FETÖ (Fethullahçı Yapılanma), Fethullah Gülen liderliğinde gelişen, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren bir yapıdır. 1960'lı yıllarda Türkiye'de dinî bir hareket olarak başlayan bu yapı, zamanla örgütlenerek hem Türkiye'de hem de uluslararası alanda etkili bir ağ haline gelmiştir. FETÖ, özellikle eğitim, medya, ekonomi ve kamu kurumları üzerinde yoğunlaşan faaliyetleriyle bilinir.
Tarihsel Gelişim
FETÖ'nün temelleri, 1960'lı yıllarda Fethullah Gülen'in Örgütü’nün çeşitli sohbet toplantıları ve dini eğitim faaliyetleriyle atılmıştır. 1980'lerden itibaren örgüt, özellikle eğitim alanında okul, dershane ve özel eğitim kurumları açarak gençlere ulaşmayı amaçlamış ve öğrencileri kendi fikirleri doğrultusunda yetiştirmeye odaklanmıştır.
1990'lı yıllarda uluslararası ağını genişleten FETÖ, Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika'da okullar açarak küresel bir hareket haline gelmiş ve bu yapıyı diplomatik ilişkiler kurmada kullanmıştır.
Amaçlar ve Yöntemler
FETÖ'nün temel amacı, kamusal alanın önemli noktalarını ele geçirerek kendi ideolojisini yaymak olmuştur. Bu amaçla:
Eğitim Alanı: Kolejler, üniversiteler ve yurtlar gibi eğitim kurumları kurarak insan kaynağını arttırma.
Medya ve Yayın: Gazete, dergi, televizyon ve internet siteleri aracılığıyla kamuoyu oluşturma.
Ekonomi: Holdingler, vakıflar ve işadamlığı dernekleriyle finansal destek sağlama.
Kamu Kurumları: Ordudan polise, adaletten diğer büyük devlet kurumlarına kadar farklı alanlarda kadrolaşma.
15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi
FETÖ, 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'de bir darbe girişiminde bulunmuştur. Bu girişim, devletin çeşitli kademelerine sızmış FETÖ üyeleri tarafından gerçekleştirilmiş; ancak halkın ve Türkiye devletinin kararlı duruşu sayesinde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu olaydan sonra örgüt, Türkiye ve uluslararası alanda çok yönlü operasyonlarla çökertilmeye başlanmıştır.
Uluslararası Tepkiler
FETÖ, birçok ülkede faaliyetlerine devam etse de, bazı ülkeler bu yapıyı terör örgütü olarak kabul etmiş ve faaliyetlerini yasaklamıştır. Ancak örgüt, uluslararası bağlantıları ve finansal kaynakları sayesinde faaliyetlerini gizli yürütmeye çalışmaktadır.
FETÖ, modern zamanlarda dinî, ekonomik ve siyasi gücün birleşiminden oluşan bir yapının tehlikelerini göstermektedir. Bu nedenle, örgütü anlamak ve bu tür yapılara karşı önlemler almak, hem Türkiye hem de uluslararası topluluklar için önemli bir zorunluluk haline gelmiştir.
Sevgili Dostlar, sizlere, FETÖ'nün hem bölgemizde hem de dünyada oynadığı kritik rolü detaylıca anlatmaya çalışacağım. FETÖ, sadece bir terör örgütü olmanın ötesinde, derin stratejilerle çeşitli alanlarda etkisini göstermiş ve bu etkileri uzun yıllar boyunca fark edilmeden devam ettirebilmiştir. Bu yapının dış güçler tarafından nasıl kullanıldığını, bölgemizdeki ve dünyadaki İslami uyanışları nasıl baltaladığını birlikte inceleyelim.
FETÖ ve Dinî Manipülasyonlar
FETÖ, ortaya çıktığı ilk günlerden itibaren, özellikle İslami değerleri ön plana çıkaran bir hareket gibi görünmeyi başarmış; fakat esasen İslami anlayışı bozmayı ve manipüle etmeyi amaçlayan bir yapıdır. Bu yapı, İslam coğrafyasında yeni filizlenmeye başlayan İslami uyanışları baltalamak ve ümmet bilincini zayıflatmak için kullanılmış ve bu konuda büyük oranda başarı sağlamıştır.
İlk etapta “ılımlı” bir din anlayışı sunarak, İslam’ın temel değerlerini şaibeli hale getirme gayretine girmişlerdir. Bu anlayış, dini reformları “modernleşme” adı altında yeniden yorumlamaya çalışmış ve İslam’ın ahlaki ve toplumsal yönünü zedelemeyi hedeflemiştir. Bu yaklaşımla insanların zihinlerini karmaşıklaştırmayı ve dini düşünceleri yozlaştırmayı amaçlamış; böylece İslami uyanışların önünü kesmek istemişlerdir.
Bu noktada, FETÖ’nün asıl hedefi sadece bir örgüt olarak kendisini güçlendirmek değil; aynı zamanda İslam coğrafyasını dünyanın çeşitli yerlerinde temsil eden zihinleri kontrol altına alarak, ümmet bilincini yok etmek olmuştur. Bu anlayış, çeşitli dini yapıları yozlaştırıp parçalayarak kendi çıkarlarına uygun hale getirme çabalarını da beraberinde getirmiştir.
Eğitim Yoluyla Sömürü ve Genetik Değişim
FETÖ, dışarıdan bakıldığında “masumane” gibi görünen eğitim faaliyetleriyle büyük bir kitleyi etkisi altına almış ve bu eğitim faaliyetlerini, aslında bir manipülasyon aracı olarak kullanmıştır.
Dünyanın dört bir yanında kurulan okullar, öğrencilerin sadece akademik anlamda değil, aynı zamanda zihinsel ve manevi anlamda da etkilenmesine yol açmış; çoğu zaman kültürel değerlerin yerini batılı bir anlayışla değiştirmeyi hedeflemiştir. FETÖ okullarının öne çıkan bir başka yönü, yerel halkların kültürel yapılarını bozarak ülkelerin genetik kodlarını değiştirme çabası olmuştur. Bu okullar, öğrencilere öncelikle kendi kültürlerinden uzaklaşmalarını telkin ederek, batı odaklı bir kimlik benimsemelerini sağlamaya çalışmıştır.
Birçok aile, bu eğitim kurumlarının sunduğu çekici olanaklarla çocuklarını gönderirken, çocuklarının bu yapının ideolojik etkisi altına girdiklerinin farkına bile varmamıştır. Çocukların zihinsel yapısı, şüphesiz bir ölçüde şekillendirilmiş ve FETÖ ideolojisine uygun hale getirilmiştir. Burada asıl önemli olan, bu eğitim sisteminin büyük bir manipülasyon ağı olarak çalışması ve insanların öz değerlerinden koparılmasıdır.
Hakikatlerin Perdelenmesi ve Gerçek Amaçlar
FETÖ’nün faaliyetlerine dışarıdan baktığınızda, ilk etapta iyi niyetli bir hareket gibi görülebilir. Ancak bu yapının karmaşıklığına ve gerçekte kime hizmet ettiğine baktığınızda, ortaya çıkan manzara çok daha farklıdır. FETÖ, hem bölgemizde hem de dünyada kaos yaratmak ve büyük güçlere hizmet etmek amacıyla şekillendirilmiştir. Özellikle İslam coğrafyasında ortaya çıkan İslami uyanışları baltalamak ve ümmet bilincini parçalamak için stratejik olarak kullanılan bu yapı, çeşitli şekillerde varlığını devam ettirmektedir.
Bugün geldiğimiz noktada, FETÖ’nün maskesi büyük oranda düşmüş olsa da, bu yapının özellikle uluslararası güçlerle olan bağlarını unutmamak gerekir. Hakikati tam anlamıyla anlamak ve bu yapının özelliklerini çözümlemek, gelecekte benzer stratejilere karşı daha dirençli olmamızı sağlayacaktır.
Sonuç ve Çıkış Yolu
FETÖ örneği, İslam dünyasının birliğini ve değerlerini koruma adına ne denli dikkatli olması gerektiğini göstermektedir. Bu tür yapılar, ümmet bilincini zayıflatmak ve İslam’ın dirilişini engellemek için kullanılmaktadır. Bizlere düşen görev, dinimizi doğru anlamak ve bu tür yapılara karşı zihinsel bir direniş geliştirmektir. Eğitimden sosyal yaşama kadar her alanda bilinçli bir duruş sergileyerek, geleceğimizi daha sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz.
Bahadır Hataylı/10.11.2024/Sancaktepe/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder