Bu Blogda Ara

13 Ağustos 2022 Cumartesi

AKILDAN YOKSUN HAYAT TAŞ VE BAYAT

Akıl pınarından çıkan enerji ile sulak beyinlerde üretim gerçekleştirmek için çıktığımız yolda, kurak beyinleri seçmiş olmak insanı öyle bir yoruyor ki, nasıl anlatsam bilemiyorum. Akıl, tüm yaşam alanlarında ekilmek istenen tohumların hepsine eşit mesafede fayda sağlamasına rağmen, bazı ekim alanları akıl ile arasına setler çekerek akıl pınarından faydalanmamayı daha çok tercih etmektedir. Akıldan faydalanmak isteyip te,akıl ile aralarına setler çekenler asla sulak bir araziye dönüşemezler. Sulak olmayan araziler nasıl ki, kıraç olduğu için tohumların filiz verip gövermesini sağlayamazsa, akıldan uzak beyinler de aynı özelliktedir.

Devenin hörgücünde bulunan sudan faydalanmaması zor durumlarda nasıl ki onu yaşam alanından çıkarıyorsa, aklı olan varlığın akıldan faydalanmaması da onu yaşamın dışına atar. Ondan dolayı akıl insan için çok büyük ve önemli bir nimettir. Bu nimeti tepeleyenler, Başlarına geleceğin hesabını yapamazlar. Gecenin karanlığında hiçbir ışık yokken önünüzü görmeniz nasıl mümkün değilse, akıl pınarının enerjisinden yoksun kalmakta aynen bunun gibidir. Akıl olmayan yerde doğru ile yanlış arasındaki fark ayırt edilemeyeceği için, insan nerede nasıl yaşadığını anlamaz hale gelir. Karanlık bir ortamın ayırıcı ve yol gösterici bir uyaranı olmadığı gibi, aklı kullanmamış olmakta insana böyle bir yaşamı sunar.

Kendi gizil değerlerinin farkında olmayan bir varlık, bu hazinelerini nasıl çıkarıp kullanabilir ki!İnsan,alışkanlıkların kurbanı olarak hayatını noktalamayı, kendi içindeki  hazineden faydalanmaya tercih ettiği müddetçe, karanlıkları hayatının vazgeçilmezi haline getirir. Karanlıkların dağılımında sabah aydınlığı ve Güneşin doğması ne kadar önemli ise, insanın yaşamına aydınlık günlerin gelmesi için de aklın kendi işlevine uygun görev yapması o kadar önemlidir. Bu gün insanın yaşadığı en büyük açmaz, aklını kullandığını sanıp, aklın dışında bir yaşamı sırtlanıp alışkanlıklarının kurbanı olarak hayatını sürdürmesidir.

Günümüz insanı rasyonel düşündüğünü söyler, ancak akılla arasına öyle haşin duvarlar koyar ki, duygularının esiri olarak yaşamasına rağmen, aklın onun için vazgeçilmez olduğunu söyler. Peki, insan söyledikleri ile ne kadar uyumlu yaşamış olabilir ki bu durumda.Aslında,İnsan dilinin esiri, yaşadıklarının kölesi ama aklın kılavuzluğunda var olduğunu sanır. Her insanın akıl kalıpları ve aklın etkilenme uyaranları birbirinden farklıdır. Öyle olduğuna göre neden herkes için, aynı uyaranlara aynı tepkilerin verilmesi arzulanır. İnsan aklı ile bunları sorgulamak ve doğru olanda aklı demirlemek zorundadır. Doğru seçimler oluştuğunda insan, aklı kazıktan boşanmış bir at gibi dizginlerini serbest bırakırsa, kendisi için en büyük kötülüğü yapmış olur. İnsanın kendisine yaptığı kötülüğü kendisinden başka hiçbir güç yapamaz. İnsan isterse ancak başkaları kötülük yapabilir. Bunun için de aklın devre dışı kalması gerekir. "Siz aklınızı kullanmıyor musunuz, hala akdetmeyecek misiniz, "gibi uyarılar insanın aydınlık ufuklara ulaşması için gerekli donanımlardır. Bunlar ihmal edildiği müddetçe, insan karanlıklarda, aydınlığa hasret, korkak ve ürkek bir varlık olarak yaşamını sürdürmek zorunda kalır.

Bir buğday tanesini öğütmek ve insanlık için faydalı farklı ürünlere dönüştürmek için değirmen taşı ne kadar önemli ise, insanın yaşadığı evrendeki tüm uyaranları doğru görüp onları ayıklayıp tasnif ederek yaşama katkısı olanlar ve olmayacaklar nelerdir bunların ayrımını yapmak için de akıl o kadar önemlidir. Aklın önemini kavramamış olan bu varlık, kendi içindeki aktif enerji kaynağını imha etmiş olur. İnsan kendisine bahşedilmiş olan imkan ve kaynakları imha ederken kendisini yok ettiğini anlamayacak kadar da kendinden uzak yaşamaktadır. İnsanın kendi iç dünyası ile sürtüşme halinde olduğu bir ortamda, fiziksel olarak insana benzeyen bu varlığın insan olduğunu söylemekte, o kadar insanın kendinden uzaklaşması anlamına gelir.

Doğa ile insan arasındaki benzerlik ve yakınlığı doğru analiz ettiğimiz zaman, doğadaki kanunlar nasılsa insan için de aynı kanunların geçerli olduğunu görürüz. Kayalık bir ortamda nebatın yetiştiğine pek rastlamazsınız, hatta kıraç topraklarda da sadece belli bitkilerin yetiştiğine şahit olursunuz, ancak sulak alanlarda yetişen bitki çeşitliliğinin çok olduğunu gözlersiniz. Yani su toprak için en önemli değerdir. Aynı durum insan içinde geçerlidir. Suyun toprak için önemi ne kadar gerekli ise, akıl da insan için o kadar gereklidir. Yer altı sularının olması ancak bu suların yeryüzüne çıkıp onlardan faydalanmamak suyun varlığı için nasıl ki bir önem arzetmiyorsa,aklın insanda olması ama ondan faydalanmamış olmakta aynı özelliktedir. Onun için, doğa ve insan iç içe bir yaşamın vazgeçilmezleri olarak değerlendirilmesi gerekir. Doğadaki denge ve düzenin işleyiş kuralları ile insan yaşamının devamının işleyiş kuralları arasındaki yakınlığı ve benzerliği doğru anlayıp ona göre yaşam oluşturmak insan için gereklidir.

Bu örneklemeleri vermekteki amacım insanı kendisi ve iç işleyiş mekanizması ile tanıştırmak ve hayata öyle başlamasına katkı sunmaktır. Bu katkıyı doğru sunabilirsek, insan, insan gibi yaşama erdemini elde edecektir. Aksi durumda gecenin karanlığında aydınlığa hasret kalan, seçim yapma becerisi olmayan bir varlığa dönüşecektir. İnsan olarak kendimle alakalı elde ettiğim keşifleri herkesin kendisini tanımasıyla elde edeceğine inandığım için, ey insan! bu gidiş nereye, sana verilen en büyük nimet akıldan faydalanmak istemiyor musun diye haykırmak istiyorum...

Akıl pınarından hayatın tüm katmanlarını sulayarak her yanında bir yaşam gövertenlere selam olsun...Akıl başa geldi ömür tükendi, demir tava geldi ateş tükendi demeden önce bu başın akıl tarafından yönetilmesini temenni ederek, bu aklın sahibinin direktiflerinin aklı harekete geçirmesini gönülden istiyorum. Diğer tüm uyaranlar aklı yaşamın dışına atar...Yaşamın içinde akılla var olup gönülle hissedenlere selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum kalın sağlıcakla...

Erol KEKEÇ/12.08.2022/17.56



"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!