Bu Blogda Ara

22 Mayıs 2025 Perşembe

Yeryüzünün Sahibi Allah’tır

 




( Gazze’nin direnişiyle ve zalimlere karşı tüm zamanların haykırışıyla)

“Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle çok topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.”(Bakara/249)

Ey yaşayan ama yaşamayanlar, gören ama görmeyenler, işiten ama duymayanlar!
Sesleniyorum size, şu ateşin ortasında bağrı yanarak susan Gazze’den, mermilere göğsünü siper eden bebeklerden, enkaz altındaki Kur’an okuyan annelerden, açlıkla iftar eden sabır çocuklarından… Bu ses Gazze’den yükselen bir çığlıktır ama yalnız Gazze’ye ait değildir. Bu, insanlığın suskunluğuna, ümmetin dağılmışlığına, Allah’a güvenmeyip sistemlere teslim olmuşların boğazını sıkan bir uyanış çağrısıdır.

Zira zulüm varsa kıyam da olmalıdır. Zulüm varsa ayetler konuşur, Allah konuşur, hak konuşur!

Gazzeli Mazlumlar ve Ayetlerin Şahidi Olduğu Direniş

Gazze...
Sınırları kanla çizilmiş, sokakları şehitlerin rüyasına karışmış bir şehir. Belki maddi anlamda dünyanın en yoksul topraklarından biri, ama iman bakımından dünyanın zirvesidir. Onların silahı yok belki, ama sabırları var; tankları yok ama sadakatleri var; uçakları yok ama secdeleri var.

“Zulme uğradıktan sonra Allah uğrunda hicret edenleri elbette dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. Ahiret mükâfatı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi.” (Nahl/ 41)

Allah Teâlâ, zulüm gören, yurdundan atılan, aç bırakılan müminlere böyle sesleniyor. Onları imtihan ediyor, ama aynı zamanda destekliyor.

Bugün Gazze’de her patlama sesinin altında şu ayet yankılanıyor:

"Zannetmeyin ki Allah zalimlerin yaptıklarından habersizdir…” (İbrahim /42)

Ve devamında uyarıyor:

“Ancak Allah onları gözlerin dehşetle bakacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim/ 42)

Ey Gazze!
Senin çığlığını işitmiyoruz sanma.
Senin yaralarını görmezden geliyoruz, evet.
Ama bil ki biz seni görmesek de Rabbimiz görüyor.

Allah’ın Yardımı Neden Gelmiyor?

Bizler soruyoruz:
“Allah’ın yardımı nerede?”
Cevabı Kur’an veriyor:

“Yoksa siz, sizden öncekilerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle sıkıntılar ve zorluklar dokundu, öyle sarsıldılar ki, nihayet peygamber ve onunla beraber iman edenler, ‘Allah’ın yardımı ne zaman?’ dediler. Bilin ki Allah’ın yardımı yakındır.”(Bakara /214)

Yardım yakın ama kim için?
Sadakatle Allah’a bağlananlar için.
Tevekkülü yalnızca Allah’a olanlar için.
Planını Rabbe bırakıp, görevini yerine getirenler için.

Ama biz bugün ne yapıyoruz?

  • Ticaret uğruna zalimle el sıkışıyoruz.

  • Diplomasi adına katliamları görmezden geliyoruz.

  • “Biz ne yapabiliriz ki?” diyerek sorumluluktan kaçıyoruz.

  • Dualarımız kuru, gözyaşlarımız sahte, eylemlerimiz yok.

İşte bu yüzden Allah’ın yardımı gelmiyor!

Çünkü bizimkisi İslam değil, gölge bir kimlik.
Bizimkisi sadakat değil, sosyolojik aidiyet.
Bizimkisi tevekkül değil, bahane üretme sanatı.

Gazze’nin Zaferi-İmanın Kudreti

Bakın şu ayete:

“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” (Muhammed /7)

Gazzeliler Allah’a yardım ediyorlar.
Allah’a güveniyor, sabrediyor, direniyorlar.
Ve bizler ekran başında, klavye başında “üzülüyoruz.”
Sahi ne garip!
Onlar ölerek yaşıyorlar, biz yaşayarak ölüyoruz.

Gazze’nin çocukları taş atarak tank durduruyor.
Bizim çocuklarımız ise dijital oyuncaklarda eriyor.
Gazze’de iftar bir parça ekmekle yapılırken,
bizim sofralarımızda israf da var, gaflet de var.

Ama Allah vaadinden dönmez:

“Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle çok topluluklara galip gelmiştir.” (Bakara/ 249)

Ey Ümmet! Bu Suskunluk Seni Kurtarmaz!

Sen ey ümmet!
Sana ne oldu da acıya bu kadar alıştın?
Sana ne oldu da Gazze’yi sadece “üç gün” konuşur oldun?

Ey yönetici sıfatlı suskunlar!
Siz, Amerikan onayını Rabbin rızasına tercih ettiniz.
Siz, siyonist ekonomiye tutsak oldunuz.
Siz, sınırlarınızın değil, vicdanlarınızın işgal altında olduğunu fark etmiyorsunuz.

Ama Allah görüyor:

“Zulmedenleri bırak da bir süre eğlensinler. Sonra ne hallere düşeceklerini görecekler.” (Zümer /8)

Ey Rabbimiz! Bizi Zalimlerin Yönetiminden Kurtar!

Allah’ım!
Gazze direnirken, biz suskunuz.
Onlar açken, biz tokuz.
Onlar secdede ağlarken, biz reklamlarda gülüyoruz.

Ama Sen her şeyi biliyorsun.
Bizi etkisiz, yetkisiz ama bahanesi bol yöneticilerle helak etme!
Bize, yalnızca dilleriyle kınayan, ama yürekleri zalimle aynı atanlardan eyleme!

Sen bizi zulme karşı kıyam eden kullarından yaz!
Sen bizim ellerimizi taşla değil, duayla değil, birlikte direnişle güçlendir!
Sen bizim içimizdeki korkaklığı sil, yerine Hz. Hamza'nın yüreğini koy!

Mazlumların Kurtuluşu Kesindir

Ey mazlumlar!
Yılmayın, ağlamayın, susmayın.
İnsanlık sizi yalnız bıraksa da Allah bırakmaz!

“Zulme uğradıktan sonra Allah’a hicret edenlere elbette yardım edilecektir. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Hac/ 60)

Siz yeryüzünün görünmez kahramanlarısınız.
Gücünüz imanınızdır, sabrınızdır, secdenizdir.
Sizin kurtuluşunuz gecikmiş olabilir ama inkâr edilemez.

Çünkü Allah şöyle buyurur:

“Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.” (Bakara/ 257)

Bu Bir Son Çağrıdır!

Bu yazı, bir analiz değil, bir akademik yorum değil.
Bu bir HAYKIRIŞTIR!

Gazze düşerse, insanlık düşer!
Gazze susarsa, Kur’an susar!
Gazze yalnız kalırsa, ümmet Allah’a ne cevap verir?

Bu çağrı sana:
Ey anne! Çocuğuna yiğitliği öğret!
Ey baba! Evladına Kudüs’ü anlat!
Ey genç! Klavyeyi bırak, vicdanını kuşan!
Ey imam! Minberden gazete manşeti değil, Furkan Suresi oku!

Ve ey Müslüman!
Kendine gel!
Bu ümmetin uyanışına öncülük et!
Zulme karşı kıyam et!
Allah’ın yardımını hak etmek için safını netleştir!

Gökyüzüne Bak! Zafer Geliyor!

Ey kardeşim!
Sen de bir şey yapamıyorsan, gökyüzüne bak.
Orada, sabahı bekleyen yıldızlar gibi Gazze bekliyor.
Orada, rahmetin kapılarını açan dua elleri seni bekliyor.

Ve unutma:

“Allah size zafer vaat etti. Ya siz?” (Muhammed/ 7)

Bu yazı bir çağrıdır.
Bu yazı bir manifestodur.
Bu yazı bir secde çığlığıdır.
Bu yazı ümmetin uyanışına çağrıdır!

“Ve sonunda zafer, Allah’a inananlarındır!” (Rûm 47)

Erol Kekeç/20.05.2025/Sancaktepe/İST

21 Mayıs 2025 Çarşamba

Mutlak Galip Allah

 


Bismillahirrahmanirrahim

"Hani havariler: 'Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin sana gökten bir sofra indirebilir mi?' demişlerdi. İsa: 'Eğer müminlerseniz Allah’tan korkun!' dedi." (Mâide/112)

Ve yine Rabbimiz Âl-i İmrân Suresi - 52-53  şöyle buyurur:

"İsa, onların inkârlarını sezince: 'Allah’a giden bu yolda yardımcılarım kimlerdir?' dedi. Havariler: 'Biz Allah’ın yardımcılarıyız' dediler. İsrail oğullarından bir grup iman etti, bir grup da inkâr etti. Biz de iman edenleri, düşmanlarına karşı destekledik ve onlar galip geldiler." 

Bugün bu ayet, yalnızca tarihin bir sayfasını anlatmıyor. Bugün bu ayet, Filistin’in, Gazze’nin, Kudüs’ün üstüne yazılmış bir hakikattir. Bugün bu ayet, çağımızın “Havarileri” olan Gazzeli çocuklara, babalara, annelere, gençlere ve yaşlılara; yarı yanık bedenleriyle bile secde etmeye devam eden iman sahiplerine yazılmış bir destektir.

Ey Zalimler, Ey Suskunlar!

Siz, tıpkı o gün İsa’nın karşısında duran inkarcılar gibi, bugün Filistin’in direnişine kör kaldınız. Siz, bir çocuğun başı gövdesinden koparılırken dahi "ateşkesi" konuştunuz. Siz, zalime silah sattınız, mazluma tweet attınız.

Ama biz iman edenleriz. Biz, Allah’ın yardımcılarıyız. Ve Allah, buyurduğu gibi iman edenleri destekleyecektir.

Bugün Yine Bir Meryem oğlu Çağrısı Var

Bugün yeryüzünün dört bir yanında bir ses yankılanıyor:

“Allah’a giden bu yolda yardımcılarım kimlerdir?”

Bu sesi bir Gazzeli annenin feryadında duyduk, Bu sesi Refah Sınırında can veren çocuğun son nefesinde hissettik, Bu sesi Aksa’da, enkazlar altında ezanla uyanan ölülerde bile işittik.

Ve biz de diyoruz ki:

“Biz Allah’ın yardımcılarıyız!”

Tarih Tekerrür Etmiyor, İlahi Plan İşliyor

Zannetmeyin ki bu yaşananlar tesadüf. Zannetmeyin ki mazlumun kanı boşuna dökülüyor. Zannetmeyin ki zulüm galip geliyor.

Firavun da galip geldiğini sanmıştı. Kızıldeniz’in önünde Musa'yı ve inananları kıstırdığında kahkahalar atıyordu. Ama Allah buyurdu: 

“Hayır! Şüphesiz Rabbim benimledir. O bana yol gösterecektir.” (Şuarâ/ 62)

Ve deniz yarıldı. Firavun ise o suyun içinde, o tuzun ortasında, o azabın altında can verirken ne dedi biliyor musunuz?

“İman ettim ki, İsrail oğullarının inandığı Allah’tan başka ilah yoktur. Ben de Müslümanlardanım.” (Yunus /90)

Ama Allah ona ne dedi?

“Şimdi mi iman ettin? Hâlbuki daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun!” (Yunus/ 91)

Ey Zalim İsrail, Ey Ortadoğu'nun Firavunları!

Allah’ın zamanı işliyor. Mazlumların duası göğe ulaşmış, Zulüm ise vaktini doldurmuştur.

Siz, çocukları öldürdünüz. Siz, hastaneleri bombaladınız. Siz, kadınlara işkence ettiniz. Siz, gazetecileri hedef aldınız.

Ama siz, Allah’ın hesabını unutuyorsunuz. Siz, şu ayeti hiç duymadınız mı?

“Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş size de dokunur.” (Hûd 113)

Bugünün Havarileri- Gazzeli Çocuklar

Ayakları çıplak, Üzerleri toz içinde, Ama gözleri gökyüzünde olan o çocuklar... Onlar Allah’ın yardımına iman edenlerdir.

Ve onlar, sadece direnmediler; ümmete iman öğrettiler. Kur’an’ı yırtılmadan, Sancağı düşürmeden, Secdeyi terk etmeden yaşadılar.

Bu Bir Manifestodur Allah Galip Gelecek!

Bugün tüm zalimlere karşı okunan bu manifestodur:

“Mutlak galip olan yalnızca Allah’tır.”

Tıpkı Kızıldeniz’de olduğu gibi, Tıpkı Ebrehe'nin filler ordusunda olduğu gibi, Tıpkı Nemrud’un ateşinde olduğu gibi, Bugün de tarih dönüyor, zalimler boğulacak!

Kıvılcım Nereden Başladıysa Alev Oradan Yükselecek

İsrail, Gazze'yi susturmak istedi. Ama Gazze, dünya halklarını uyandırdı. İstanbul'dan Johannesburg'a, Kahire'den Şam'a, Tahran'dan Karakas’a kadar herkes sokaklarda:

“GAZZE İÇİN UYAN, ZULME KARŞI DUR!”

Bu kıvılcım bir çocuğun ölümüyle başladı, Ama bir ümmetin yeniden doğuşunu müjdeliyor.

Allah Zaten Buyurmuştu:

“Biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilenlere lütufta bulunalım, onları önderler yapalım ve onları yeryüzüne mirasçılar kılalım.” (Kasas/ 5)

Bu bir vaat değildir sadece; bu bir yasadır. Ve Allah’ın yasaları bozulmaz.

Şimdi Ey Ümmet!

Ey İslam’ın dağınık toplulukları, Ey zalime alışmış kalabalıklar, Ey susmayı öğüt gibi sunan uydurulmuş din yorumcuları...

Artık uyanmanın, birleşmenin, örgütlenmenin vaktidir. Yalnızca sokaklarda değil, Yalnızca sosyal medyada değil, Tüm kalbimizle, aklımızla ve imkânımızla...

Hakikatin ordusunu kurma vakti!

Ve Sen Ey Mazlum!

Ey Gazze’nin çocuğu, Ey direnişin annesi, Ey enkazdan çıkan iman sahibi genç...

Bil ki sen yalnız değilsin. Ve Allah, seninledir.

Son Sözümüz:

"Biz Allah’ın yardımcılarıyız!" "Biz iman edenleriz!" "Ve biz galip geleceğiz, çünkü Mutlak Galip olan Allah’tır!"

“Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır; yakında öğreneceksiniz.” (En’am 67)

Direnişle, sabırla, umutla... Kazanacağız. Çünkü biz, Allah’a dayanıyoruz.

Erol Keekç/11.05.2025/Sancaktepe/İST


Fırtınalı Toprakların Mirası-Ulu Çınarlar



“Ulu çınarlar fırtınalı topraklarda yetişir.”
Cemil Meriç

Bazı sözler vardır, bir kitabın, hatta bir ömrün özetini bir satıra sığdırır. Merhum Cemil Meriç’in bu cümlesi, sadece zorluklara karşı ayakta kalmayı değil, zorlukların insanı, toplumu ve tarihi nasıl şekillendirdiğini anlatan, kökleri derinlerde, dalları göklere uzanan bir hakikat gibidir. Bu vesileyle rahmet diliyorum hayatta çok istifade ettim benim için az bulunan değerlerden biriydi...Mekanı cennet olsun...

Fırtına Nedir?

Fırtına; zordur, yakar, yıkar, acıtır. Ama aynı zamanda içimizdeki pası söküp atar. Fırtına, hakikatin ete kemiğe bürünmesidir. Fırtınalı topraklarda yaşam, konforun değil, karakterin ürünüdür. Zira düz ovada esen meltem, ulu bir çınar doğurmaz.

Bugün Gazze'de, Yemen'de, Doğu Türkistan'da, Arakan'da, Afrika'nın suskun çığlığında, adını bile bilmediğimiz nice diyarda kopan fırtınalar vardır. Ama o fırtınalar sadece yıkım değil, aynı zamanda yeniden doğuşun habercisidir.

Ulu Çınarların Doğduğu Fırtınalar

🔹 Hazreti İbrahim, Nemrut’un putperestliğinde büyüdü. Ateşe atıldı. Ama ateş serin oldu; çünkü o fırtınada kök salan bir çınar olmayı göze aldı.

🔹 Musa, Firavun’un sarayında büyüdü ama hakikati için en büyük imparatorluğa meydan okudu. Nihayetinde, Kızıldeniz'in sularında Firavun’u tarihin mezarına gömdü.

🔹 İsa, İsrailoğulları’nın içinden çıktı; onlar tarafından inkâr edildi, ihanet edildi. Ama O'nun sözleri bugün dünyanın vicdanında yankılanıyor.

🔹 Muhammed (s.a.v), cahiliyenin en karanlık coğrafyasında bir nur gibi doğdu. Taşlandığında sabretti, hicret etti, direndi ve sonunda Medine'de bir adalet toplumunu kurdu.

İşte o ulu çınarlar hep fırtınaların bağrında yetişti. Çünkü fırtına, hakikatle batılı, samimiyetle riyakârlığı ayıran ilahi bir süzgeçtir.

Gazze ve Modern Zamanların Fırtınası

Bugün Filistin topraklarında büyüyen her çocuk, bir zeytin fidanı kadar masum, bir çınar kadar dirençli. Her biri, sapanıyla tanklara karşı duran Davut’un izinde. Her biri, taşla kurşunun arasına sıkışan hakikatin sesi.

Ve yine bir grup küfrederken, bir grup iman ediyor. Kur’an’da şöyle buyruluyor:

“İsa: ‘Allah’a giden yolda bana yardımcı olacaklar kimlerdir?’ dedi. Havariler: ‘Biz Allah’ın yardımcılarıyız’ dediler. Sonra İsrail oğullarından bir grup iman etti, bir grup inkâr etti. Biz de iman edenleri, düşmanlarına karşı destekledik, üstün geldiler.” (Saff, 61/14)

Bugün birileri İsrail’in yanında saf tutuyor olabilir. Ama Allah'ın yanında duranlar da var. Onlar sessiz, adsız, isimsiz, ama dirençli çınarlar gibi büyüyor. Belki cephede değil ama vicdanlarının fırtınasında her gün yeniden doğuyorlar.

Zulüm Zafere Gebedir

Zalimler, hakikati boğmak için hakikat sahiplerini susturmak isterler. Ama bilmiyorlar ki;

“Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.”

(Al-i İmran, 3/54)

Zulüm, zalimin zaferi değil, çöküşünün ayak sesidir. Tıpkı Firavun ’un Kızıldeniz’de helâk olması gibi... Tıpkı Nemrut’un sineklerce yerle bir edilmesi gibi...

Bugünün dünyasında, İsrail’in işlediği her katliam, her zulüm; Filistin’in bağrından yeni çınarlar doğuruyor. 7 yaşında bir çocuğun mezar taşına “Filistin davasından asla vazgeçmeyeceğim” yazması, hangi hava savunma sisteminden daha güçlü bir mesajdır, bilir misiniz?

Fırtınadan Korkanlar Orman Olamaz

Bugün Türkiye’de, Arap ülkelerinde, İslam dünyasında, milyonlarca insan sokaklara çıkıyor. Ellerinde pankartlarla, dillerinde dualarla... Uyandılar. Çünkü bir bebek cesedi kadar gerçeği anlatan hiçbir medya yoktur. Çünkü zulmü kameraya almakla yetinmek, zalimin suç ortağı olmaktır.

Ve artık halklar görüyor ki devletler değil, vicdanlar birleşirse dünyayı değiştirebiliriz. Çünkü:

“Siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.”

(Muhammed, 47/7)

Bugünün Havarileri-Sen, Ben, Biziz

Hazreti İsa’nın havarileri gibi, bugün de Allah’a “yardımcı olmak” için yola çıkanlar var. Kalemleriyle, yürekleriyle, cüzdanlarıyla, dualarıyla… Sadece Filistin’de değil, yeryüzünün her fırtınasında Allah’a sadakatle bağlanan yürekler bu çağın ulu çınarlarıdır.

Onlar belki görünmüyorlar, manşet olmuyorlar, ödül almıyorlar. Ama tarih onları yazacak. Çünkü her devrin bir Ebu Bekir’i, her direnişin bir Mus’ab’ı, her zulmün bir Musa’sı vardır.

Mutlak Galip Allah’tır

Bütün zalimler birleşse de, bütün paralar bir araya gelse de, medya sustursa da, sosyal medya manipüle etse de hakikatin önünde duramazlar. Çünkü:

“Allah, kendi nurunu tamamlamayı murad eder, kâfirler hoşlanmasa da.” (Saf, 61/8)

Hakikat büyür. Çınar gibi... Dalları göğe, kökleri mazluma uzanır. Ve bu çınarın gölgesinde bir gün zalimler değil, mazlumlar soluklanacaktır.

Bu bir  Çağrıdır!

Ey genç kardeşim!

Sana ihtiyacımız var. Uyuyanları uyandıran bir söz ol, bir bakış ol, bir eylem ol. Fırtınadan korkma. Zira senin yüreğinde İbrahim’in ateşe attığı inanç, Musa’nın asasındaki kudret, Muhammed’in sabrındaki zafer var!

Ey anne!
Çocuğuna sadece oyuncak değil, adaletin ne olduğunu da öğret.

Ey baba!
Sofrana helal lokma koyarken zalimlerin ürünlerine ortak olma.

Ey öğretmen!
Kürsünden sadece müfredatı değil, merhameti de anlat.

Ey yönetici!
Kendine zulmün değil, halkın gölgesinde bir koltuk seç.

Ulu Çınarlar Direnişle Büyür

Bu topraklar yeni çınarları bekliyor. Her çığlık, bir filizin toprağı yarmasıdır. Her mazlumun duası, gökyüzünü yarar. Ve unutma:

“Bir gün gelecek, Allah’ın vaadi gerçekleşecek. Ve o gün, Allah’tan başka hiçbir koruyucu olmayacak.” (Hud, 11/65)

Fırtına mı? Elbette olacak. Ama korkma.

Çünkü ulu çınarlar, işte tam da o zaman büyür! 

Erol Kekeç/13.05.2025/Sancaktepe/İST

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!