Bismillahirrahmanirrahim
Ey insanlar!
Bu çağ, şeytanın yalnızca günahı değil, doğruluğu taklit ederek saptırdığı bir çağdır. Artık şeytan cephenin karşısında değil, yolun tam ortasında oturuyor. "İşte bu sırat-ı müstakim!" diyerek, sizi kendi cehennem yoluna mihrap gibi yönlendiriyor. Ve siz de zannediyorsunuz ki dosdoğru yoldasınız…
“Ve andolsun ki, onları (insanları) doğru yolun ortasından saptıracağım…” (A'râf/16)
Evet, şeytan artık günahı gizlemiyor, aksine ayetleri kullanarak haramı meşrulaştırıyor. Hakkı kullanarak batıla davet ediyor. Siz ise “Bu doğru sözdür, ayetle söylüyor” diyerek ardına düşüyorsunuz. Oysa o söz doğru, ama amacı sapkınlık!
Faizi anlatırken, faizin haramlığını söylerken sizi faize bulaştırıyor. Zinanın haram olduğunu bağırırken, iffeti kirletiyor. İslam’ın adaletini anlatırken, zulmü meşru kılıyor. Kısaca:
“Sana Kitap’tan bir nasip verilmişken onlara nasıl hükmedersin? Sana gelen ilimden sonra kim seni Allah’ın hükmünden saptırırsa bil ki Allah, zalimleri doğru yola eriştirmez.” (Mâide/48)
Camiler inşa ediliyor, minareler göğe yükseliyor… ama içinde adalet yok, huşu yok, ihlas yok. Çünkü “camileri süsleyip içini boşaltmak”, bugünün şeytani taktiği olmuştur.
“Onlar (münafıklar), Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar, oysa yalnızca kendilerini aldatırlar da farkında olmazlar.” (Bakara/9)
Ey hakikatin peşinden giden,
Artık doğru olduğunu sandığın her şeyi yeniden sorgulama vaktidir. Zira aldatılmak, aldanmaya hazır zihinlerin gafletinde yeşerir.
Aldatıcıların Maskesi Hakkı Kullanarak Batılı Pazarlamak
Bugün öyle bir hal aldı ki, ayetlerle konuşan zalimler, hadislerle sizi köleleştirenler türedi. Allah’ın adını kullanarak, Allah’ın dinini yerle bir edenler, sizi susturuyor, itaat ettiriyor.
Allah’tan bahsediyorlar ama Allah'tan korkmuyorlar.
Kendilerine tabi olanlara “ehli sünnet” diyorlar, muhalif olana “fitneci” damgası vuruyorlar. Oysa hak, kalabalıkta değil; ilmin, adaletin ve takvanın yanındadır.
“Allah’ın ayetlerini az bir bedele satmayın!” (Bakara/41)
Bugün en çok aldanılan yer, "doğru bildiğin yanlışlar"dır. Ve bu öyle bir tuzaktır ki, şeytan size artık günahı sevimli göstermiyor; günahtan sizi sakındırırken günahın kendisine sevk ediyor! Sözle Allah’ı överken, fiilen Allah’a savaş açıyor.
Keklik Avı Toplumların Aldatılış Yolu
Bir keklik sürüsünü avlamak için, kafandaki kekliğin canlı olduğunu zannettirerek diğerlerini tuzağa düşürürsün. Bugün toplumu kandıranlar, işte bu yöntemi uyguluyor.
İçinizdeki “doğruluk hissini” yem gibi kullanıyorlar. Vicdanınızı, Kur’an adına devre dışı bırakıyorlar. Sonra da sizi kurtuluşa değil, sistemli bir çöküşe götürüyorlar.
“Şeytan onları etkisi altına almış ve onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar şeytanın tarafıdır. Dikkat edin! Şeytanın tarafı olanlar ziyana uğrayanların ta kendisidir.” (Mücadele/19)
Bu yüzdendir ki her şeyden çok, kendi “doğru bildiklerini” sorgula.
Kur’an’a yönel, ama onu eğip bükenlerin gözlüğüyle değil. Ayetleri oku, ama kendi nefsine değil Allah’a adanmış bir kalple.
Yol Güzelse, Gideceğin Yeri Sorgula
Artık şeytan çirkin yüzünü gizliyor. O, davetini iblis olarak değil, alim olarak, lider olarak, hoca olarak, siyasetçi olarak yapıyor. Çünkü:
“Sakın Allah’ın adını kullanarak yemin eden o kimselere aldanmayın. Onlar, Allah’ın yolundan men ederler, sonra da ‘biz sadece ıslah edicileriz’ derler.” (Bakara/11)
Ve unutma ey dost;
Yolun güzelliğine değil, varacağın yere bak.
Bazı yollar güllüdür, ışıklıdır, ayet doludur… ama varacağı yer cehennemdir. Çünkü o yolun sahibine bakmamışsındır.
Allah’ın dini berraktır. Onu bulanlar, dosdoğru yolun ışığını içlerinde taşırlar. Ama bu çağın aldatıcıları, o ışığı taklit ederek karanlığa çağırır. Şimdi karar vaktidir:
“Ve de ki: Hak Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” (Kehf/29)
Susma, aldanma, peşinden gittiğini sorgula.
Allah’ın adıyla kandırılanlara, Allah’ın ayetleriyle yaşayarak anlamlı bir duruş ortaya koy...
Erol Kekeç/03.08.2025/Sancaktepe/İST