Bu Blogda Ara

15 Temmuz 2011 Cuma

ŞEHADET BİR ÖDÜLDÜR LAYIK OLANA VERİLİR!!!

          Nereden başlasam diye düşünürken,en son karanlık oyunların senaryosunu yazan taşeron oyuncuların yaptıkları çirkeflikleri görünce kalemimi yine bu yanda kullanmak geldi içimden.Türkiye nereye gidiyor,diye yırtılıncaya kadar bağırıp bu bağırtılarından nemalananlar artık yüreklerimizi parçalayarak,genç delikanlı hayata yeni başlamak üzere olan yiğitlerimizin kanlarıyla beslenmeye başlayınca hakikaten bunları kaldıracak ve dayanacak gücümüz ve sabrımız tükenmek üzre demiyorum artık tükendi.
             Bu gün yine masum 13 delikanlımızı karanlık oyunların kirli emellerine kurban vermenin acısıyla yanmaya başladık.Yeter artık yeter doymadınız mı insan kanına, be zalimler, onları doğuran zalim sistem ve onları besleyen yeraltı dehlizlerinin jan Valjanları.....Bu gün yine anaların yüreğine ve kim bilir hangi garibanın ocağına ateş düştü.Herkes acınızı paylaşıyoruz diyerek,aslı olmayan kavramlarla yapmacık acımalarla,vatan sağ olsun sloğanlarıyla biri yine içindeki kurtlarını döker,ondan sonra o babanın acısını ananın bağrında yanan ateşi kim söndürebilir,hangi vatan...Soruyorum bu vatan için çalışıyoruz diyerek,çıkarlarını ülkenin gariban insanlarının kanı üzerine kuran beyinsizler bunu ne zaman anlayacaklar.
         Bu gün geldiğimiz noktanın, dünden senaryosu yazıldı; bu gün sadece uygulamaya konuldu,hepsi o kadar.2011 ülke seçimlerinden sonra bu ülkenin sorunlarını çözmeye azmetmiş bir yönetimin oluşması halinde,bu topraklarda at oynatamayacak olanların karın ağrıları çoktan başlamıştı,bu gün pisliklerini sadece dışarı çıkarıyorlar.Görmüyor musunuz;adı barış ve demokrasi olan bir partinin kan ve göz yaşından başka bir talimatla görevlendirilmediklerini.Ben bu güne kadar hakikaten bunların,sorunların çözülmesinde ve barış içinde yaşayan bir toplum arzuladıklarını düşünüyordum,ancak bir acının verdiği refleslerimin verdiği tepki olarak anlaşılmasın,bu konularda var olan güvenimi hakikaten kaybettim.Bağımsız seçilen Kürt vekiller bu sorunun çözülmesi için değil odunum diye tutturan ve başka bir sözleri olmayan zavallılar grubunda değerlendirilecek bir piyon durumuna düştüler.Bu vekiller sorunun çözümünde bir rol almak isteselerdi,şu ana kadar yaptıkları davranışların hiçbirini göstermemeleri gerekirdi.Ancak kaos ortamından beslenen güçlerden onlara gelen talimatlar doğrultusunda hareket ettiklerinden, onlardan böyle bir davranış beklemek aptallık olacağı için biraz olsun düşünmeye ne dersiniz.
          Türkiye tüm olumsuzluklarla birlikte bir şahlanma eşiğine girdi,bu şahlanış kesinlikle kendilerini dünyanın kovboyu ilan eden ABD ve İsraili rahatsız etmektedir.Bu rahatsızlık onları, ülke içindeki uzantıları tarafından bu topraklarda kaos yaratmanın yollarına yöneltti.Bu yollar seçim öncesinden başlayarak hala devam edip gitmektedir.Bu gün hünharca hiç kimsenin haberi olmadan pusuya düşürüp o genç fidanları şehit edenler,bu uzantıların sadece bir kısmıdır.Yalçın küçüğün söylediği bir ifade var,İsrailin Türkiyedeki örgütlenmesi ve güçlülüğü,kendi ülkesinde yoktur.İşte İsrailin borazancı başının söylediği bir ifade,aynı zamanda bu adam bu ülkeye ne faydası olmuş,pkknın kamplarında onlara tarih bilinci adı altında dersler vererek eğitmeye çalışan bir piyon değil midir?Bu piyon kendini bu ülkeye gönderenlerin talimatlarını aynen uygulamaya çalıştı,ergenakon davasından sanık olarak yargılanan şahısların meclise girmesi için verdiği mücadelelerle.Bu şahıs onlarla ilgili hukuki durumu bile bile böyle bir işe girişti,sonrasında olacaklardan bir fayda sağlayarak,karışıklık çıkarmak için yemin protestosu ile ilk oyunlarını oynadılar,ancak bu fazla tutmayınca bu defa daha çetin, halkları birbirine düşürecek oyunu sahnelediler.Bu oyunun sahnelenmesindeki temel amaç,iktidarın bu meselelerle boğuşurken anayasa gibi bir sorunla uğraşma onları çözümleme,bu ekonomik kriz dalgasını aşma ihtimalini de göz önüne alarak,sıkıştırılabilecek tüm alanlardan sıkıştırılmak için işlerine başladılar.Bu gün meydana gelen bu hadiseler o karanlık oyunların sadece bir ilk adımı olduğunu düşünüyorum.BDPliler kesinlikle bu oyunun tam ortasında rol aldılar.Dağdaki insanları göstererek bazı taleplerde bulunuyorlar,o taleplerinin yerine gelmesi için çözümden kaçarak farklı bir adres gösterek sorunun çözülmemesi için ellerinden geleni oynayarak,karanlık yüzlerini ortaya koyuyorlar.Sorunlar var diyerek kendi kimliğinle siyaset yapacaksın,ama sorun varsa onun çözümünde başka bir adres göstereceksin,o zaman demezler mi adama peki düdük senin burda işin ne, benim muhatabım başkası ise,ben onunla konuşacaksam sen karşıma çıkma o zaman...Sorunlu kaçak bir adamın polisten kaçmak için sürekli adres değiştirmesi gibi,BDPliler ne yaptığını bilmeyen konumda kendilerini göstermeye çalışıyorlar.Ama artık bu saatten sonra yemiyor beyler,Önce ne istediğinizi bileceksiniz ondan sonra kalkıp talepte bulunacaksınız,sizler ne istediğinizi bilmediğiniz için ne bulsanız onu yok sayarsınız.Bundan sonra sizin yapacağınız tek eylem olarak ben dağları ve imralıyı adres göstererek acaba nasıl bir çıkmaza iktidarı sürüklerizin mücadelesini vereceksiniz gibi geliyor bana...Neden mi çünkü talimatlar öyle geliyor,bu gün demirtaşın söylediği bir ifade,zayıf siyaset sorunları çözmezse işte böyle gençler kurban gider.Bu sözün arka bahçesine inmek istemiyorum,yoksa füze rampasından atacağım füzelere karşılık verecek ülkeler henüz yok yeryüzünde.Bu kadar acı konuşuyorum,Biz gerizekalı değiliz,olayların kıvılcım ve ateşlenme şeklini görebiliyoruz.Ama şunları ifade edeyim ki,artık bu teraneleri bu millet yemeyecek,kanla beslenenler kanla boğulurlar.İsrailin ABD nin çok güçlü olduğunu ondan dolayı güçlünün yanında yer almamız lazım diyerek millete nasihat vermeye çalışan küçük hakikaten küçük....o adam şunu bilsin ki,Biz yerlerin ve göklerin Rabbi,eşi ve benzeri olmayan ol deyince herşeyi olduran Rahmanın kullarıyız.Mutlak galibin kim olduğunu anlayacaksınız. Yeterki bizler hakikaten bu oynan oyunların farkında olalım ve onların provekasyonlarıyla yapmak istediğimiz eylemlerimizden vazgeçmeyelim,göreceksiniz Allah'ın yardımının nasıl geldiğini,,,"...Onlar bir tuzak kuruyorlar Allah'ta onlara bir tuzak kuruyor...."
        İktidardaki arkadaşlardan önemle istirham ettiğim,havlayan köpekler nasıl ki,kervanın yürümesine engel değilse,sizlerde olayları soğuk kanlılıkla değerlendirin ve bu sorunlarla hayat boyu yaşamamızı isteyenlerin aksine bunların köküne bir kibrit suyu dökün.Bizlerin sizlerden beklentisi bu,hiçbir zaman birilerinin yaptığı melanet ve çirkeflik sizi bir toplumun tamamına karşı kinlendirmesin ve sizi adaletten uzaklaştırmasın.Kıyam etmek;herşeye rağmen yürümeyi becerebilmektir,Allah için.Sevgili dostlarım bu ülkede çok oyunlar oynanıyor,kıymetli başbakanımızla ilgili ortadan kaldırmaya yönelik çok ciddi hesapların yapıldığını anlamayacak kadar aptal değiliz artık,ama şuna inancımız sonsuzdur,insanlar için tayin edilmiş bir vakit vardır,o geldiği zaman onu ne geri alabilecekler ne de onu ileri alabilecekler çıkar,başbakanımızın bu inancı onu rahat davranmaya ve sorunların çözümünde önemli adımlar atmaya götürüryor,Bu yolda atığı adımlarda doğru da Allah Yardımcımız olsun Yanlış olanlarda da onları görüp düzeltme basiretliliğini versin.Her şeye rağmen durmak yok yola devam,Hedefiniz belli ise uğruna katlanacağınız acıların hepsi kutsaldır.Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.Rabbim zoru kolay eylesin,kolayı da daha kolay eylesin,Bizi hayattan koparmak isteyenlere inat umutla ve inançla yaşamalıyız yaşamadığımız günleri ve hep birlikte söylemeliyiz kardeşlik şarkılarımızı.O günlere kavuşmak umuduyla,Bu gün toprağa akan kanlar inşallah son bulur ve kardeşlik harcının çimentosuna katılan su olur...Bu kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum,acılı ailelerine başsağlığı ve sabır temennilerinde bulunuyorum..."Allah bizleri,canlardan mallardan eksiltmekle,açlık suzuzluk ve hastalıklarla imtahan eder sabredenleri müjdele der...İnşallah acılarımızı bağrımıza basar,Güneşin doğumunu hep birlikte karşılarız..."sabah yakın değil mi...çok yakın.

Yıl:15.07.2011
Saat:12.35-01.15
Çengelköy/İST
EROL KEKEÇ

TÜRKİYE!!!

            TÜRKİYE Türklerindir diye kullanılan bir deyim vardır.Bu deyim aslında Türkler sınırını aşarak içinde bir çok türlerin yaşadığını anlatmak için kullanılan bir ifade olduğunu söylesem umarım garipsemezsiniz.Çünkü dünya üzerindeki bir çok farklı etnik kökene sahip toplumları anlatmak için kullanılan kavram,orada yaşayan bir ırkın ismini kullanarak,çoğul ifadenin mekan eki ile birleşiminden olduğunu görürsünüz.Ancak Türkiye kavramı bu kavramlar gibi dar kapsamlı bir kavram olmadığını,etimolojik açıdan daha geniş anlamları içinde taşıdığını düşünüyorum.Çünkü, sadece Türkleri ifade etse idi,Türkistan gibi bir terimle anlatılması etnik kökeni anlatması açısından daha uygun olurdu.Ancak burada Türkiye terimi ile anlatılmak istenen bir etnik kökenle irtibatlandırılmamalıdır.Bu ifadenin içinde anlatılmak istenen aslında,birçok aynı cinse ait türlerin yaşadığı bir mekan anlamında kullanıldığını düşünüyorum.Bu şekilde bu terim anlaşılmak istendiğinde,bu topraklarda kurulan devlette hiçbir ırka ayrıcalık yapılmadığını görürsünüz.Çünkü türsel anlamda bir isim,kendine yeni eklerin ulanmasıyla,mekan adı oluşturulmuş bu da Türkiye gibi yeni bir mekan ismini ortaya çıkarmış,bunun kimseleri rahatsız edci bir tarafının olmadığını düşünüyorum.Ancak bu kavramın sadece türklerle alakalı olduğunu gündeme getirerek bu topraklarda yaşayan farklı kökenlerden olan insanlarımızın duygusal modda kandırılmasına çalışıldığını görmekteyim.Bu yaklaşımlar hiç kimseye bir fayda sağlamayacaktır.Sistemin yanlış olması,ya da insanlara gayri ahlaki ve insani davranmış olması,çok uç noktalara insanları taşırsa hakikati görme engelimiz oluşur.Bu engeller aşılmadan kardeşlik binasının tuğlalarının örülmesi için gerekli harç eksik kalmış olur.Harcın olmadığı bir bina tasavvuru yapmak mümkün müdür?Elbetteki hayır,işte bu topraklarda Türkiye terimi ile ilişkilendirilerek oluşturulan bu mekan ismi,bu topraklarda yaşayan tüm insanları anlatmak için kullanılan bir kavramdır.Bu kavramdan rahatsızlık duyarak,sosyal barışı,toplumsal değerleri,bağlayıcı bağları ortadan kaldırmak isteyenler,şunu hiç unutmasınlarki,atacakları her adım insanlığın yok oluşuna hizmet edecektir.
            Bu tarz zihninizi zorlamanıza gerek yok diyenleriniz olabilir,ancak böyle herşeyin birbiriyle karmaşıklaştığı bir dönemde bağlayıcı ve birleştirici açıklamalara ihtiyac olduğunu düşünüyorum.Ben bu açıklamalarla aslında reel bir durumu ifade etmek için bu yola başvurdum.Arşivlerde kullanılan ifadeler benim yaptığım bu açıklamayla doğrudan ilişkilidir.Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken yaşayan haklar ve devletin kimlerin olduğu tanımı yapıldına baktığınızda,benim yaptığım açıklamaların ne kadar yerinde olduğunu görürsünüz.Bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesine uygun tona getirildiğinde bir ulusun devleti olamadığı anlaşılır ve neden üniter bir devlet olduğu da daha iyi ortaya çıkar.Bu devlette uygulanan sistemi beğenmiyebilirsiniz bende beğenmiyorum,hatta oluşturulan kanunlar çoğu zaman insan hakları ile bağdaşmayacak düzeyde olmasına rağmen hukuk devleti oldumuzu anlatırız.Herşeyin kurallara uygun olduğunu anlatırız ve kendimizi hukukla irtibatlandırırz.Kanunu olan ve varolan kanunlara uygun yaşayan devlet hukuk devleti değildir,kusura bakmayın.Hukuk devleti, tüm insanlara insanca yaşayacağı ortamı sunan ve uygulanan kuralların insan doğasına uygun olup olamadığını da dikkate alan devlettir kısaca.Yani hukuk devletinde hakikaten liderler görürsünüz,yani doğru işleri yapan insanlar çoğunluktadır.Oysa kanun Devletinde de elinizi atsanız yöneticilere değer,bunların işi de, uygulamalarını varolan kurallara uygun yapmak.Uygulamalarının doğru mu yanlış mı olup olmadığını değerledirmek, onları ilgilendirmez.İşte biz böyle bir sistemde yaşıyoruz hukukla o kadar ilişkisi olduğunu söyleyemem,ama bu durum kavramları değiştirerek, toplumsal dokuyu oluşturan bağları koparmak olmamalıdır.
            Evet dostlar aslında Türkiye kavramının neleri anlattığını geniş geniş anlatmaya kararlıydım,ancak biraz soru işaretleri oluşturayım da dostlarım bu konuların üzerine biraz eğilsinler de, ortaya daha güzel sonuçlar çıksın temennisiyle,bu konuyu burada keserek sizlerin değerlendirmelerini ve hassasiyetlerinizi bir paylaşım olarak görmek umuduyla,Türkiyeliyim ben,sizlerde bu kavramı bu şekilde anlayıp,içimizde ve dışımızda cirit atan mossad ve cianın oyunlarına gelmeden oyun bozanlık yapmadan gelin hep birlikte el ele oynayalım derim..Türkiye Türkiye..

Yıl:14.07.2011
Saat:19.35-20-20
Çengelköy/İST
EROL KEKEÇ

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!