Bu Blogda Ara

20 Mart 2013 Çarşamba

DEVLET TERÖRİSTLE GÖRÜŞÜR MÜ? (!)-1


           Devlet, bir ilah mı acaba, yoksa ilaha ait olan özellikler yüklenmişte, ilahın sahip olmadığı fonksiyonları gerçekleştirmesi mi istenmekte, inanın bunu anlamakta biraz zorlandığım için sesli düşünmeyi tercih ettim, olur ki, birileri bu konuda beni uyarır maksadıyla…

          Yıllardan beri çoluk çocuk neredeyse herkesin ağzından hiç düşmeyen sakız gibi çiğnenen bir ifade”devlet kesinlikle teröristle görüşmez,”neden diye birileri soru sorma cesaretini sormayı beceremez. İşte ben yıllardan beri bu soruyu sessizce kendi dünyamda çok sorgulayanlardan biriydim, ancak bu günlerde deliliğim üzerimde olduğundan bağırarak sorgulamayı tercih ettim. Olur ki birileri merak ederde yahu nasıl bir iştir bu diye sorsun diye…

         Şu toplumda devletin, asıl bir tanımının yapıldığını ve neden olması gerektiğini söyleyenleri bulmakta bayağı zorlanıyorum. Devlete karşı boynumuz kıldan incedir, tekerlemeleriyle tanıdığımız bir yapıya kayıtsız şartsız teslim olmayı iman esaslarından sayan bir toplum olup çıktık. Devlet kelimesinin geçtiği yerde akan sular durur, her şeyi konuşabilirsiniz ama devleti asla konuşamadığınız gibi, aleyhine olacak bir cümleyi ola ki sarf ettiniz, o zaman kimseye sorulmadan hainlik kitabının ilk konusu olma ihtimaliniz yüksek olur. Neden bu kadar pervasız düşündüğümü ve konuştuğumu merak edenler olabilir, siz sormadan ben açıklamayı tercih ederim.

         Devlet, birlikte yaşayan insanların hak ve hukuklarını korumak ve onları güvence altında yaşatmak için oluşmuş, organizeli bir yapıya, insanların görevlerini vermesi ve bunu da en güzel şekilde, evrensel karşılıklı sosyal bağımlılık ilkesi içerinde yaşatmasını istedikleri yönetim erkinin adı ise o zaman bir nokta koyarak, tüm insanları hipnozun etkisinden birazcık kurtularak saksılarını karıştırmalarını istiyorum. Kısaca genel anlamda avamı bir ifadeyle anlatılmış bu tanımdan yola çıkarak sorgulamamızın dozunu biraz arttıracağız.


           Devleti kutsallaştırarak sorgulanmazlığını savunanlar, helvadan put yapıp onun önünde eğilenlerle ortak kulvarda giderler. Putçuluk dendiği zaman hemen aklımıza taşlar, ağaçlar, güneş, ay, yıldızlar, ateş, inek, öküz, ataların ruhu vs. gelmesin… Günümüz dünyasında aklımıza gelmesi gereken en önemli ilah kesinlikle devlet putudur. İnsanların yaptıkları devlete mal edilmemeli, peki devletin kuralını uygulayan bireyler kuralı yanlış uyguluyor ve yanlış ata oynuyorsa, devlette buna kendi devamlılığını sağlayan bir yapı taşı olarak, gerekli müeyyideyi koymuyorsa, tabii ki sorgulanması gereken devlettir. İçinde yaşadığımız toplumda üç yaşından ölünceye kadar insanlara devletin büyüklüğü, yüceliği ve ceberutluğu anlatılarak insanlar sosyalleştirilir. Bu sosyalleşme süreci insanların beyinlerinde ve yüreklerinde kazınmayacak derin izler bırakır, o izlerden biri ne olursa olsun devlet babadır kimse onun dediğinden çıkmamalıdır.

          Yahu kardeşim, bu babamız ayyaş, ne yaptığını bilmiyorsa, hastaneye, hakimi, mahkemeye doktoru, okula marangozu, camiye sarhoşu, gönderiyor, vatanı korumak için de kendi içinden sanal düşmanlar yaratarak onlarla sürekli savaşarak garibin çocuklarını toprağa gömüyor, paranın başına da, kümese tavukların başına tilkiyi bekçi atar gibi davranıyorsa, yine de mi, bu baba babalık görevini yerine getirmeli diye, bir sorgulayan insanı göremedik; ne kadar içler acısı değil mi bu durum. Allah’a bu kadar bağlansa insanlar aslanlarla, ceylanlar kardeş olurlardı ve yeryüzünde kimsenin kimseyi kırmadığını görürdünüz.

          Babamız yıllardır o kadar ayyaş yaşadı ki, kendi çocukları birbirini yemeye başladı, ruhu duymadı, sen babasın diye gayri meşru çocukları hep gazı verdi. Baba da bunları kolayca sindirdi, zaten hep uyuyordu, uykudayken bile geviş getirmeye devam etti, anlatılan masalları dinlemeyi de ihmal etmedi. Aylar yılları kovaladı bir de baktık ki, hakikaten bizim baba dediğimiz devletimiz tam tamına 39 yıldır horul horul uyku çekmiş, içimizden biri çıktı ve şöyle bir etrafına baktı, baba çocuklar birbirini yedi bitirdi, nehirlerden akan kanlar kantrolojik santralleri kurmaya bizi zorluyor, uyan da etrafına bir bak ayyaşlıkla giderse, bak yok olacağız diye bir ses yankılanmaya başladı. Bu ses şu an da ne pahasına olursa olsun bu baba babalık görevini yerine getirecek huysuz evladını da çağıracak, adil evladını da çağıracak, hepsini dinledikten sonra bu akan kanları durduracağız diye yemin etti. Peki, soruyorum size Bu yemin, ayyaş babanın dirilme vakti olduğunu biliyor muydunuz?

            Bilmiyorsanız söyleyeyim, Devlet, devlet olma yolunda ilk adımını bu kararlılıkla attı. Devlet baba ise kendi çocuğuna düşman olamayacağını, onunla oturulup konuşulması gerekiyorsa konuşmanın gerekliliğini anladı. Yani sorunu oluşturanla görüşmenin küçülmek olmadığını anladığı gün, Devlet olmaya namzet olduğunu ortaya koydu. Şunu hiç unutmayalım ki, kendi içinizdeki sorunu siz devlet olarak çözmek istemez, sudan bahanelerle ve sloganlaşmış, duygusal ifadelerle anlaşılmayan dilde ağıt yakmaya devam ederseniz, mezar taşınızı dikecek birlerini bulamayacaksınız. Çünkü sizin o ağıtlarınız, sizin dışınızdakilerin şoriklerini akıtarak sizin için nasıl bir çukur kazmanın düşüncesine sevk etmekte. Sayın Başbakanımızı bu yiğit ve kararlı adımlarımdan dolayı, Müslüman bir Türk evladı olarak kutluyorum. Herkesin korkarak masal anlattığı bir dönemde o,devlet orkestrası şefliğinde Anadolu’nun bağrından çıkan türküleri halkın dili ile söyleyerek yeni bir tarihin ön sözünü yazmaktadır. Her şey insanlık için biz seni seviyoruz “durmak yok yola devam…(Devamı gelecek)
19.03.2013
21.20-22.35
Çengelköy/İST
SOSYOLOG- YAZAR: EROL KEKEÇ

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!