Tarım üretimi ve dağıtım sürecindeki sorunlar hem üretici hem de tüketici açısından derinleşen bir kriz yaratmaktadır. Bu tür bir kriz, yönetim eksikliklerinden, planlama hatalarından ya da bazı çıkar gruplarının kontrolünde gelişen sistematik sorunlardan kaynaklanabilir. Gıda üretimi, dağıtımı ve tüketimi arasındaki dengesizlikler ise, bir toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayamaması ve sosyal adaletsizliklerin derinleşmesi gibi sonuçlar doğurur.
1. Yönetimsel Hatalar
Gıda tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar genellikle,
devletin tarımsal üretim ve ticareti kontrol etmedeki zayıflıkları ya da büyük
ölçekli ticaret firmalarının aşırı güç kazanması gibi durumlardan kaynaklanır.
Üreticinin maliyetin altında mahsul satamaması, piyasanın kontrolsüzlüğü ve
devletin bu süreçte yeterince müdahale edememesi, ciddi sonuçlar doğurur.
Devletin tarımsal üretimle ilgili teşvik politikalarında eksiklikler,
maliyetlerin düşürülmesi veya ürünlerin değerlendirilmesi konusunda yeterli planlamanın
yapılmaması gibi hatalar zincirleme sonuçlar doğurabilir.
2. Büyük Tüccarların Kontrolü
Çiftçinin ürününü satamaması, büyük tüccarların gıda
piyasasına hâkim olmasıyla ilişkilendirilebilir. Tüccarlar, üretici
fiyatlarının düşük kalması için piyasayı manipüle edebilir ve mahsulleri düşük
fiyatlara satın alarak piyasaya sunmak yerine imha edebilir. Bu, gıda
fiyatlarının tüketiciye yüksek maliyetle ulaşmasına, üreticinin ise zarar
etmesine neden olur. Bu tür bir piyasa manipülasyonu, ekonomik dengeleri bozar
ve sosyal adaletsizlikleri daha da derinleştirir.
3. Gıda Krizi ve Toplumsal Adaletsizlik
Bu durumun sonuçları özellikle dar gelirli kesimlerde daha
belirgin hale gelir. Üretici zarar ederken, tüketici de aşırı pahalıya gıda
ürünlerine erişim sağlamaya çalışır. Gıda fiyatlarının artması, toplumun yoksul
kesimlerini daha da fakirleştirir ve bu durum sosyal adaletsizliğin katlanarak
artmasına yol açar. Bu kriz, sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda
sosyal bir krizdir. Yoksul kesimler temel gıda maddelerine ulaşamazken, büyük
tüccarlar ve aracılar bu durumdan kazanç sağlamaya devam eder.
4. Devletin Müdahalesi ve Planlama Eksikliği
Böyle bir kaos ortamında devletin rolü oldukça önemlidir.
Eğer yönetim bu duruma seyirci kalıyorsa ya da yeterli müdahaleyi yapmıyorsa,
bu durum yönetimsel bir zaaf olarak değerlendirilebilir. Devletin tarım
sektörüne daha fazla destek vermesi, üreticiye teşvik sağlaması ve gıda tedarik
zincirini adil bir şekilde düzenlemesi gerekir. Eğer devlet bu konuda bilinçli bir
planlama yapmıyor veya çeşitli çıkar gruplarının etkisi altına giriyorsa,
toplumsal düzen ciddi bir şekilde sarsılır. Ayrıca devletin vergilendirme
politikaları da bu tür sorunları derinleştirir. Yüksek vergiler, çiftçiyi daha
da zor durumda bırakır ve piyasanın dengesi bozulur.
5. Çürütülen Gıdalar ve Sorumluluk
Gıdaların çöpe gitmesi ya da çürütülmesi, tarım
politikalarının yanlışlığını gösteren en net göstergelerden biridir. Bu, ciddi
bir israfı temsil eder ve bu israfın topluma maliyeti çok yüksektir. Gıda
ürünlerinin tüketiciye ulaşamaması, onların çürütülerek imha edilmesi,
kaynakların doğru kullanılmadığını ve yönetim eksikliklerini ortaya koyar. Bu
durum, bir yandan çevresel felakete sebep olurken, diğer yandan toplumsal
huzursuzluk yaratır. İnsanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, bu tür bir
israf kabul edilemez.
6. Küresel Etkiler ve Yönetim Stratejileri
Bu krizin arkasında yatan diğer bir olgu ise küresel ticaret
sisteminin etkileridir. Uluslararası tarım ve ticaret politikaları, yerel yönetimlerin
üreticiye yeterli desteği sağlayamamasıyla birleştiğinde, çiftçilerin rekabet
edemez hale gelmesi kaçınılmazdır. Dünya genelindeki büyük gıda tekelleri,
yerel üretimi ve çiftçileri zor durumda bırakabilir ve bu da yerel halkın ucuz
gıdaya erişimini engeller.
7. Çözüm Önerileri
Bu tür bir krizi aşmak için öncelikle devletin aktif bir
tarım politikası geliştirmesi gerekir. Üreticilere maliyet desteği sağlanmalı,
tarımsal üretim teşvik edilmeli ve gıda fiyatları üzerinde denetim
artırılmalıdır. Ayrıca büyük tüccarların piyasadaki hakimiyeti kırılmalı ve
gıda dağıtımı adil bir şekilde organize edilmelidir. Bu sayede üretici de
tüketici de korunmuş olur. Devletin, büyük tüccarların bu tür fırsatçı
yaklaşımlarına karşı sert tedbirler alması şarttır. Ayrıca üretim fazlası
ürünlerin çöpe gitmemesi için sosyal politikalar geliştirilmeli, bu ürünlerin
düşük gelirli kesimlere ulaşması sağlanmalıdır.
Çiftçilerin ürünlerini tarlada bırakmak zorunda kalması ve tüketicinin yüksek fiyatlarla karşı karşıya kalması, ciddi yönetimsel hataların ve toplumsal adaletsizliklerin göstergesidir. Bu durumu düzeltmek için devletin, çiftçilerin maliyetlerini azaltacak politikalar geliştirmesi, büyük tüccarların piyasayı kontrol etmesini engellemesi ve sosyal adaletin sağlanması için somut adımlar atması gerekir.
Bahadır Hataylı/10.09.2024/11.20/Namazgah/İST