ABD Şeytanı yine oynadı oynayacağını, Sosyal medyada ABD'yi oturttuk vs. gibi sarhoşluğun çıldırmışlığını yaşayan ifadelerle sarsılmadığımı söyleyemem. Şunu bir defa daha anladım ki, bizim gibi toplumlar ömürlerinin sonuna kadar sömürülmeye mahkumdur.
Bir şeytan, besleyip büyüttüğü ve yıllarca bu ülkenin içinde insanlarımızı katlettirdiği ve her halükarda desteğini esirgemediği bir terör örgütünün ele başlarının kellesi için neden ödül koyar, alacağı ödül ondan daha büyük olmalı ki, böyle bir şeytanı planı uygulamaya koysun.
Geldiğimiz nokta birçok kirli tezgahların çalışmaya başladı anın habercisidir. Aylar öncesinden Türkiye'nin dar boğaza girdiği dönemde neden böyle bir oyun bizim üzerimizde denenmeye başladı diye bir yazım vardı, yazının özeti şuydu. Türkiye ile Suudi şeytan arasında oluşan gerilimlerin yok olması sulh ile olacağa benzemiyor, ondan dolayı Türkiye'nin kıstırılması gerekir ya da daha farklı yollar da denenebilir. Bunun için Türkiye ekonomik açıdan iyice zayıflatılacak, toplumsal bir kargaşaya yol açacağı zaman, aramızda oluşan buz dağları, ABD eliyle yavaş yavaş eritilmeye gidecek, bunun yolu da ABD ve Suudi'nin Türkiye’ye ekonomik açıdan destek verme gibi vaatlerini beraberinde getirecek. Ancak bu desteğin büyük bir bedeli olacak, o bedel Kasım ayında İran'a uygulanacak olan ambargonun, bir tarafında Türkiye'nin bulunmasıyla ancak olacak, bu sürece gidilmesi için, Şeytan Türkiye'yi aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık diyeceği ama mutlaka bir yere tükürmesi gerektiğine ikna edecek ve İran'a ambargo filen başlamış olacak diye yazmıştım.
Geldiğimiz bu süreçte söylediklerimin bir bir gerçekleşiyor olması hakikaten beni derinden üzmektedir. Cemal Kaşıkçının katledilmesi ve özellikle de Türkiye Suudi Konsolosluğunun seçilmesinin hiç tesadüfü olmadığını gördük. Çünkü Suudilerin ABD'nin dediklerini yapabilmesi ve Türkiye'nin içine düştüğü bu dar boğazdan çıkmasında ve ABD ile müttefikliğinin perçinlenerek devam etmesi için, Suudi ineklerinin sütünün Türkiye kazanına sağılması gerekli. Ancak o zaman Türkiye bir nebze olsun içerideki dar boğazdan çıkma konusunda rahatlayacak ve Şeytanla birlikte yeniden nerede kalmıştık diye bir başlangıç yapacak, çünkü ifade edilenlerden yola çıktığımızda bizim geleneksel müttefikimiz(!) deniyor. Kaşıkçının ABD'nin gözetiminde Suudi yönetimine Türkiye’de yaptırıldı ve sonrasında cinayet yine onun kanallarıyla açıklandı. Bu da gösteriyor ki, ABD bir taraftan da Türkiye'nin eline bir koz verdi ve bununla Sudu kıstır diyecek yolları açtı. Yani anlayacağınız, Türkiye'yle arası bozulan Sudun zoraki flört yapması istendi ve bedel olarak ta Türkiye’ye büyük bedeller ödemesi dayatıldı ve süreç böylece başladı.
Peki bu durumla ne amaçlandı dersiniz. Vehhabilerle arası açık olan İran'ın, Türkiye'yle de arası açık Bir Suudi varken İran'a müdahale etmek öyle kolay olmayacaktı. İşte köprüler istemeyerek te olsa yeniden kuruldu. Ancak bu köprüden geçeceklerin ya da geçmeyecek olanların hepsinin ödemesi ABD musluğundan akacak. İşte, Kaşıkçıyla Türkiye, Suud'u sıkıştırmaya başladı, sebebi onun burada öldürülesini isteyen ABD, Suud'a Türkiye'nin sopayı çıkarmasına gerek kalmadan şartsız ben gelirim yeter ki sen iste diyecek duruma geldi. Bunlar niçin oldu bir bakalım.
ABD, bu bölgede oluşacak yeni oluşumda yanında görmek istediklerini bir anda mutlu etti; birinde para, diğerinde güç ve asker oh değmeyin keyfine gitsin, nasıl olsa sonrasında masrafların faturasını da Suud'a yükleyecek, yani anlayacağımız Suud'un parasını yemek, bizi yolunmuş kuşa çevirmek için tüm çabaları…
Ortak bir hedef göstermesi gerekiyordu onu da hemen oluşturdu. Şii yayılmacılığı Suud, hatta tüm Asya ve Afrika için tehlikeli bir boyut almaktadır, Görüyorsunuz bugün Yemen’deki zavallıların ölümünün tek sebebi Şii yayılmacılığıdır diyecek, ve arkasından İran'a yapılacak müdahalenin birinci ayağını oluşturacak…Tüm İslam geçinen toplumların havarisi ve kurtarıcısı olan bizlerin ağzına öyle bir bal sürecek ki işte onun da ilk örneğini ortaya koydu. Türkiye'nin bu bölgelerin sorumluluğunu alan büyük bir devlet olmasının önündeki en büyük engel, kendi içinizdeki terörün verdiği zarardır. Onun için ben sizin yerinize bu terör örgütünün liderlerinin kellesi için, üç kişiye toplamda 10 milyon dolar ödül verdim. Nerede bulunursa bunların kellesi alınacak…
Yıllardır, APO gidecek terör bitecek diye çığlık atan bir toplumun genetiğine kadar işlemiş olan bu kin bir anda daha da pekişecek ve sonrasında bizim uyarı sistemlerimiz bu kin ve nefretin yönünü değiştirmeli. İşte onun için de PKK’nın şimdiye kadar bitmemiş olmasının tek sebebi bunları Şia olan ve Sünnilerin de daima başlarının belası olan İran Devleti hedef alınacak. İran’da olmasa da İran Hedef gösterilerek İran’ın PKK terör örgütünün arkasında durduğu ve onları koruduğu anlatılarak Ülkenin Sünni dininin Emevi kolu tarafından sevgi ve yalama seanslarıyla karşılanacak. Sonrası işte o zaman çorap söküğü gibi gelecek. Şeytan’ın Türkiye açısından önemi PKK’nın ele başları İran’dadır alınacak denecek, Şii yayılmacılığı sonlandırılacak gibi çakallar duasını okuyarak adam tam anlamıyla yeraltı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının tamamını emecek. Ondan sonra Suud'a diyecek ki, savaş giderlerini 50 yıl şu kadar masraf olarak sen ödeyeceksin, biz olmasaydık seni yaşatmazdı İran diyecek…İran’da giriştiği mücadeleden başarıyla çıkarsa, petrolleri elde edeceği, bir yönetim bırakıp onları da bağrına basacak.
Dönecek Türkiye’ye bak sizin ülkenin varlığının devam etmesi için biz burada bir tampon bölge oluşturalım dışarıdan gelecek terör saldırıları size zarar vermesin yoksa tehlikeli olur, PKK gitti onun için biz daha dostane bir Kürt yönetimini konfederasyon tarzında bunların da gazını almak için burada kuralım ancak sizin kontrolünüzde olacak diyecek…Biz Sınırımızda böyle bir şey istemiyoruz dediğimiz zamanda sus sen öyle yüksek sesle konuşma hakkını nereden buluyorsun bu toprakların tamamı zaten Büyük İsrail’in kurulması için Vaat edilen arzı mevvut toprakları değil mi diyecek ve bizi süt dökmüş kedi gibi görmek isteyeceği günlerin gelmesini hiç istemiyorum…
Benim bu kitabın henüz piyasa çıkmamış basılacak olan ana fikrinden okuduğum budur.
Erol KEKEÇ/07.11.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder