkmasından rahatsızlık duyuyorsa, bu durumda o dönem iktidar çevrelerinin sürekli iddia ettiği “Bu operasyonları CIA-MOSSAD yaptırdı” söylemi nasıl açıklanır?

2. CIA, yakalanan TIR’lar konusunda bilgiliyse ve yakalanmamış olmalarını bekliyorsa, bu TIR’ların CIA ile ortak yürütülen bir operasyonun parçası mı olduğunu kabul etmiş oluyoruz?

3. Eğer öyleyse, bu faaliyet kime karşı gizleniyor? Milletten mi, yoksa üçüncü bir güçten mi?

Devlet Sırrı mı, Halktan Saklanan Gerçek mi?

MİT TIR’ları hadisesinde ilk açıklamalar “Türkmenlere insani yardım götürülüyordu” yönündeydi. Ardından bu araçların aranması engellendi, savcılar görevden alındı ve olay “devlet sırrı” olarak tanımlandı. Bu noktada şu çelişki doğdu: Eğer gerçekten bir devletin dış politikasına uygun ve meşru bir yardım faaliyetiyse neden gizlendi, neden bu yardım kamuoyuyla açıkça paylaşılmadı?

Daha da önemlisi, bu gizlilik o kadar kutsallaştırıldı ki, olayın kamuoyuna duyurulması, devletin sırrını ifşa etmekle ve hatta vatana ihanetle eş tutuldu. Oysa demokrasilerde esas olan, halkın yöneticilerinin faaliyetlerinden haberdar olması değil midir? Bir devletin kurumlarının, halktan bir şeyleri gizlemesi, o faaliyetin meşruiyetine gölge düşürmez mi?

Cem Küçük ’ün Açıklamasının Yarattığı Çıkmaz

Şayet Cem Küçük ’ün dediği gibi CIA bu olaydan haberdarsa ve bu olayın örtbas edilmesini bekliyorsa, şu durumlarla karşı karşıya kalıyoruz:

O dönem yapılan “Bu işi MOSSAD ve CIA yaptırdı” açıklamaları geçersizleşiyor.

CIA, bu nakliyenin ortağı veya haberdarıysa, o zaman bu olayın tamamen yerli ve milli bir devlet kararı olduğu iddiası çöker.

MİT ve CIA’nın birlikte yürüttüğü bir operasyon varsa, bu faaliyet kimden saklanıyor? Üçüncü bir taraf mı var? Yoksa asıl gizlenen şey milletin kendisi mi?

Bu sorulara yanıt verilmeden yapılan “devlet sırrı” savunusu, aslında kamuoyunun yanıltılmasının örtüsünden başka bir şey değildir. Eğer ortada bir milli çıkar varsa, bu çıkar milletle paylaşılır. Ancak ortada milletin aleyhine bir faaliyet varsa, o zaman bu “gizlilik” bir manipülasyon aracıdır.

Hafızanın Silinmesi: Algı Yönetimi ve Unutma Politikaları

Türkiye’de siyasi hafıza sürekli olarak sıfırlanmak istenmiştir. Yeni bir dönem başladığında önceki dönemin çelişkileri, skandalları ve yanlışları unutturulur. Cem Küçük gibi figürler de bu unutturma operasyonunun medya ayağını oluşturur. Bugün söylediklerinin dün söyledikleriyle taban tabana zıt olması, bunun göstergesidir.

O halde sormak gerekir: Siz kimin adına çalışıyorsunuz? Gerçekten gazeteci misiniz, yoksa yönlendirme memuru mu? Eğer bir medya mensubu olarak devletin istihbarat faaliyetlerine dair böylesine hassas bilgileri kamuoyuna sunuyorsanız, bu bir ifşa değil midir? Devletin sırlarını deşifre etmekle suçladığınız gazetecilerle farkınız nedir?

Güvensizlik Üretme Mekanizması

Bütün bu çelişkiler, kamuoyunun devlete olan güvenini sarsmaktadır. İnsanlar artık “Bu söylenen doğru mu?” diye sormadan hiçbir şeye inanmaz hale gelmiştir. Devletin kurumları, siyasetin ve medyanın elinde birer oyuncak haline getirildiğinde, bu milletin ortak değerleri zarar görmektedir.

Cem Küçük ’ün açıklamaları, sadece bir bireyin düşüncesi değil, bir dönemin medya stratejisinin dışavurumudur. Bu strateji, gerçekleri gizlemeye, çelişkileri perdelemeye ve toplumu yönlendirmeye dayalıdır. Ancak artık insanlar bu oyunları görüyor.

Devlet sırrı adı altında yapılan eylemler, eğer milletin menfaatine değilse, o sır artık bir ihanete dönüşür. Bu bağlamda, MİT TIR’ları olayında yaşananlar da bir sır değil, milletin gözünden kaçırılmak istenen bir gerçektir.

Ve bu gerçek, ne kadar bastırılmaya çalışılırsa çalışılsın, bir gün tüm çıplaklığıyla ortaya çıkacaktır.

Not: Bu yazı, bir dönem yaşanan olayların medya üzerindeki yansımalarının analitik bir sorgulamasıdır. Her birey kendi vicdanıyla bu çelişkileri tartmalı ve hangi bilginin kime hizmet ettiğini sorgulamalıdır.

Tilhabeşlifilozof/15.04.2025/Sancaktepe/İST

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!