Ben küçük bir çocuğum,büyümek için, adımlarımı hızla atarım.Annemle konuşmalarımda hep azarlanırım,babamın gelmesini çok arzularım.Anne babam nerde dediğimde;gelecek yavrum, herkes uyusun karanlıklar etrafı kaplasın, onu arayanlar peşinde gezmekten vazgeçsin,bakarsın hemen çıkıp gelmiştir o...Oysa babam hiç gelmez,ben ise evin karanlığından usanmışım artık,ışıklarımız yok,koyu bir karanlık gün batımıyla hemen evimizi kuşatır,etrafla olan irtibatımız birden kopuverir.Benim zihnimdeki soruların cevabı bir türlü ortaya çıkmaz.Anneme sorarım gerekli açıklamalar yapamaz,açıklamalar yapmadığı gibi beni de azarlar.Yeter artık yavrum, küçücük evimizin içinde kocaman sorular soruyorsun diye.Beni hep avutmaya çalışır.
Böyle bir cilveyle karanlık gecelerde sorularımın aydınlatıcı cevaplarını bulamam,hep babamın gelmesini arzulayarak sayarım gelecek günleri...Ama ben de büyüyorum tabi bu arada.Derken evimiz haremiler tarafından kuşatılır.Annemi sıkıştırırlar,şey kadını!yani illada sende mi gitmek istiyorsun?Kocan gitti hiç akıllanmadın mı diyerek bağırmalar, çağırmalar ve sövmelerle dipçikleyerek onu da bir köşede yığarlar.Sonra da beni tehdit ederek evimizi terk ederek giderler.
Bu olaydan sonra beynimde şimşekler çaktı, anladım anne anladım diyerek koştum ona.Sarıldım ellerimle boynuna,gözlerimdeki yaşları silerken bakıverdim gözlerine.Bak anne!hani babam gelecekti,ama bunlar babamı öldürmüş olduklarını,seni de oraya göndereceklerini söylediler.Sen bunları niçin bana anlatmıyorsun?Ben yıllardan beri şafak bekleyen gözlerimi, babam gelir diye onun yoluna çevirmiştim.Ondandır işte kendimi çocukluk psikolojisinden bir türlü kurtaramıyordum.Ama şimdi anladım,anladım anne anladım.Senin kalbinde yannan ateşin dumanının ancak sen olduğunu,o ateşi tutşturan babam olmuştu ha...
Anne anne!sen bu ateşin her tarafta yanmasını istemez misin?Bak anne ,ben artık köz taşıyacak kadar büyüdüm.Bu karanlıklar sadece babamın yaktığı ateşlerle aydınlanacak gibi değil,gel bu ateşleri çoğaltalım anne,ben küçük yavruna öğretmediğiniz bir hayatla canlandıralım istiyorum etrafı.YOksa sadece babamın ateşi Zerdüştün ateşi olur unutma...
Uzat ellerini uzat anne,uzat ki uzansın umutların yollarına evladının.Gidiyorum annem gidiyorum,burası çok karanlık, Güneşin hiç batmadığı bir gezegene gidiyorum.Ağlama ha ağlama ki,göz yaşların söndürmesin ,uzanan ellerimin ulaştığı korları.Bak anne,yalnızım deme sakın.Ne sen yalnızsın ne de ben,dün akşam hiç uyumamıştım,gecedeki karanlıkların dağılışını izledim. Hiçbir cisim göremedim;ama tek gördüğüm karanlıkların dağılımıydı.O, karanlıkları dağıtan varya,öyle büyük bir güç ki,nasıl olduğunu bilemiyorum.Geceyi kaldırdı yerine güneşi getirdi.O bize çok yakın,çünkü evimizin içi karanlıktı,sessiz sedasız evimizden karanlıkları kaldırdı.Korkma anne korkma! O güç varya, bizim evin içinde de var.O, sana da bana da yardım eder.
Gidiyorum anacığım gidiyorum,sizin bana tanıtmadığınız bir gücü tanıyarak onunla dost olmaya gidiyorum.Tanımadığın o güce seni de emanet ederek gidiyorum.Yürüyen ayaklarım ve sonsuzluğa uzanan umutlarımla,zirvelere doğru çıkıyorum.Oradan haykıracağım artık haremilere.Uyuyan yavrulara ve ve ağlayan annelere iğneleyici mesajlar göndereceğim hayatın filizlenişini taşıyan rüzgarla...
Karanlıklar geceye gömülüyor bu gezegende, uyanın çocuklar uyanın!annelerinize de haberler yollayın,özlenen hayatı burada görüyorum;tutuşturdum kendimi yanıyorum gece boyunca,aydınlanan şafakla gecede boğulunca ,koşun çocuklar koşun sabah üstüme üstüme geliyor...
31.10.1992
(E.KEKEÇ)ELAZIĞ
Bu Blogda Ara
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.
Popüler Yayınlar
-
Suriye iç savaşı, yalnızca bölgesel güç dengelerini değiştiren bir çatışma olmakla kalmamış, aynı zamanda insanlık tarihine kara bir leke ...
-
1.Bir uyanışa davet Bu çağrı Korkuyla bastırılmış vicdanlara, susturulmuş akıllara ve yalanlarla hipnoz edilmiş bir topluma, yeniden hakika...
-
"Kur'an'ı Okumak Değil, Anlamak yaşamak Kurtarır "Kur’an’ın ne dediğini değil de Arapça harflerin nasıl okunduğunu öğre...
-
Amerika ve Siyonizm'in Son Perdesi İnsanlık tarihi boyunca zulüm, her zaman önce parıldayan yalanlarla geldi. Önce alkışlandı, sonra k...
-
Terörle Mücadele Maskesi Altında Küresel Dizayn Girişimi Bugün “İslam’a karşı açılan savaş” başlığı altında yürütülen çok katmanlı saldırıla...
-
Bir yasa düşünün ki halkı korumak için değil, halkın gözünü boyamak için çıkarılsın. Bir meclis düşünün ki halkın iradesini yansıtmak yerine...
-
“Bilim, insanlık için bir kurtuluş mu, yoksa yeni çağın kılıksız celladı mı?” Son birkaç yılda dünya, eşi benzeri görülmemiş bir küresel den...
-
İnsanoğlu, tarihin her döneminde kendine hakikati hatırlatacak bir sese muhtaç oldu. Bu ses bazen bir peygamberin duasıydı, bazen bir anneni...
-
Bir gün Behlül, sarayın taş avlusunda, güvercinlerin gölgesine sığınmış, bir sütunun dibine yaslanmış, sırtını gün ortasının rehavetine ve...
-
“Pusuyla ayağını kırdıkları atı sahibine vurdurdular, Hâfız! Masumiyet, at’tan çok daha önce öldü…” Ben de sana, ey Hâfız, tam da o kırıl...
Bitsin Bu Zillet

Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK
Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.
Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.
Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."
kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder