Bu Blogda Ara

8 Ocak 2019 Salı

EY İNSANLAR! HAKKI AYAKTA TUTANLAR OLALIM- (2)



“Rabbinin sözü hem doğrulukça hem de adaletçe tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, işitendir, bilendir.” En’am:115
“Allah’ın sözü hem doğruluk hem de adalet olarak tamamlanmıştır.” Allah’ın apaçık bu beyanı karşısında Allah’ın sözünün dışında hak ve doğruluk arayanlar ya da bunda bir yetersizlik olduğuna zerre kadar şek ve şüphe ile bakanlar, hangi kapıyı çalarlarsa çalsınlar asla doğruluk kapısından içeriye giremeyeceklerdir. Doğruluk ve adalet ancak Allah’tan gelendir. Allah’tan gelen bu hakikati kavramak istemeyenler ya da oradaki doğruluk ve adalet kavramını kendi varlık ve çıkarlarını korumak için tahrif edenler ancak tahribata uğrayacakları günü bekleme hakkına sahiptirler.
Göklerin ve yerin Rabbi Allah, böylesi bir kâinatı var edip, onunla ilgili bir adalet tesis etmeyeceğini düşünmek ya da buna müdahale etmediğini hesaplamak tam bir akıl yoksunluğudur. Aklı idrak ile bir dirhem kendisindeki canlılık ve yaşam belirtisi üzerinde tasarruf sahibi olmadığını görebilen bir varlık insan, bu hakikati görebilme erdemine ve basiretliliğine sahip olur.
Özellikle İslam olduğunu iddia eden yığınlara baktığımızda, Allah’ın hem doğruluk olarak hem de adalet olarak tamamlanan bu sözünün üzerinde söz söylemeyi kendilerine bir marifet bilmekte yarış halindeler. Çünkü Allah’ın doğruluk üzerine tamamlanmış sözlerini hiç hesaba katmadan, herkesin kendince bulunduğu ortamın meşruiyetini oluşturmak adına yorumlamalar yaptığına ve çoğu zaman da sonradan gelenlerin bu görüşleri mutlak kaynak gibi algıladıklarına şahit olmaktayız. Eğer Allah’ın sözünün doğruluk olarak tamamlandığına inanılmış olsaydı, hak olan bir doğru üzerinde bu kadar farklı anlayışların ve yorumların olması düşünülemezdi. İslam adına ortaya çıkan doğru kabul edilen ve rivayetlerle günümüze kadar gelerek insanların yaşamını bir kosa çeviren bu anlayışların büyük bir çoğunluğu, içinde bulunduğu çağın siyasal sisteminden ve yönetim erkinden bağımsız sadece doğruyu ifade eden doğrular olarak geldiğine inanmıyorum. Bu düşüncemin arkasındaki temel dinamizm ise, doğruluğun bu kadar karmaşıklaştırılarak yaşanmaz bir dini Allah’ın dini gibi, tüm beyinleri bu hurafelerle doldurmuş olmalarıdır. Allah’ın dini uyandırıp insanı tefekküre ve kendi gerçekliğini sorgulamaya götürmesine rağmen; bunlar ancak insanları kendisiyle meşgul etmektedir. Allah’ın sözü hedefe yoğunlaştırıyor, bu anlayışların tamamı kendisini bir hedef haline getirmektedir. İnsanlar da onlarla boğuşarak karmakarışık bir hayatın karanlık labirentlerinde birbirini yemeye başladı.
Allah’ın sözü doğruluk açısından tamamlanmıştır. Bunun anlamı kendi aklı idrak muhakememe göre, siz hiç düşünmeyin anlamında değildir. Kâinat Allah’ın gözle görülen ve tüm detayıyla bize kendisini anlatan sözleridir. Allah’ın kâinata yüklediği sözlerine yani doğanın yasalarına aykırı ve sözlü olarak gelip yazıya aktarılan vahyine karşı ortaya atılacak en küçük bir farklılık onun sözlerine inanmamaktır. Doğanın yasalarına ulaşabilmenin ve onu anlamak için yapılacak çalışmaların hepsi en küçüğünden en büyüğüne kadar kayda değer uğraş ve faaliyetlerdir. İnsanlığın bu çalışmasını hiçe sayarak kendi anlamsızlıkları içerisinde bunları yok sayarak ve onlara korku ile yaklaşmak, aslandan korkup kaçan yabani eşeklerin durumundan hiç de farklı olmamaktır. Allah’ın sözünün hak olduğuna inanmak başlı başına Allah’ın kâinata yüklediği şifreleri çözüp onları anlamaya çalışanlara hayret ve saygı ile bakmayı gerektirir.
Tarihin her döneminde hem batı dünyasında hem de doğuda yani dünyanın neresinde olursa olsun hak olan Allah’ın sözlerine en çok direnen uydurulmuş dinsel otoritelerin şiddetli tutum ve davranışları olmuştur. Çünkü onlar çok iyi biliyor ki, Allah’ın Hak sözünün tamamlandığını insanlar anlamaya çalışırsa, bunların insanları din adına sömüren sistemleri iflas edecektir. Dönemin siyasal örgütlemeleri de çoğu zaman meşruiyetlerinin kaynağını ve iktidarlarının yaptırım gücünü bu dinsel despotizmden almaktadır. Yani karşılıklı beslendiklerinden hiçbirinin hoşuna gitmiyor, insanların, Allah’ın sözünün tamamlandığını ve adaletinin mutlak adalet olarak herkesi kuşatacağını anlamaları…
İslam dünyası ve bu dünyanın geçmişten günümüze gelen kaynaklarına baktığımız zaman, Hakkı hak olarak savunan ve bu anlayışlarını ortaya koyanların siyasal erk tarafından hep horlandıklarını ve sistem dışı tehlikeli varlıklar olarak adlandırıldıklarını çoğu zamanda ölüme mahkûm edildiklerini görmekteyiz. Hatta bizim için şu anda tehlikeli anlayışlar olarak adlandırılanlarının çoğunun da bulundukları dönemin kudreti elinde tutanlarından her türlü beslenen leş sürülerinin dışladığı ve bize kötü olarak tanıttıkları da görülmektedir. Bu kısa ve öz açıklamalardan anlatmak istediğim o dur ki, her dönemde hakkın hak olarak gündem olması hep tehlikeli olarak görülmüştür. Bundan dolayı da buna en çok direnenler, hep dünyaperest dindarlar olmuştur.
“Allah’ın sözü adaletçe de tamamlanmıştır. Onu değiştirecek hiçbir güç yoktur, O işitendir her şeyi bilendir.”
Kur’an güncellenmeli diyenlerin bu konudaki samimiyetsizliklerini de ifade etmek gerekir. Kur’an hep günceldir, biz ortamımıza göre beynimizin yazılımını yeniden yüklemememiz gerekiyor. Allah’ın sözleri yürek ve beyinsel bir donanımdır. Ancak o donanıma uygun yazılım yüklemek demek, geçmişle günümüzü yorumlamak değil, günümüzle günümüzü yorumlamak gerekir. Çünkü benim için yüklenen yazılım bugüne özgüdür. Burada karıştırılan, donanımın yeniden yüklenmesinin istenmesidir. Oysa donanım evrensel ve şümuldür donanıma her dönemde her çağın koşulları dikkate alınarak yürek ve beyinsel yazılımlarla ona yaklaştığımızda doğrulukça tamamlanmış olan o söze ekleyeceğimiz hiçbir şey olmaz. Bu durumu bir örnekle izah etmek gerekirse, Güneş milyarlarca yıldan beri hep bizi aydınlatıyor ve ısıtıyor, ancak her dönemde yaşayan insanların yetiştirdiği ürünler ve ondan faydalanma şekli farklı olmuştur. Allah’ın sözü bir Güneştir her zaman ve çağı aydınlatacak bir nurdur, ancak bu nur insanların içinde bulunduğu ve akıllarının erdiği oranda insanları ondan faydalandıracaktır. Nasıl ki Güneş ortaya çıktığı zaman aklı ve fiziki dengesizliği olmayan herkes için aynı özelliği gösteriyorsa, Allah’ın sözü de böyledir. Allah’ın adaleti herkese aynıdır. Bu adaleti ve doğruluğu örtbas etmeye çalışanların tamamı Güneşi balçıkla sıvayacağını zanneden akıldan yoksun zalimler güruhudur ancak.
Allah’ın kainattaki sözünü ve bize gönderdiği hak olan doğruluğunu değiştirecek asla olmayacaktır. Çünkü onu idrak edecek mutlak varlıklar bir gün mutlaka ortaya çıkacaktır işte o gün yeryüzüne adaletin Güneşi ışık saçacaktır, o günü dört gözle beklerken de Güneşi balçıkla örttüğünü sananlarla da mücadelemiz asla bitmeyecektir.
Allah’ın sözünü değiştirecek yoktur, Allah her şeyi bilendir…O gün çok yakındır bize düşen görev, her insana ancak emeğinin karşılığı vardır Ey insan kalk kendine gel ve kükre bugün değilse ne zaman, yarın hiç olmayacak işte bugün uyanma vakti!
Erol KEKEÇ/07.01.2018

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!