( Gazze’nin direnişiyle ve zalimlere karşı tüm zamanların haykırışıyla)
“Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle çok topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.”(Bakara/249)
Ey yaşayan ama yaşamayanlar, gören ama görmeyenler, işiten ama duymayanlar!
Sesleniyorum size, şu ateşin ortasında bağrı yanarak susan Gazze’den, mermilere göğsünü siper eden bebeklerden, enkaz altındaki Kur’an okuyan annelerden, açlıkla iftar eden sabır çocuklarından… Bu ses Gazze’den yükselen bir çığlıktır ama yalnız Gazze’ye ait değildir. Bu, insanlığın suskunluğuna, ümmetin dağılmışlığına, Allah’a güvenmeyip sistemlere teslim olmuşların boğazını sıkan bir uyanış çağrısıdır.
Zira zulüm varsa kıyam da olmalıdır. Zulüm varsa ayetler konuşur, Allah konuşur, hak konuşur!
Gazzeli Mazlumlar ve Ayetlerin Şahidi Olduğu Direniş
Gazze...
Sınırları kanla çizilmiş, sokakları şehitlerin rüyasına karışmış bir şehir. Belki maddi anlamda dünyanın en yoksul topraklarından biri, ama iman bakımından dünyanın zirvesidir. Onların silahı yok belki, ama sabırları var; tankları yok ama sadakatleri var; uçakları yok ama secdeleri var.
“Zulme uğradıktan sonra Allah uğrunda hicret edenleri elbette dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. Ahiret mükâfatı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi.” (Nahl/ 41)
Allah Teâlâ, zulüm gören, yurdundan atılan, aç bırakılan müminlere böyle sesleniyor. Onları imtihan ediyor, ama aynı zamanda destekliyor.
Bugün Gazze’de her patlama sesinin altında şu ayet yankılanıyor:
"Zannetmeyin ki Allah zalimlerin yaptıklarından habersizdir…” (İbrahim /42)
Ve devamında uyarıyor:
“Ancak Allah onları gözlerin dehşetle bakacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim/ 42)
Ey Gazze!
Senin çığlığını işitmiyoruz sanma.
Senin yaralarını görmezden geliyoruz, evet.
Ama bil ki biz seni görmesek de Rabbimiz görüyor.
Allah’ın Yardımı Neden Gelmiyor?
Bizler soruyoruz:
“Allah’ın yardımı nerede?”
Cevabı Kur’an veriyor:
“Yoksa siz, sizden öncekilerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle sıkıntılar ve zorluklar dokundu, öyle sarsıldılar ki, nihayet peygamber ve onunla beraber iman edenler, ‘Allah’ın yardımı ne zaman?’ dediler. Bilin ki Allah’ın yardımı yakındır.”(Bakara /214)
Yardım yakın ama kim için?
Sadakatle Allah’a bağlananlar için.
Tevekkülü yalnızca Allah’a olanlar için.
Planını Rabbe bırakıp, görevini yerine getirenler için.
Ama biz bugün ne yapıyoruz?
-
Ticaret uğruna zalimle el sıkışıyoruz.
-
Diplomasi adına katliamları görmezden geliyoruz.
-
“Biz ne yapabiliriz ki?” diyerek sorumluluktan kaçıyoruz.
-
Dualarımız kuru, gözyaşlarımız sahte, eylemlerimiz yok.
İşte bu yüzden Allah’ın yardımı gelmiyor!
Çünkü bizimkisi İslam değil, gölge bir kimlik.
Bizimkisi sadakat değil, sosyolojik aidiyet.
Bizimkisi tevekkül değil, bahane üretme sanatı.
Gazze’nin Zaferi-İmanın Kudreti
Bakın şu ayete:
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz, O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” (Muhammed /7)
Gazzeliler Allah’a yardım ediyorlar.
Allah’a güveniyor, sabrediyor, direniyorlar.
Ve bizler ekran başında, klavye başında “üzülüyoruz.”
Sahi ne garip!
Onlar ölerek yaşıyorlar, biz yaşayarak ölüyoruz.
Gazze’nin çocukları taş atarak tank durduruyor.
Bizim çocuklarımız ise dijital oyuncaklarda eriyor.
Gazze’de iftar bir parça ekmekle yapılırken,
bizim sofralarımızda israf da var, gaflet de var.
Ama Allah vaadinden dönmez:
“Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle çok topluluklara galip gelmiştir.” (Bakara/ 249)
Ey Ümmet! Bu Suskunluk Seni Kurtarmaz!
Sen ey ümmet!
Sana ne oldu da acıya bu kadar alıştın?
Sana ne oldu da Gazze’yi sadece “üç gün” konuşur oldun?
Ey yönetici sıfatlı suskunlar!
Siz, Amerikan onayını Rabbin rızasına tercih ettiniz.
Siz, siyonist ekonomiye tutsak oldunuz.
Siz, sınırlarınızın değil, vicdanlarınızın işgal altında olduğunu fark etmiyorsunuz.
Ama Allah görüyor:
“Zulmedenleri bırak da bir süre eğlensinler. Sonra ne hallere düşeceklerini görecekler.” (Zümer /8)
Ey Rabbimiz! Bizi Zalimlerin Yönetiminden Kurtar!
Allah’ım!
Gazze direnirken, biz suskunuz.
Onlar açken, biz tokuz.
Onlar secdede ağlarken, biz reklamlarda gülüyoruz.
Ama Sen her şeyi biliyorsun.
Bizi etkisiz, yetkisiz ama bahanesi bol yöneticilerle helak etme!
Bize, yalnızca dilleriyle kınayan, ama yürekleri zalimle aynı atanlardan eyleme!
Sen bizi zulme karşı kıyam eden kullarından yaz!
Sen bizim ellerimizi taşla değil, duayla değil, birlikte direnişle güçlendir!
Sen bizim içimizdeki korkaklığı sil, yerine Hz. Hamza'nın yüreğini koy!
Mazlumların Kurtuluşu Kesindir
Ey mazlumlar!
Yılmayın, ağlamayın, susmayın.
İnsanlık sizi yalnız bıraksa da Allah bırakmaz!
“Zulme uğradıktan sonra Allah’a hicret edenlere elbette yardım edilecektir. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Hac/ 60)
Siz yeryüzünün görünmez kahramanlarısınız.
Gücünüz imanınızdır, sabrınızdır, secdenizdir.
Sizin kurtuluşunuz gecikmiş olabilir ama inkâr edilemez.
Çünkü Allah şöyle buyurur:
“Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.” (Bakara/ 257)
Bu Bir Son Çağrıdır!
Bu yazı, bir analiz değil, bir akademik yorum değil.
Bu bir HAYKIRIŞTIR!
Gazze düşerse, insanlık düşer!
Gazze susarsa, Kur’an susar!
Gazze yalnız kalırsa, ümmet Allah’a ne cevap verir?
Bu çağrı sana:
Ey anne! Çocuğuna yiğitliği öğret!
Ey baba! Evladına Kudüs’ü anlat!
Ey genç! Klavyeyi bırak, vicdanını kuşan!
Ey imam! Minberden gazete manşeti değil, Furkan Suresi oku!
Ve ey Müslüman!
Kendine gel!
Bu ümmetin uyanışına öncülük et!
Zulme karşı kıyam et!
Allah’ın yardımını hak etmek için safını netleştir!
Gökyüzüne Bak! Zafer Geliyor!
Ey kardeşim!
Sen de bir şey yapamıyorsan, gökyüzüne bak.
Orada, sabahı bekleyen yıldızlar gibi Gazze bekliyor.
Orada, rahmetin kapılarını açan dua elleri seni bekliyor.
Ve unutma:
“Allah size zafer vaat etti. Ya siz?” (Muhammed/ 7)
Bu yazı bir çağrıdır.
Bu yazı bir manifestodur.
Bu yazı bir secde çığlığıdır.
Bu yazı ümmetin uyanışına çağrıdır!
“Ve sonunda zafer, Allah’a inananlarındır!” (Rûm 47)
Erol Kekeç/20.05.2025/Sancaktepe/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder