Yolumuz Çukurova’ dan Amik ovasına doğru pamuk tarlalarında sıcağın bağrında kavrularak yananları seyrederek devam ediyordu.Bir mola verelim dedik tarlalarda, simsiyah yanmış ameleleri daha yakından görmek için.Bir dokunduk bin ah çektiler,onların ahlarından çıkan ateş bizim yüreğimizi dağladı.Neden diye sorduk? Bize dediler ki artık anamızı sırtımızda taşıyacak dizlerimizde derman kalmadı.Ya anamız yolun sonuna varmadan bu yürüyüşte ölürse gözleri açık gitmez mi, bu bizim çektiklerimizi gördükten sonra, diye yakınmaya başladılar.Boş ver lan dedim, bana mı diyorsun dediler nezaketle, ben de sana diyorum ulan t....siz ne biçimde bizi aldatmak için bir rol oynuyorsun, utanmıyor musun bize bu yalanları söylemeye...O zaman gözleri doldu ve bana döndü; ağabey ne diyorsun ya dizlerim tutmaz oldu bu tarlalarda didinmekten. Tavuk gibi kanatlarımızla toprakta parpazlamaktan başka işimiz yok, gün boyunca bu sıcaklar ve acılar anamızı ağlattı...Bende savaş kazanmanın edasıyla ona döndüm,fazla acı çekme o zaman ananı da al git ulan....Kafamı bozdular, ya bir o konuşuyor, bir bu konuşuyor,ben sizin hepinizin isteğini karşılamak zorunda mıyım,bir gelip halinizi görelim dedim başımızı beynimizi yediniz ya bu kadar da olmaz ki;hepsi provakatif bunların,birileri öğretmiş yoluma çıkarmışlar,bende bunları yemem...
O günden beri bu heriflerin bağırmalarına aldırmıyorum,ne ya hep bunlarla mı uğraşacağız,sanki memleketin işi köylü ile uğraşmak,bunlar olsa ne olur, olmasa ne olur,gitsin çalışsınlar,her şeyi bizden bekliyorlar,böyle aptal gibi yaşamak olmaz ki,hep destekledik olmadı, traktörleri çökebilir diye kamyon krikosu gönderdik herkese, bunlar yine batıyor çamura...Ne yapsalar gömülüyorlar,oysa biz her gün dümdüz asfaltlıyoruz yine olmuyor.Bende bunlardan kurtulmanın yolu, bir daha bunları hiç konuşturmayacaksın ve dediklerine kulak bile asmayacaksın diyerek hatta 4. Murat’ın voyvoda kazıklarıyla bunları destekledim ve bekledim,ama beklemeye değdi,bir de baktım ki sesleri kesildi.Ta ki bu çitçilerin işleriyle ilgilenen kooperatif birliği başkanlarını,bunlarla bir görüşsün bakalım, bir dertleri var mı diye,o Nevşehir'deki çobanın koyunlarına bakmak için gönderdiğim güne kadar.Yine yanlış yaptım her halde Ya bunların sesini duymamakla ne kadar iyi yapmıştık, ne güzel yürüyordu,ne zaman ki, bizim köylüydü,bizi nasılda unuttu demesinler diye, bir sorduk yine başımıza bela aldık öf be ....Bunlar var ya bunlar ,aslında öyle bir ağzımı boşaltacam ki,ulan yeter artık sizle uğraştığımız, hepiniz ananızı alın gidin diyecem ama kaç yıldır biri bizi gözetliyor evinde mücadele ediyoruz, yakında yarışmayı kim kazanacak diye, sms oyları ile bunlar bizi destekleyecekler.Böyle bir yarışma olmasaydı önümüzde ben bilirdim,o davar çobanına ne yapacağımı,ailesine bakıyormuş,sanki biz balık taşıyoruz,bunlara verilecek en güzel söz, ulan yeter sizle uğraştığımız, istersen yedi sülalene bak, bana mı söyledin bu kadar akraba sahibi olurken demek geliyor içimden, nasıl ama...E biz beraber yürüdük bu yollarda,beraber ıslandık yağmurlarda,olacak o kadar piyangodan size cefa çekmek bize de sefa sürmek çıktı,herkes hakkına razı olacak, kesinlikle kurada hile yok,bu kadarda güvensiz olmayın ya,yaptığımız her şey sizin için kendim için istiyorsam namerdim....Derken bir de baktım ki yolculuk bitmiş bende uykuya dalmışım,arabamız karşıdan gelen silindirin altında kaldı, ondan sonrasını hatırlamıyorum Azrail peşimde,görgü tanığı çiftçiler anlatsın size, yoldan nasıl çıkıp silindirin altına girdiğimizi....
yıl:20.02.2009
saat:21.45-22.15
yer: Çengelköy/İst
(E.Kekeç)
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.
Popüler Yayınlar
-
Yaldızlı Sözlerin Arkasındaki Çürüme Tarihin en trajik ironilerinden biri, çöküşe en yakın toplumların en çok “yücelik ”ten bahsetmesidir....
-
Platon, asırlar öncesinden bir uyarı bırakmıştı insanlığa: “Demokrasi, ancak erdemli ve eğitimli bir halkın omuzlarında yükselebilir; aksi t...
-
“İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne… İşte asıl cinayet bu.” — Maksim Gorki, Ana (1906) Ruhun ölümü, bir toplumun çöküşünün sessiz hab...
-
İçinde bulunduğumuz çağ, pek çok unvanla anıldı: teknoloji çağı, bilgi çağı, hız çağı… Ama eğer hakikatin kalemiyle yazılacak olursa, bu ça...
-
EK-5 Kararı: Hukuk ile Diplomasi Arasında EK-5 Listesi: Resmî Karar, Diplomatik Zamanlama ve Türkiye’nin Stratejik İkilemi ABD'den çok ...
-
İnsanlığın Sessiz Dengesine Dair İnsan… Kâinatın en gizemli aynası. Görünürde bir bedenden ibaret gibi dursa da derinlerde bir deniz taşır...
-
Bir İnsanlık EMAR’ı Üzerine Derin Bir Okuma İnsan, anlamın kıyısında doğar ama çoğu kez anlamın merkezine hiç ulaşamaz. Çünkü doğmakla yaş...
-
Merhum Ahmet Kaya, bir şarkısında “ Ne kadar kötü kokarsa o kadar iyi ” diyordu. Ne kadar manidar bir cümle… Bugün ülke olarak geldiğimiz ...
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
İnsanlık, varlık sahnesine çıktığı andan itibaren hem kendini hem de kendini aşan bir kudreti anlamlandırma çabasıyla yüzleşmiştir. Bu çaba,...
Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK
Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Senin rabbin sana senden yakın.....
omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.
Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."
kelebek gibi hafif olun dünyada
Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla
çöllerden geçerek varılır havuzun başına!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder