“Ulu çınarlar fırtınalı topraklarda yetişir.”– Cemil Meriç
Bazı sözler vardır, bir kitabın, hatta bir ömrün özetini bir satıra sığdırır. Merhum Cemil Meriç’in bu cümlesi, sadece zorluklara karşı ayakta kalmayı değil, zorlukların insanı, toplumu ve tarihi nasıl şekillendirdiğini anlatan, kökleri derinlerde, dalları göklere uzanan bir hakikat gibidir. Bu vesileyle rahmet diliyorum hayatta çok istifade ettim benim için az bulunan değerlerden biriydi...Mekanı cennet olsun...
Fırtına Nedir?
Fırtına; zordur, yakar, yıkar, acıtır. Ama aynı zamanda içimizdeki pası söküp atar. Fırtına, hakikatin ete kemiğe bürünmesidir. Fırtınalı topraklarda yaşam, konforun değil, karakterin ürünüdür. Zira düz ovada esen meltem, ulu bir çınar doğurmaz.
Bugün Gazze'de, Yemen'de, Doğu Türkistan'da, Arakan'da, Afrika'nın suskun çığlığında, adını bile bilmediğimiz nice diyarda kopan fırtınalar vardır. Ama o fırtınalar sadece yıkım değil, aynı zamanda yeniden doğuşun habercisidir.
Ulu Çınarların Doğduğu Fırtınalar
🔹 Hazreti İbrahim, Nemrut’un putperestliğinde büyüdü. Ateşe atıldı. Ama ateş serin oldu; çünkü o fırtınada kök salan bir çınar olmayı göze aldı.
🔹 Musa, Firavun’un sarayında büyüdü ama hakikati için en büyük imparatorluğa meydan okudu. Nihayetinde, Kızıldeniz'in sularında Firavun’u tarihin mezarına gömdü.
🔹 İsa, İsrailoğulları’nın içinden çıktı; onlar tarafından inkâr edildi, ihanet edildi. Ama O'nun sözleri bugün dünyanın vicdanında yankılanıyor.
🔹 Muhammed (s.a.v), cahiliyenin en karanlık coğrafyasında bir nur gibi doğdu. Taşlandığında sabretti, hicret etti, direndi ve sonunda Medine'de bir adalet toplumunu kurdu.
İşte o ulu çınarlar hep fırtınaların bağrında yetişti. Çünkü fırtına, hakikatle batılı, samimiyetle riyakârlığı ayıran ilahi bir süzgeçtir.
Gazze ve Modern Zamanların Fırtınası
Bugün Filistin topraklarında büyüyen her çocuk, bir zeytin fidanı kadar masum, bir çınar kadar dirençli. Her biri, sapanıyla tanklara karşı duran Davut’un izinde. Her biri, taşla kurşunun arasına sıkışan hakikatin sesi.
Ve yine bir grup küfrederken, bir grup iman ediyor. Kur’an’da şöyle buyruluyor:
“İsa: ‘Allah’a giden yolda bana yardımcı olacaklar kimlerdir?’ dedi. Havariler: ‘Biz Allah’ın yardımcılarıyız’ dediler. Sonra İsrail oğullarından bir grup iman etti, bir grup inkâr etti. Biz de iman edenleri, düşmanlarına karşı destekledik, üstün geldiler.” (Saff, 61/14)
Bugün birileri İsrail’in yanında saf tutuyor olabilir. Ama Allah'ın yanında duranlar da var. Onlar sessiz, adsız, isimsiz, ama dirençli çınarlar gibi büyüyor. Belki cephede değil ama vicdanlarının fırtınasında her gün yeniden doğuyorlar.
Zulüm Zafere Gebedir
Zalimler, hakikati boğmak için hakikat sahiplerini susturmak isterler. Ama bilmiyorlar ki;
“Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.”
(Al-i İmran, 3/54)
Zulüm, zalimin zaferi değil, çöküşünün ayak sesidir. Tıpkı Firavun ’un Kızıldeniz’de helâk olması gibi... Tıpkı Nemrut’un sineklerce yerle bir edilmesi gibi...
Bugünün dünyasında, İsrail’in işlediği her katliam, her zulüm; Filistin’in bağrından yeni çınarlar doğuruyor. 7 yaşında bir çocuğun mezar taşına “Filistin davasından asla vazgeçmeyeceğim” yazması, hangi hava savunma sisteminden daha güçlü bir mesajdır, bilir misiniz?
Fırtınadan Korkanlar Orman Olamaz
Bugün Türkiye’de, Arap ülkelerinde, İslam dünyasında, milyonlarca insan sokaklara çıkıyor. Ellerinde pankartlarla, dillerinde dualarla... Uyandılar. Çünkü bir bebek cesedi kadar gerçeği anlatan hiçbir medya yoktur. Çünkü zulmü kameraya almakla yetinmek, zalimin suç ortağı olmaktır.
Ve artık halklar görüyor ki devletler değil, vicdanlar birleşirse dünyayı değiştirebiliriz. Çünkü:
“Siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.”
(Muhammed, 47/7)
Bugünün Havarileri-Sen, Ben, Biziz
Hazreti İsa’nın havarileri gibi, bugün de Allah’a “yardımcı olmak” için yola çıkanlar var. Kalemleriyle, yürekleriyle, cüzdanlarıyla, dualarıyla… Sadece Filistin’de değil, yeryüzünün her fırtınasında Allah’a sadakatle bağlanan yürekler bu çağın ulu çınarlarıdır.
Onlar belki görünmüyorlar, manşet olmuyorlar, ödül almıyorlar. Ama tarih onları yazacak. Çünkü her devrin bir Ebu Bekir’i, her direnişin bir Mus’ab’ı, her zulmün bir Musa’sı vardır.
Mutlak Galip Allah’tır
Bütün zalimler birleşse de, bütün paralar bir araya gelse de, medya sustursa da, sosyal medya manipüle etse de hakikatin önünde duramazlar. Çünkü:
“Allah, kendi nurunu tamamlamayı murad eder, kâfirler hoşlanmasa da.” (Saf, 61/8)
Hakikat büyür. Çınar gibi... Dalları göğe, kökleri mazluma uzanır. Ve bu çınarın gölgesinde bir gün zalimler değil, mazlumlar soluklanacaktır.
Bu bir Çağrıdır!
Ey genç kardeşim!
Sana ihtiyacımız var. Uyuyanları uyandıran bir söz ol, bir bakış ol, bir eylem ol. Fırtınadan korkma. Zira senin yüreğinde İbrahim’in ateşe attığı inanç, Musa’nın asasındaki kudret, Muhammed’in sabrındaki zafer var!
Ulu Çınarlar Direnişle Büyür
Bu topraklar yeni çınarları bekliyor. Her çığlık, bir filizin toprağı yarmasıdır. Her mazlumun duası, gökyüzünü yarar. Ve unutma:
“Bir gün gelecek, Allah’ın vaadi gerçekleşecek. Ve o gün, Allah’tan başka hiçbir koruyucu olmayacak.” (Hud, 11/65)
Fırtına mı? Elbette olacak. Ama korkma.
Çünkü ulu çınarlar, işte tam da o zaman büyür!
Erol Kekeç/13.05.2025/Sancaktepe/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder