Çıkarlarını korumak ve sizden nemalanmak için yanınıza
sağdan ve soldan gelen şeytanın uşakları, hep dost kılığında karşınıza
çıkarlar. Şeytan dostlarını öyle bir eğitmiş ki, onların kim olduklarını ve iç
dünyalarını anlayıncaya kadar sizin ne içiniz ne dışınız kalır şavktınız kayar.
Çağımızın en melun özelliği, kimin kim olduğunu
anlamakta çok zorluk çekmenizdir. Yaşamın odağında menfaatler ve çıkar, temel
belirleyici etken olarak bulunduğu sürece, sizin gördüklerinizden yola çıkarak
bir yargıda bulunup ona göre yaşamınızı yönlendirmek istemeniz, çoğu zaman sizi
büyük bir hayal kırıklığına uğratabilir. Sizin yanınızda menfaatlerine hitap
eden bir şey varsa siz yeryüzünde bir melek olursunuz ve sizden daha iyisi
dalda kaysı, ama çıkarlarına uygun olmayan bir olumsuzlukla karşılaşırlarsa,
siz onlar için hiç anlam ifade etmeyen bir yaratık bile olamazsınız, tüm
ipliğinizi çingene pazarında satışa çıkarırlar…
Yaşadığınız dünyada boynu bükük ve mahcup biri olarak
yaşamak istemiyorsanız, her daim uyanık ve diri olacaksınız. Uyanıklıktan
kastım kurnazlık anlamında tilki olmak değil, doğru ile yanlışı ayırabilecek
düzeyde ayık ve bilinçli olmaktır. Bu uyanıklık sizde yoksa attığınız her
adımda sırtlan ve çakallar içinde yara almadan yaşamak, bahtınıza çıkacak bir
lütuf olur. Çağımızın en sahtekâr çok kişilikli yaratıkları, mangalda kül
bırakmadan savururlar, kendileri neredeyse doğruluğun yörüngesinde otururlar,
tüm doğru adımlar onların onayından geçer, yanlış yaşamların içinde asla
bulunmazlar, önemli kahramanlar ve kabul gören insanlarla mutlaka bir soy
bağları vardır, ondan dolayı bu kadar da cesur olduklarına sizi ikna etmeye
çalışırlar, âmâ bilmezler ki her türlü pislikleri nasıl da ortalığa
dökülmektedir. Konuştukça çirkeflikleri daha bir su yüzüne çıkmasına rağmen,
sizi aldattıklarını ve çok büyük kara geçtiklerini hesap edebilirler ama siz
siz olup kendinize gelmezseniz, bu sansarlarla aynı havayı teneffüs etmek
zorunda kalırsınız.
Kültürel değerler, bir anlam kaymasına uğramadan önce
belki kendinizi bu kavramlarla tanımladığınız zaman yanlış anlaşılmalara sebep
olmayabiliyordunuz, ancak geldiğimiz nokta itibarıyla tüm anlamsızlıklar
kendilerini anlamlı kılma yarışına girdiği için, kendisini kabullendirmek adına
kaç takla atacağını kestiremiyorsunuz. Bunları siz anlamadığınız zaman sizlere
kaç takla attırıp hayatınızı yaşanmaz kılacaklarını da bilemiyorsunuz. Ondan
dolayıdır ki, size kardeş dost ve sırdaş gibi yaklaşıp sizin imkânlarınızı
kullanırken size sırdaş olanlar, kendileri öyle bir fedakârlık yapamıyorlarsa
şuna emin olabilirsiniz ki, dost diye yanınızda barındırdığınız gözü kırpmadan
çıkarı için sizi imha eder.
Aynı uyarıcı farklı kişiliklerde aynı davranışlarla
farklı beklentiler ortaya çıkarabilir. Karşıdan baktığınızda can ciğer kuzu
sarması sandığınız arkadaşlıkların, hiç de öyle kuzu sarması olmadığını,
menfaatler ortaya çıktığı zaman görebilirsiniz. Biri candan severken, diğeri
çıkarını gizleyerek aynı sevgiyi taşıdığını iddia ederek birlikte yol yürüdüğünüzü
sanırsınız, bir yerde yorulduğunuzda ya da yol iki çatal olduğunda sizlerin
aynı amaç uğruna mücadele etmediğinizi anlarsınız.
Menfaat ininde bir araya gelenler, menfaatlerine bir
leke düşeceğini anladıkları an aynı inde sizi boğarlar. Ondan dolayıdır ki,
tarihte Uhut savaşında, savaşı kazanmış olan Müslümanların tekrar savaşı kaybetmelerinin
gerekçesi çıkarlar ile ideal değerlerin aynı ortamda bir araya gelip birbirini
imha etmesi olduğunu görürüz. Menfaatlerini kaybedeceklerini düşünenler, herkesi
kendileri gibi menfaat pazarında dolaşıyor sanırlar. Ondan dolayıdır ki, bir yola
çıkıldığı zaman yolcuların yola çıkma hedeflerini iyi anlamazsanız o yolun
bitmesi düşünülemez. Yolun her noktasında bir sorunla karşılaşırsınız, karşılaştığınız
sorunlar sizleri yer bitirir. Dolayısıyla sorunsuz bir yol oluşturmak sizin
kendi elinizde, insanların iç dünyalarında ne taşıdıklarını akılla değil de
duygularla anlamak ister ve duygusal bakışla çözümlemek isterseniz, şunu
biliniz ki sizi çözümleyecek ve anlayacak başka beyinlere hasret kalırsınız.
İnsan, İnsan olma hüviyetini kazanamamış sadece beşer
kimliği ile evrende bir yer kaplıyorsa, ondan insani bir duruş ve evrende
insani bir hacim oluşturmasını beklemek sadece sizi bekletir, ötesi olmaz. Onun
içindir ki, yaşadığımız ortamda nelerle, nasıl, ne adına muhatap olup ilişki
kurduğumuzu ve ilişkilerimizi belirleyen dinamikler nelerdir, onları en ince
ayrıntılarına kadar tahlil ederek yolculuk yapmak her aklı başında insan evladı
için elzem ve gereklidir. Bu tahlil yeteneğini ve irdeleme beyin gücünü yitirenler,
her an her yerde tsunami gibi kötülük dalgalarıyla karşılaşacağını hesap
etmelidir. Menfaat dalgaları sizlerin irfan ve arifane duygularını, kahpelik
inceliğiyle delip içinize sızıp sizi yaralamayı çok iyi becerirler.
Bu karamsarlıklar arasında insana huzur hiç yok mu o zaman,
ne yapalım nasıl yaşayalım ki, ne üzülen ne de üzen olalım diyeceğinizi tahmin edebiliyorum…
Yaşadığımız dünyanın içinde bulunduğumuz çağının en belirgin yanlarından biri,
her tür olumsuzluklarla karşılaşacağınızı hesap ederek, onların olma
olasılığının çok olduğunu, olumlu bir tavır ve sonuçla karşılaşırsanız onun da
bir mucize olduğunu hesap ederek yaşarsanız, en azından fazla üzülmeden
yaşamınızı devam ettirebilirsiniz. Bu duygular içinde emin adımlarla yola koyulduğunuzda,
yollar uzasa sonuç gecikse ya da yol yarıda kalsa bile, en azından ruh
dünyanızda sarsıcı dalgalanmalara neden olmaz kaldığınız yerden kalkar devam edersiniz.
Herkese kaldığı yerden yoluna devam edecek güce sahip olmasını temenni ederken,
menfaat ininden gelenlerle aynı hedefe yol aldığımızı sanan zavallı beyin ve
yürek yorgunlarından olup, duygusal bağlılıkların kurbanı olmadan dosdoğru
yürüme gücünü bize bağışlayan mutlak güç sahibinden yolumuzu aydınlatmasını
umut ederek herkesi selamların en güzeli ile selamlıyorum…
Erol
KEKEÇ/04.03.2022/23.15
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder