Bu ayet, Allah'ın bize sunduğu en büyük uyarılardan biridir. Tahrim Suresi'nin 6. ayeti, sadece bir uyarı değil; aynı zamanda bir sorumluluk düzenidir. Bizlere, hem bireysel hem de ailevi düzeydeki sorumluluklarımızı hatırlatır.
“Ey iman edenler!”
Buradaki sesleniş, iman edenlere yöneliktir. Peki, neden özellikle iman edenler hedeflendi? Çünkü iman eden bir insan, Allah'ın emirlerine uymakla sorumlu olan bir kişidir. İman, beraberinde sorumluluğu getirir. İman etmek demek, Allah'a ve O'nun mesajına teslim olmak demektir. Ancak bu teslimiyet, sadece bir inanç beyanından ibaret değildir; aynı zamanda bu hayatımızı, hayatımıza yansıtmayı gerektirir.
Ey iman edenler, siz bu çağrının muhatabısınız! Çünkü siz, Allah'a bağlılıkla birlikte O'nun emirlerine uyma konusunda tutarlılığınız var. İşte şimdi, Allah size şöyle buyuruyor: “Hem kendinizi hem de ailenizi dışarıda!”
Allah, bu ayetlerde iki temel sorumluluğu yüklemektedir:
- Kendimizi cehennemden ateşten koruyun.
- Ailemizi cehennemden ateşten koruyun.
Kendimizi korumak: Bu, öncelikle bireysel bir sorumluluktur. İnsan, önce kendi nefsini kontrol ederek almalı, Allah'ın emirlerini yerine getirmeli ve yasaklarından kaçınmalıdır. Çünkü bir insan, kendisini korumadan başkasını koruyamaz. Peki, biz kendimizi nasıl koruyacağız?
- İman ve ibadet: Kendimizi cehennem ateşinden korumanın ilk yolu, Allah'a iman etmek ve O'nun emirlerini yerine getirmektir. Namaz, oruç, zekât gibi ibadetler, bizi günahlardan koruyan ve Allah'a yaklaştıran ibadetlerdir. Ancak bu ibadetleri sadece bir dayanıklılık ya da saklanacak gibi görmek yerine, onları hayatımızın enerjisi olarak hayatımıza koymalıyız.
- Günahlardan çözüm: Kendimizi korumanın bir diğer yolu da günahlardan uzak durmaktır. Allah, bize haram kıldığı şeyleri uzak durmamızı emretmiştir. Ancak günümüz dünyasında, günahlar cazip bir şekilde süslenip önümüze sunuluyor. Faiz, zina, yalan, israf, kibir... Bunlar, cehenneme giden yolların eserleridir. Kendimizi bu yollardan korumalıyız.
- Nefisle mücadele: Nefis, insanın en büyük düşmanıdır. Nefsimiz bizi sürekli günaha teşvik eder. Ancak biz, Allah'a olan imanımızla nefsimize karşı koymalı, onu terbiye etmeliyiz...
Ailemizi korumak: Allah, bu ayette sadece kendimizi değil, aynı zamanda ailemizi de korumamız gerektiğini söylüyor. Çünkü bir Müslüman, sadece kendi başına bir insanı sahiplenmek değildir; aynı zamanda ailesinden de sorumludur.
- Eğitim: Aile fertlerimize doğruyu öğretmek, onlara Allah'ın emirlerini anlatmak ve Kur'an'ın mesajını aktarmak bizim görevimizdir. Ancak bu eğitim, sadece sözle değil, aynı zamanda davranışlarımızla olmalıdır. Çocuklarımız, söylediklerimizden çok, yaşamlarımızdan etkilenir.Eğer biz Allah'ın emirlerine uygun yaşamazsak, bunlardan bahsetmek haksızlık olur.
- Ahlak: Ailemizin öğelerini korumalıyız. Dürüstlüğü, merhameti, adaleti ve tevazuyu öğretmeliyiz. Ancak bu değerleri öğretmek için önce çocuklarımızla bu değerlere sahip olmalıyız.
Ayette, cehennem sıcaklığının yakıtının insanlar ve taşlar olduğu belirtiliyor. Peki, bundan ne anlıyoruz?
Yakıtı insanların olan ateş: Bu ifade, cehennemin asıl yakıtının, günahkar insanların olduğunu gösteriyor. Yani cehennemi alevlendiren şey, insanların günahlarıdır. Bu, oldukça görünen bir gerçektir. İnsan, kendi elleriyle cehenneme odun taşır. Günahlar, cehennemi besleyen odunlar gibidir.
Yakıtı taşlar olan ateş: Burada azaltılan taşlar, muhtemelen Allah'a karşı inatla direnenlerin sembolüdür. Bazı alimler, bu taşların, insanların tapındığı putlar olduğunu söylüyor. Yani insanlar, dünyada taptıkları şeylerle birlikte cehenneme atılacak.
Cehennem Ateşi Ne Kadar Şiddetlidir?
Bu ateş, bizim dünyada yaygın olan bir ateş değildir. O, tarif edilemeyecek kadar şiddetli ve dayanılmaz bir ateştir. Ayet, cehennem sıcaklığı için kullanılan ifadeler, onun gidişatını anlamamız için yeterlidir. Ancak burada esas önemli olan, bu salgınlardan nasıl korunacağımızdır.
Cehennemin Bekçileri- Sert ve Acımasız Melekler
Ayette, cehennemin başında bulunan meleklerden bahsediliyor. Bu melekler, Allah'ın emirlerine asla karşı gelmeyen, son derece güçlü ve sert tabiatlı varlıklardır. Peki, bu meleğin sertliği ve acımasızlığı neden vurgulanıyor?
Adaletin Sembolü: Bu melekler, Allah'ın adaletinin bir sembolüdür. Onlar, insanların cehennemdeki cezalarını eksiksiz bir şekilde yerine getirir. Onlar ne duygusal davranırlar ne de birisine torpil geçer. İnsanlar, dünyada işledikleri suçların karşılığını tam olarak alır.
Allah'ın Adaletinden Kaçış Yok: Cehennem meleklerinin varlığı, Allah'ın adaletinden kaçışın olmadığını gösterir. Dünyada insanlar adaletten kaçabilir, insanların adaleti çiğneyebilmesi mümkündür. Ancak ahirette böyle bir kaçış mümkün değil.
Bu ayet, sadece bir tehdit ya da korkutma değildir; aynı zamanda bir merhamet mesajıdır. Allah, bizi cehennemle uyarmakla, aslında bize bir şans verir. Bizlere, kendimizi ve ailemizi koruma fırsatı sunuyor.
Düşünün: Eğer birisi, önünüzde bir uçurum varsa ve bu uçuruma düşmemeniz için dikkatli olmanız gerektiğini söylese, bu bir tehdit midir? Hayır, bu bir uyarıdır, bir lütuftur. İşte bu ayet de böyledir. Allah, sonuçtaki cehennemi ortaya çıkarmakta ve bu uçurumdan uzak durmamızı istemektedir.
Kendimize Şu Soruları Soralım:
Ben kendimi korumak için ne yapıyorum?
- Allah'ın emirlerini yerine muyum ?
- Günahlarımdan tövbe ediyor muyum?
- Nefsimi terbiye etmek için çaba harcıyor muyum?
Ailemi cehennemden korumak için ne yapıyorum?
- Çocuklarıma Allah'ın emirlerini öğretiyor muyum?
- Aileme güzel bir örnek oluyor muyum?
- Ailemin korunmasını korumak için çabayı harcyor muyum?
Toplum olarak cehennemden korunmak için ne yapıyoruz?
- Toplumun adaletini, ahlakını ve erdemini korumak için ne kadar çaba gösteriyoruz?
- Zayıfların haklarını savunuyor muyuz?
- Ahlaki yozlaşmaya karşı duruyor muyuz?
Ey iman edenler! Bu ayet, günümüzde bir yol bileşimi sunuyor. Ya Allah'ın emirlerine uyarak kendimizi ve ailemizi koruyacağız, ya da bu uyarıları hiçe sayarak cehennem ateşini hak edeceğiz, Seçim bizim. Ancak unutmayalım ki bu dünya, sadece bir imtihan yeridir. Asıl hayat, ahiret hayatıdır.
Sonra gelin, kendimize ve ailemize sahip çıkalım. Gelin, Allah'ın emirlerine sımsıkı sarılalım. Gelin, cehennemden korunmak için bugünden tezi yok, tövbe edelim ve Allah'a yönelelim. Çünkü çok geç olabilir.
Bahadır Hataylı/Kasım-2024/Sancaktepe/İST