Bu Blogda Ara

9 Mayıs 2013 Perşembe

EY ALLAH’IN KULLARI! KARDEŞ OLUNUZ



Andolsun, biz onlardan azabı belirli bir süreye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka “Onu ne alıkoyuyor?” derler. İyi bilin ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur.”Hud suresi:8

Rabbimizin bu ayetine aklıselim ile bir bakarsak, ne gerçeklerle karşılaşacağımızı hep birlikte göreceğiz. Son dönemde ülkenin içinde bulunduğu karanlıkları bir anda aydınlığa çeviren Rabbimize şükrü unuturda gerçekleşmekte olan hadiselerle ilgili alaylı yorumları yapmaya çalışırsak, Allah bizimle nasıl alay eder anlayamayız. Bu durumlarla karşılaşmadan önce bir hatırlatayım da aklıselim olan insanlarımız bu olayların hakikaten ne büyük bir vahamet taşıdığını görsünler istedim.

İçinde bulunduğumuz fırsatları bir nimet olarak değerlendirmezsek, daha sonra ne bu fırsatlarla karşılaşırız ne de şükredecek zamanımız olur. Yıllara dayanan bir karanlık ülkenin her köşesinde, her evin üzerinde bir kâbus gibi onları kuşatmış, evlerden acılı feryatlar yükseliyordu. Allah öyle bir fırsat verdi ki, bu kâbusları hep beraber dağıtalım ve mutlu olarak kalan yaşamımızı devam ettirelim diye. Ancak bu fırsatları gurur ve kibir sorunu haline getiren bazı zavallılar, kibirden oluşturdukları kulelerin sarsıldığı endişesiyle etrafı toz dumana yeniden çevirme derdindeler. Mantıklı ve insan olarak düşünme melekelerini kaybetmemiş her bir fert bu tuzakların tekelinde kendi canına kıymaz. Bölündük parçalandık yok oluyoruz, kim bizi yok edebilir, bunlar kim ya çapulcular çıkmışlar ülkeyi satmaya ve parçalamaya çalışıyorlar diye çırpınanlar, şunu iyice kavrasınlar ki, o parçalanmış beyinlerle bu hakikati anlayamazlar. O zaman bize düşen görev de rabbimize dua etmek olur.”Rabbimiz içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eyleme”diye yalvarmalarımızı sürdürmekten geri kalmayız.

Şans diye bir şeye inanmam ancak önümüze çıkan fırsatları değerlendirmemiz gerektiğini düşünürüm. Bu gün o fırsatları değerlendirme günüdür. Birileri avazı çıktığı kadar bağıracak, bu bağırmalar toplumun duygusal ve ajitasyona açık olan yönüne hitap etse de bunu atlatmak zorundayız. Bu gün belli bir zamana kadar, Rabbimiz bu azabı kaldırdıysa, nasıl oldu ya birden bazı şeyler durdu diye, provokasyona açık senaryolar oluşturmaya gerek yoktur. Böyle olması gerekiyordu, Allah da böyle murat etti. Önemli olan bu zaman sürecinde bu tanınan fırsatları olumlu ve verimli bir sürece dönüştürebilmek olmalıdır. Bekleyin de görün, bak neler olacak her şeyiniz elinizden gidecek gibi, sindirilmeden söylenen çakma laflar kimsenin lehine sonuçlanmayacak bunları bilelim. Biz bir aileyiz, bu ailenin fertleri arasında kim yanlış yapacak diye ya da birinin yanlış yapmasını beklemek için pusuda durmak, bu aileye yapılacak en büyük ihanettir. İhanetlerin bedellerini bu topraklarda yaşayan hiçbir ailenin çocuğu ödemek zorunda değildir. Bunu anladığımız gün alaylı ve dalgalı yaşamlardan kurtulup çarşaf gibi masmavi denizlerde kulaç atacağız.

Bu yaşanılan güzellikleri Allah’tan başka kimse alıkoymaya gücü yetiremez. Uyanalım ey dostlar, Allah bize bir fırsat verdi, kendi iç muhasebemizi yapmak ve yıllardır yapılan yanlışların bir daha yapılmaması için, ancak bizler gurur ve kibir abidelerimize zarar verilecek endişesiyle direncimizi devam ettirirsek, şunu bilelim ki, gelecek olan azap aralıksız olacak ve önlenmesi de imkânsız olacaktır. Çepeçevre kuşatılmadan biz yanlışları kuşatalım, hayatlarımızda hakikatin kuşatmasını gerçekleştirelim. Bu kuşatma gerçekleştiği zaman o kaleleri delecek hiçbir, silah bulunmayacaktır. Siz kendi aranızda bir elin parmakları gibi kenetlenirseniz, yoldan çıkmış olanlar ve bu kaleyi delmek isteyenlere Allah asla fırsat vermeyecektir. Önemli olan bizlerin hayatlarındaki ve kafalarındaki, kuşatılmış alanların özgürlüğüne kavuşmasıdır. Bu özgürlük alanlarımızı bizim dışımızda birilerinin at koşturmasına arz edersek, şunu unutmayalım ki, kuşatılmış olan bizleri de Allah’ın azabı bir daha terk etmemek üzere kuşatacaktır.

Bu satırlarda kısaca gizemli bir üslupla anlatmaya çalıştığım konular, toplum olarak hayati bir önem taşıdığı için, kin, nefret, kibir, buğz, ihanet, şövenistlik, kendini bilmezlik, holiganlık vs gibi anti sosyal davranışlardan bir an evvel kurtulmak gerekir. Bunun yolu, İnsanlık okulunda ırksal ve etnik unsurlara bakılmadan herkesin birlikte aynı sınıfta aynı sıralara oturmasından geçer. Bu okul Medine devletinde nasıl kuruldu ise bu gün kurulması daha kolaydır. O gün kabilelere dayanan devletler varken, bu gün farklı ırklara dayanan devletlerin olduğu bir çağda dokusu insaniyet, düşüncesi İslamiyet olan bir beraberliğin adını toplum olarak her ferdin yüreğine yazalım ki, geldiği zaman hiç gitmeyecek olan Allah’ın azabından beri olalım.

Medine ye gelen Allah’ın Resulü, ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz, derken herhangi bir ırk, din, düşünce gözetmeden bu mesajı vermişti. Bu gün uygulanması gereken pratikler bu mesaja uygun oluşturulmalıdır. Bu söylemi anatomisinin eksenine alan her devlet içinde huzur, barış ve kardeşlik dokularını barındırır. Tüm olumsuzluklara rağmen bu omurganın sağlığına kavuşup ayağa kalkması için çırpınan ve cesur adımlar atarken, hakkı ölçü olarak kabul eden “Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan “mücadelesini sürdüren yiğitler şunu bilsin ki, kınayıcıların kınamasından korkmadan yürümek; Allah’ın bir lütfüdür, onu ancak dilediği kullarına verir. Allah her şeyi görür ve bilir. Kim ne için mücadele ediyorsa bir daha düşünsün, kimin hicreti neye ise onu alır. İnşallah bizim bu Hicretimiz, karanlıklardan aydınlığa, şirkten Tevhide, delaletten Hakka, ırkçılıktan insaniyetçiliğe, savaştan barışa, ayrılıktan silme olur, duasıyla herkesi, azabın uğultularının duyulmaya başladığını görmeye ve uyanmaya çağırarak satırlarıma son veriyorum…

Yer içindekileri dışarıya fırlattığı zaman, insan ne oluyor der, oysa bu gün anlattığımızda”senin o anlattıkların ne kadar ne kadar uzak”diyenler, ne oluyor demeden, kalkın hep birlikte bir şeyler yapalım ve Hakkın divanında adam gibi ayakta duralım…
08.05.2013(17.00-18.10)
ESENEVLER-ÜMR/İST
SOSYOLOG-EROL KEKEÇ

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!