Bu Blogda Ara

10 Nisan 2025 Perşembe

Başlıksız Bir Gelecek


Tefekkürün Bitip Kodların Konuştuğu Yeni İnsanlık Dönemi

İnsanlık tarihi boyunca insan, düşünen, anlayan, sorgulayan, kendi geleceğini planlayan ve kararlarını özgür iradesiyle belirleyen bir varlık olarak tanımlandı. Bu varlık, yaşadığı dünyaya yön verdi; kültürler inşa etti, medeniyetler kurdu ve fikirleriyle çağları değiştirdi. Ancak gelinen noktada, bu insan tanımı köklü bir dönüşüm geçirmekte. Özgür iradeden arınmış, tercihlerinin ardındaki gerçek nedenleri sorgulama yetisinden uzaklaşmış, dijital sistemler ve algoritmalarla yönlendirilen, görünüşte insan fakat işlevsellikte bir makine olan yeni bir varlık şekilleniyor.

Bu yazı, insanlığın bu dönüşümünü detaylarıyla ele alacak; Z kuşağına verilen isimle başlayan sembolik sona, teknolojik devrimlerin etkisine, algoritmaların bireyin yerini almasına, elit sınıfın insanlık üzerindeki tahakküm planlarına ve nihayetinde ilahi hesap gerçeğine kadar birçok yönüyle bu süreci irdeleyeceğiz...

Z Kuşağı ve Alfabenin Son Harfiyle Gelen Sessiz Uyarı

"Z kuşağı" terimi, sıradan bir jenerasyon tanımı gibi görünse de, aslında çok daha derin bir mesaj taşımaktadır. Alfabenin son harfi olan 'Z', bir sonun habercisi gibidir. Teknolojik çağın, dijital devrimlerin, yapay zekânın ve algoritmik yaşam tarzlarının merkezine doğan bu kuşak, insanlığın doğal seyrinin dışına çıktığı bir zaman diliminde varlık buldu.

Z kuşağı, alışkanlıkları ve tercihleri sosyal medya algoritmalarıyla belirlenmiş, zihni sürekli uyarılan, düşünme yerine "kaydırma" ile eğitilmiş bireylerden oluşmaktadır. Bu neslin tercihleri, özgür iradenin değil; dikkat ekonomisinin ve dijital manipülasyonun bir sonucudur. Dolayısıyla artık bir bireyin "ne istediği" değil, sistemin "ona neyi istettiği" önemlidir.

Tefekkürün Sona Erdiği Çağ-İnsan Düşünmüyor, Takip Ediyor

İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliklerden biri, tefekkür yetisidir. Tefekkür; derin düşünme, sorgulama, anlamlandırma ve içsel farkındalıkla hareket etme becerisidir. Bugünün dünyasında bu yeti yerini anlık tepkilere, hızlı içerik tüketimine ve algoritmaların sunduğu yönlendirilmiş içeriklere bırakmıştır. Artık insanlar düşünmüyor, sadece takip ediyor.

Bir zamanlar insanlar kitaplarla, fikirlerle, doğayla ve insan ilişkileriyle beslenirdi. Şimdi ise sanal dünyada, çoğu zaman gerçeklikle hiçbir bağı olmayan içeriklerle beslendiklerini sanıyorlar. Bu içerikler; bireyi bilgiye ulaştırmak için değil, düşünemez hale getirmek için dizayn edilmiştir.

Algoritmaların Yönettiği Dünyada Seçim Yanılgısı

Bugün birçok insan seçim yaptığını, tercihlerinin kendisine ait olduğunu düşünmektedir. Ancak bu seçimlerin çoğu, dijital sistemlerin sunmuş olduğu alternatifler arasından yapılmakta ve görünüşte özgürlük gibi sunulan bu durum, aslında sistematik bir yönlendirmedir.

Örneğin, bir bireyin sosyal medyada izlediği içerikler, alışveriş tercihleri, politik eğilimleri ya da kültürel yaklaşımları, algoritmalar tarafından şekillendirilmekte; birey yalnızca bu filtrelenmiş dünyada seçenekler arasında "kendi tercihini" yaptığını sanmaktadır.

Bu durum, bireyin düşünsel kapasitesinin elinden alınması ve sorgulama becerisinin sistematik olarak törpülenmesidir. Neticede birey değil, algoritma karar vermekte; insan yalnızca bu kararın görünür yüzü olarak işlev görmektedir.

Elit Maymunlar ve Yeni Dünya Tasarımı-Biyopolitik Tahakküm

Yuval Noah Harari'nin sıkça vurguladığı gibi, insanlık biyopolitik bir döneme girmiştir. Yani insan bedeni, zihni ve davranışları artık yalnızca sosyoekonomik sistemlerin değil; aynı zamanda dijital gözetim sistemlerinin de kontrolü altındadır.

Bu sistemleri kuran, yöneten ve sürdüren sınıf ise halktan farklı bir gerçeklikte yaşayan, kaynakları kontrol eden, teknolojiyi silah olarak kullanan bir elit zümredir. Bu elit zümre; insanları sadece tüketici, iş gücü ya da veri noktası olarak görmektedir. Onların varoluş amacı, üretmek değil sistemin dönmesini sağlamaktır.

"Elit maymunlar" kavramı, bu sınıfın kibirli, doğadan ve insaniyetten uzak, teknokratik bir anlayışla insanlığı yönetme iddiasına atıfta bulunur. Bu sınıf, insanın geleceğini planlama ve onu yönlendirme hakkını kendisinde görmektedir. Eğitimden sağlığa, gıdadan bilgiye kadar her alan, bu sınıfın kontrolü altındadır.

İnsan Yerine Kod- Ruhun Yerini Alan Matematiksel İşleyiş

Kodlarla çalışan yapay zekâ sistemleri, insan davranışlarını analiz ederek tahmin edebilir, yönlendirebilir ve yerine geçebilir hale geldi. Bunun sonucu olarak, artık insanın fiziksel emeği kadar zihinsel emeği de değersizleştirildi.

Chatbotlar, karar destek sistemleri, otomatik süreçler ve makine öğrenimi algoritmalarıyla donatılan sistemler, öğretmenlikten hukukçuluğa, sanatçılıktan gazeteciliğe kadar birçok alanı dönüştürdü. İnsan, artık sadece kodları okuyan değil, kodlara uyan bir nesneye indirgenmiştir.

Dijital Duygusuzluk ve Empati Felci

Teknoloji ilerledikçe, insanlığın empati yetisi gerilemektedir. Savaşlar, ölümler, acılar ve adaletsizlikler; bir ekran aracılığıyla izlenip geçilen görüntülerden ibaret hale gelmiştir. Bugün Gazze'de, Yemen'de, Myanmar'da yaşananlar, kimi insanlar için yalnızca istatistikten ibarettir.

Oysa geçmişte insanlar, bir olay duyduğunda kalbi sıkışır, yüzü buruşur, içi yanardı. Şimdi ise olaylar birkaç saniyelik dikkat süresine sahip, "izlendi/geçildi" şeklinde kategorize edilen içerikler halini aldı. Bu da dijital dünyanın, insanın en temel özelliklerinden biri olan merhameti bile törpülediğini göstermektedir.

İlahi Hesap-Tuzak Kuruculara Karşı Hesap Görenlerin En Hızlısı

Ancak tüm bu karanlık tabloya rağmen, inancın ve adaletin sesi hâlâ susmuş değildir. Tarih boyunca nice zalim düzen kurulmuş, nice tiranlar halklar üzerinde baskı kurmuş fakat sonunda hepsi yıkılmıştır. İnsanların kaderi üzerinde tahakküm kurduğunu sananlar, kendi kurdukları sistemlerde boğulmuştur.

Kur'an'da geçen şu ayet, insanlığa her çağda yol gösterici olmuştur: "Onlar tuzak kurdular, Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır." (Âl-i İmrân/ 54)

Bu ayet, sistem kuruculara ve onların dijital kölelik düzenine karşı insanlığın hâlâ bir umudu olduğunu, kaderin gerçek sahibinin teknolojik elitler değil, tüm âlemlerin Rabbi olduğunu vurgular.

Çıkış Yolu-Tefekküre, Merhamete, İradeye Dönüş

Çıkış yolu bellidir: İnsan, yeniden insan olmalıdır. Bu, teknolojiye karşı bir savaş değil; teknoloji karşısında insan onurunu koruma mücadelesidir. Tefekkür etmeyen, sorgulamayan, iradesini kullanmayan, acıya duyarsız kalan bir varlık insan değildir.

Yeni dünya düzeni; düşünmeyen, anlamayan, sorgulamayan, alışveriş yapan ve tüketen dijital bedenleri yüceltiyor olabilir. Ancak insanlık asıl yükselişini, kendisine, doğasına ve yaratılış gayesine döndüğünde yaşayacaktır.

Z kuşağının son harfi olması, insanlığın da sonu olmak zorunda değildir. Ancak bu, şüphesiz büyük bir kırılma noktasıdır. İnsan; ya algoritmalara köle olacak, ya da ruhunu yeniden keşfederek özgürlüğüne kavuşacaktır.

Teknolojiye karşı değiliz; ancak teknolojinin insanı şekillendirmesine karşıyız. Kendi kaderini kendisi yazan, tercihlerini bilinçle yapan, dijitali araç olarak kullanan bir insan tipi, bu karanlık dönemde ışık olabilir.

Ve unutulmamalı ki: En büyük hesap kurucuların planları değil, o planları bozan ilahi iradedir.

Tilhabeşlifilozof/09.04.2025/Sancaktepe/İST

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!