Bu Blogda Ara

20 Mart 2025 Perşembe

Adaletin Gölgesinde Güç Hukuk ve Toplumsal Uyanış


Karanlık Talih ve Adaletin Peşinde-Bir Toplumun Uyanışı

Tarih boyunca birçok millet, adaletin ne olduğunu sorgulamış, onu tesis etmeye çalışmış ancak her defasında gücü elinde bulunduranların tanımladığı bir hukuk anlayışıyla yüzleşmiştir. İnsanlığın temel meselelerinden biri olan adalet, güç sahiplerinin inisiyatifine bırakıldığında, gerçek adalet olmaktan çıkar ve bir tür baskı aracına dönüşür. Bugün yaşadığımız dünya da benzer bir trajedi sahnelemektedir. Devletlerin başına geçen yöneticiler, bulundukları makamı halkın emaneti olarak görmekten ziyade, şahsi mülkleri gibi algılamakta, hukuk mekanizmasını da kendilerini güvence altına alacak şekilde dizayn etmektedirler. Bu yazıda, toplumların adalet anlayışının nasıl evrilmesi gerektiğini, hukukun nasıl olması gerektiğini ve gücün nasıl kontrol altına alınabileceğini anlatmaktayım.

Hukukun Bağımsızlığı-Bir Efsane mi, Gerçek mi?

Hukuk, bir toplumun temel taşıdır. Ancak, bu taş yeterince sağlam değilse, üstüne inşa edilen bütün sistem çürük olacaktır. Bugün birçok ülkede hukuk, bağımsız bir mekanizma olmaktan çıkıp siyasi erklerin elinde bir silaha dönüşmüştür. Adalet dağıtmak yerine, belli bir zümrenin çıkarlarını koruyan bir yapıya bürünen hukuk sistemi, halkın güvenini kaybetmekte ve adalet arayışını kişisel hesaplaşmalara yönlendirmektedir.

Eğer hukuk gerçekten bağımsız olsaydı, herhangi bir yönetimin değişmesiyle birlikte kanunların işleyişi değişmezdi. Ancak pratikte, her yeni iktidar döneminde hukuk sisteminin nasıl şekillendiğine bakarak, hukukun gerçekten bağımsız olup olmadığını rahatlıkla anlayabiliriz. Oysaki hukuk, herhangi bir siyasi otoritenin değil, toplumun vicdanının temsilcisi olmalıdır. Ancak, gücü elinde tutanlar tarafından sürekli değiştirilen yasalar ve taraflı uygulamalar, toplumun hukuka olan inancını zedelemektedir.

Hukukun Güç Karşısındaki Acziyeti

Gücü elinde bulunduranlar, hukuku kendi lehlerine şekillendirme eğilimindedir. Hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukuku dediğimiz bir olgu karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir ortamda bireyin haklarını koruyacak bir mekanizma kalmaz. Gücü elinde bulunduranlar için hukuk, kendilerini güvence altına alan bir kalkan, muhaliflerini bertaraf etmek için kullanılan bir sopa haline gelir. Bu, toplumsal adaletin ölümüdür.

Peki, bu nasıl değiştirilebilir? Toplumların adaleti sağlaması için hukuk mekanizmasının denetlenebilir ve gerçekten bağımsız olması gerekmektedir. Bunu sağlayacak olan ise bilinçli, sorgulayan ve pasif bir seyirci olmak yerine aktif bir yurttaşlık bilinciyle hareket eden bireylerden oluşan bir toplumdur.

Güç ve Hukukun Diyalektiği

Tarih boyunca güç sahipleri, hukuku kendi çıkarlarına uygun biçimde manipüle etmiştir. Ancak unuttukları bir şey vardır: Güç sonsuz değildir. Zamanın akışı içinde her güçlü, bir gün güçsüz duruma düşebilir. Bugün hukuku kendi çıkarlarına göre dizayn edenler, yarın o hukukun gerçek işleyişine muhtaç hale gelebilirler. İşte tam da bu yüzden, adaletin gerçekten bağımsız bir mekanizma olması herkesin yararınadır.

Toplumlar, güç ve hukuk arasındaki bu diyalektiği iyi anlamalıdır. Güç, kontrol edilmezse yozlaşır. Yozlaşmış bir güç ise eninde sonunda kendini tüketir. Bu nedenle, hukuk sisteminin her türlü iktidarın ve güç odağının üstünde olması şarttır.

Birlikte Yaşamanın Anahtarı-Tarafsız ve Bağımsız Hukuk

Toplumların barış içinde yaşayabilmesi için hukuk sisteminin objektif ve bağımsız olması gerekir. Farklı görüş ve inançların birlikte yaşayabilmesi ancak tarafsız bir hukuk mekanizmasıyla mümkündür. Eğer bir hukuk sistemi, bir kesimin diğer kesimler üzerinde tahakküm kurmasını sağlıyorsa, orada adaletten söz edilemez. Bir ülkenin adalet mekanizması, yalnızca mevcut yönetimin değil, herkesin güvencesi olmalıdır.

Gücü elinde bulunduranların hukuku kendi lehlerine çevirdiği bir ülkede, halkın hukuka olan güveni zamanla yok olur. Ve bu noktada, insanlar adaleti kendi yöntemleriyle aramaya başlar. Tarih boyunca yaşanan iç savaşlar, devrimler ve kaos ortamlarının temelinde bu adaletsizlik yatmaktadır.

Uyanış Zamanı

Tarih, sürekli tekrar eden bir döngü içindedir. Güç sahibi olanlar, adaleti kendi çıkarlarına uygun şekilde dizayn eder, sonra gücü kaybettiklerinde aynı hukuk sistemine muhtaç hale gelirler. Bu kısır döngüyü kırmak için, hukukun üstünlüğünü sağlayacak gerçek bir sistem inşa edilmelidir. Bunun için:

  1. Hukukun bağımsız olması sağlanmalı: Hukuk, siyasi otoritelerden tamamen bağımsız olmalıdır. Yargıçların atanması ve görevden alınması gibi süreçler, siyasetten arındırılmalıdır.

  2. Toplumsal bilinç artırılmalı: Halk, hukukun nasıl işlediğini bilmeli ve ona sahip çıkmalıdır. Hukuk, sadece avukatların ya da yargıçların meselesi değil, toplumun temel taşıdır.

  3. Güçlü bir sivil toplum oluşturulmalı: Sivil toplum kuruluşları, hukukun bağımsız işleyişini takip etmeli ve adaletsizliklere karşı ses yükseltmelidir.

  4. Özgür basın desteklenmeli: Bağımsız medya organları, hukukun tarafsız işleyip işlemediğini gözlemlemeli ve topluma doğru bilgi aktarmalıdır.

Adalet, toplumların en büyük güvencesidir. Eğer bir ülkede adalet yoksa, hiçbir şey garanti değildir. Mazlumun hakkını koruyamayan bir hukuk düzeni, eninde sonunda herkesi mağdur eder. Bugün susanlar, yarın hukukun eksikliğini en ağır şekilde hissedecektir. Bu nedenle, hukuk herkes için eşit olmalı, adalet gerçekten bağımsız kılınmalıdır.

Unutmayalım, adaletin olmadığı bir toplum, bir gün mutlaka kendi içinde çürür ve yok olur. Bugün, hukukun üstünlüğü için mücadele edenler, geleceğin adil toplumunu inşa edecek olanlardır. Şimdi uyanış zamanı!

Bahadır Hataylı/19.03.2025/Namazgah/İST

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!