Ne serden ne yardan vazgeçmeyenler,ne anlatmak istiyor,ben biraz cahilim aynı zaman da zeka özürlüyüm anlamakta zorlanıyorum;lutfedip bize biraz anlaşılır olurlarsa gayet memnun oluruz.Şu hastalıklar bu toprakların vebası galiba,ben bir türlü anlaşılmıyorum,ne zaman anlaşılacağım,zaten o ülkeyi kurtaran adam da ancak ölümünden sonra anlaşıldı.Bir gün bu halk bizi de anlayacak,bizim tüm mücadelemizin kendileri için olduğunu bilecek.Bu halk seni hiç anlamayacak,çünkü anlama özrümüz var bizim; bu anlama özrümüzü kavrayıp, senin bizi anladığın gün,biz de seni anlayacağız.Bizi anlamayanlar,kendilerinin bir gün anlaşılacaklarını düşünüyorlarsa benden tavsiye boşuna beklemesinler.
Neden birileri hep anlaşılmak ister de, başkalarını anlama mütevaziliğini gösterme erdemini ortaya koyamaz ben de bunları anlamakta zorlanıyorum.Tabi ki benim de anlamadığım bir yön var, bu da birilerinin anlaşılmak isteyip,anlamaktan yoksun kaldıkları eylemler. Anlaşılmak isteyen ama başkalarını anlamaktan yoksun kişiler,grublar,adı ne olursa olsun herşey,gurur, kibir ve azgınlığın doruğunda olurlar.Azgın firavunu bile anlamak için, Allah'u teala elçisi Musa(as)a"firavuna git ve ona de ki,arınmak istemez misin"diye buyururken halklarını anlamaktan yoksun ama biz anlaşılalım diye çırpınanlar neyin mücadelesini vermektedir hakikaten ben bunları anlamıyorum.
Şu dünyanın haline bakın ki,her seçim öncesinde etraf tam anlamıyla filama ve bayrak çöplüğe döner, neden mi anlaşılmak için.Tonlarca boyalarla her duvarı bayasanız,her direğe portrenizi assanız,panolara anlaşılmayan dillerde kendinizi tanımlasanız da hiçbir zaman anlaşılmayacaksınız.Belki anlaşıldığınızı sanabilirsiniz,ama anlaşılmak korku nöbetlerini yaşatmaz bunu biliniz."Her peygamber kendi toplumunun dili ile gönderilmiştir"yani toplumunu anlayan,onların dertlerine derman olan,onların ızdıraplarını yüreklerinin derinliklerinde hisseden ve bu dertleri ortadan kaldırıp hakikate şahitlik yapmaları için yaşarlar.Bu önderlerin yaşamları isterim ki,bizler için birer kıvılcım olsun.Bu kıvılcımlar hayatlarımıza bir değişim dönüşüm ve paradigma farklılaşmasını getirmediği sürece,hep korkak ve ürkek yaşamaya mahkum oluruz.Korkmanın var mı ecele faydası,o halde enerjimizi boşa tüketmeden, gelin şu değişimi başlatalım ve yeni bir dünya kuralım.Bu dünya öncelikli bizim hayatımızdan başlasın ki,anlaşılma hastalığının tesirinden kurtulup,herkesi anlayarak ortak bir havayı teneffüs edip,hakkın ve adaletin şahitleri olarak kuracağımız dünya da birer aktif rol alalım.Evet,anlamak kadar sade açık ve rahatlatıcı bir eylem var mı hayatta.Anlamak yürekleri kuşatır,sizin ayağınıza bir taş değdiğinde sizin anladıklarınız kendi ayaklarına değmiş gibi sizden daha fazla acı duyarlar.Anlamak,"sizin aranızdaki elçi size karşı çok merhametli,size acır,sizin için Allah'tan bağışlanma diler"buyruklarını algılayarak yaşamaktır.Anlamak,hava atmak ,laf saymak,anamıza dil uzatmak,yaptığı olumsuzlukların faturasının hesabını başkalarına kesmek değil.Anlamak,ensesini kalınlaştıranların sayısını arttırıp,halkına sefaleti ve cefa çekmeyi reva görmek değil.Anlamak,bizden biri olmak,soframıza konuk olmak,zemherinin soğuğunda çocuklarımın üzerine üç tane battaniyeyi örtüp onları soğuktan korumaya çalıştığımda,kendisi sıcaktan evinde,bir atlet giyip dolaşmamaktır.Anlamak,biraz daha başta kalabilmek için,gece gündüz, çamur çaylak demeden köy,kasaba ,şehir ve mahalle turlarına çıkmak değil;yaşadığı dönem içinde acaba karnı aç olan biri var mı diye çaktırmadan garibin tütmeyen ocağına ateş olup ,o gariple birlikte yanmaktır.
Yıl:09.03.2009
Saat:22.00-22.40
Yer:Çengelköy/İst
(E.Kekeç)
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.
Popüler Yayınlar
-
Yaldızlı Sözlerin Arkasındaki Çürüme Tarihin en trajik ironilerinden biri, çöküşe en yakın toplumların en çok “yücelik ”ten bahsetmesidir....
-
Platon, asırlar öncesinden bir uyarı bırakmıştı insanlığa: “Demokrasi, ancak erdemli ve eğitimli bir halkın omuzlarında yükselebilir; aksi t...
-
“İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne… İşte asıl cinayet bu.” — Maksim Gorki, Ana (1906) Ruhun ölümü, bir toplumun çöküşünün sessiz hab...
-
İçinde bulunduğumuz çağ, pek çok unvanla anıldı: teknoloji çağı, bilgi çağı, hız çağı… Ama eğer hakikatin kalemiyle yazılacak olursa, bu ça...
-
EK-5 Kararı: Hukuk ile Diplomasi Arasında EK-5 Listesi: Resmî Karar, Diplomatik Zamanlama ve Türkiye’nin Stratejik İkilemi ABD'den çok ...
-
İnsanlığın Sessiz Dengesine Dair İnsan… Kâinatın en gizemli aynası. Görünürde bir bedenden ibaret gibi dursa da derinlerde bir deniz taşır...
-
Bir İnsanlık EMAR’ı Üzerine Derin Bir Okuma İnsan, anlamın kıyısında doğar ama çoğu kez anlamın merkezine hiç ulaşamaz. Çünkü doğmakla yaş...
-
Merhum Ahmet Kaya, bir şarkısında “ Ne kadar kötü kokarsa o kadar iyi ” diyordu. Ne kadar manidar bir cümle… Bugün ülke olarak geldiğimiz ...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
İnsanlık, varlık sahnesine çıktığı andan itibaren hem kendini hem de kendini aşan bir kudreti anlamlandırma çabasıyla yüzleşmiştir. Bu çaba,...
Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK
Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Senin rabbin sana senden yakın.....
omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.
Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."
kelebek gibi hafif olun dünyada
Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla
çöllerden geçerek varılır havuzun başına!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder