Bu Blogda Ara

1 Haziran 2021 Salı

DOĞRU BİLGİ DOĞRU EYLEME GÖTÜRÜR!

Bir toplumda insanların çoğunluğu meraklarını doyuramadıklarından dolayı, merak uyandıracak alanlarda geziniyorlarsa bunlar üzerinde etraflıca düşünmek gerekmez mi? Suyun kaynağında kirlenme olduğu zaman nasıl ki, yeni su kaynakları arayıp kirlenen sudan faydalanmayıp yeni arayışlara girişiyorsanız, bilgi kaynakları da böyledir. Bilgi kaynakları güvenirliliklerini kaybettiğinde kendiliğinden doğal arayışlar oluşmaya başlar.

Kendi ülkemiz gerçeğini dikkate aldığımız zaman bu arayışın canlı örneklerine tanık olmaya başladık. Geçmişi çok karanlık olan, her türlü olumsuzlukla adı anılmış olanlar bugün insanlar için yeni bir bilgi kaynağı olarak görülmeye başlanmışsa, bilgi kaynağının başında oturanlar, acaba nasıl bir kaynaktan insanları bilgilendirdi ki o bilgiler güvenirliğini kaybetmiş ve meşru olmayan zeminlerde temiz kaynaklar aranmaya başlanmış diye hiç kendilerini sorgulamayacaklar mı?

Gündemi yakından takip eden biri olarak yazıyorum. İllegal bir yapılanmanın gençliğin büyük bir bölümü tarafından dinleniyor olması ve insanların bu konudaki kanaatleri de söylenenler hiç de yabana atılacak türden değil diye görüş belirtmeleri hiç mi üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olmuyor? Hep insanlar suçlu böylesi adamların sözüne inanılır mı, bunlara inanacak kadar insanlar gerçeklere gözlerini kapamış olamaz gibi oturduğunuz yerden ahkam kesmeniz sizin içinde olduğunuz karanlıkları aydınlatmayacağını çok iyi anlamalısınız…

Organize suç örgütü lideri olarak tanımlanan şahıs son bir ay içinde 8 adet video konuşması yayınladı ve herkes tarafından da ilgiyle izlendi. Meşru olmayan yaşamlar meşru olan konuları anlatarak insanları bilgilendirmek istiyorsa, insanın aklına şöyle bir soru geliyor, acaba meşru olarak bu konularda görev başında olanlar neleri anlatmadılar ki, insanlar bu açlıklarını bu tip dillerden öğrenme gereği duyuyorlar. İnsanlar doğru bilgi almak ister, aldıkları bilgiyle yaşamları arasındaki bağlantıyı da çok iyi kurar. Belki hemen dillendirmezler ama çok iyi bir gözlemci oldukları muhakkaktır. Bu gözlemciliğin getirmiş olduğu bir farklılık olsa gerek, yetkili birimlerden daha çok, hiçbir resmi yetkisi olmadığı halde yetkisi dışında kalan ama insanları ilgilendiren konulardan bahseden bu zatları dinlemek için meraklanmaktadırlar. Diyeceksiniz ki ne merakı, videoların izlenme oranlarına baktığınız zaman anlattıklarımı ne kadar da doğrular nitelikte olduğunu sizler de göreceksiniz. Toplum doğru bilgilendirilmeye ne kadar aç…Peki doğru bilgi doğru olmadığına inanılan insanlar tarafından nasıl verilir diyebilirsiniz haklı olarak. Yanlış bilgiler doğru olduğuna inanılan insanlar tarafından nasıl verilebiliyorsa, doğru bilgiler de yanlış olduğuna inanılanlar tarafından tabi ki verilebilir. Genellikle insanlar bu anlayışla o alanlara yönelerek içlerindeki doğru bilgi açlığını bu yolla doyurmaya çalışmaktadırlar.

Bir ortamda herkes aynı şeyleri anlatıyorsa orada kimse bir şey anlatmıyor demektir. Bizim insanımızın bilgilenme kaynakları genellikle televizyon ve gazeteler olmaktadır. Bu iletişim kanalları da ya sadece aydınlıkları anlatıyor ya da her taraf karanlık hiç aydınlık yok diyerek bağırıyor. Millet kayıtsız şartsız teslimiyet ile kayıtsız şartsız muhalefet mantığından usandı ve bu oluşumların dışından gelecek seslere kulak vermeye başladı. Son dönemde gündem oluşturan videolara da bu mantıkla yaklaşarak içinde farklılıklar olabilir mi acaba diye dinlediler, sonrasında geldikleri nokta yayınlanacak bir sonraki videoyu sabırsızlıkla beklemek oldu. Bu sürecin oluşmasına neden olan ne o videoyu dinleyenler ne de o videoyu yapandır…Bu süreç bunların dışında oluştuğu için bu iki unsuru bir araya getirmeyi başardı.

Organize suç örgütü diyerek geçiştirmek öyle kolay olmuyor, toplumda yarattığı karşılığa baktığımızda sosyolojik tahlilinin yapılması gerektiğine inanmaktayım. Dijital çağda yaşadığımızı sanıyorum ülkenin önemli makamlarını işgal edenler hala fark etmemiş olmalılar ki, söyledikleri artık karşılık bulmamaya başladı. Dijital çağın en önemli yanı çok kısa sürede insanları birbirinden haberdar etmesidir. Aynı zamanda bilgi aktarımına çok ciddi etki etmesidir. Kısa sürede sizin ağzınızdan çıkan bir söz mesafeleri dikkate almadan kitlelere ulaşabiliyor. Böyle olmasına rağmen önemli makamlarda bulunanlar hala feodal yaşamda seyreder bir algı ile insanlara yaklaşmaktadırlar. Bu anlayış insanın kendi sonunu kendisinin sonlandırması anlamı taşır. Yani eskisi gibi insanları bilgilendirmediğimiz zaman bunlar gizli kalır mantığı çöp oldu. Sizin attığınız her adım ve sarf ettiğiniz her söz kayıt altına alınmaktadır. Bu kayıtlar sizin en zayıf anınızda ya da sorumlu olduğunuz insanlarla aranızdaki bağlar zayıfladığında ve güvensizlik oluşmaya başladığında rahatlıkla kullanılacak zamanı bekler. Sorumlu makamlarda olanlar bunları çok iyi analiz ve tetkik etmeleri gerekir. Bu sorumluluğu yerine getiremeyenler adına bir başkası bu alanları doldurduğu zaman sizinle kitlenizi karşı karşıya getirme ihtimali çok yüksektir. İşte geldiğimiz nokta da böyle bir durumun olduğu aşikardır.

Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen şahsın bilgilendirmesine bakıldığında, devletin en üst makamının etrafının sarıldığını dolayısıyla üst makamın toplumda nelerin olduğundan haberdar olması mümkün değil derken bu gerçekliğe de doğrudan değinmektedir. Bu yaklaşıma baktığımızda insanların merakla bekledikleri ve bilgi sahibi olmak istedikleri konulardaki açlıklarını bu yollarla telafi ettiğine şahit olmaktayız.

Devletin asli görevlerinden birisi de halkını doğru bilgilerle en açık şekilde bilgilendirerek şeffaf olmaya özen göstermesidir. Son iki yıldır küresel salgından etkilenen ülkemiz yeterli bilgi kaynaklarıyla bilgilendirilmedi bilgilendirildiyse de anlatılan bilgiler genel bir güven oluşturamadı. Bu güvensizlik birçok alanda sorgulamaları da beraberinde getirdi. Sebebi ise önemli bilgilerin verilmesi gereken konularda üzerinde ciddi çalışmaların ve değerlendirmelerin olduğu bilgilerden oluşmadığı için güven bunalımı yaşanır oldu. Tekrarlanan bu sürecin düzeltilmesi gerekirken, bu yanlışlar birer doğruymuş gibi dayatıldı ve bunları kabul etmeyenlerin büyük bir kısmı da potansiyel düşman olarak görüldü. Bu anlayışlar en üst perdeden dillendirildiği zaman bu anlayışların peşinden koşan tebaa da gece gündüz bunları dillendirerek bu anlayışların dışında kalanlara küfür hakaret ve düşmanlığı bir ibadet aşkıyla yerine getirmenin huzurunu yaşıyordu. Yani siz kendinizden kendiniz olmayanları dışlayıp onların seçenek aramasına sebep olmanıza rağmen sorumlu olarak bu insanları gördüğünüz sürece, hangi ortamda hangi zamanda nasıl bir yönlendirme mekanizmasıyla karşılaşacağınızı kestiremezsiniz. Bu süreç böylesi bir keşmekeşliğin sonucu olarak ortaya çıktığını düşünüyorum. Bu sürecin kontrolden çıkarak nereye gideceğini kestiremiyor olmakta, sizin sahip olduğunuz bilgi kaynaklarının inandırıcılık özelliğini kaybetmesi ve olayları yönetme becerisinden yoksun olmasından kaynaklanır.

Evet, İnsanların doğru bilgi alma özgürlüğü ortadan kalkar ve sadece verilen bilgilerin doğruluğu dayatılırsa, dayatılan her şey inandırıcılığını kaybederek yaşam alanına girer. Ondan sonra insanların bilgi kaynakları ansızın rota değiştirir, farklı bir raya geçen ve makas değiştiren tren gibi yol alır. Bunun en olumlu yansıması ne olur dersiniz toplumsal uyanış destanının okunmasına neden olabilir. Hep birlikte doğru bilgi kaynaklarına ulaşarak doğru bilgilenenlerden olmak ümidiyle, selam saygı ve muhabbetlerimle…

Erol KEKEÇ/01.06.2021/00.34



"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!