Son günlerin
ana gündem maddesi olan ülke genelindeki eylemlerin menşeine ve genişleme
sürecine bir göz atarak bu konuları sizlerin düşünmesine bırakacağız. Bu
eylemlerin olması kadar doğal bir davranış olmaz, her insanın fıtratında
kafasına yatmayan olaylara bir tepki göstermek yatar, ancak bunları kullanma şekli,
ortama ve etkileyici uyarıcılara bağlı olarak değişim gösterir.
Tepkiler
bir başkasının yaşam alanına müdahale etmediği sürece hoş karşılanır,ancak
yaşam alanlarını aşarak yaşama müdahale boyutuna ulaştığı zaman,kamu hayatını
korumakla görevli merkezi otorite tarafından kontrol altına alınmak zorundadır.Bu
tarz hareketleri özgürlük naralarıyla süsleyerek,diğer insanlara çiçek
dağıtıyorlarmış gibi,göstermeye çalışmak hakikaten bu olayların geri planındaki
çok büyük oyunların gizlendiğinin kanıtıdır.Woltarire’nin dediği gibi,”düşüncelerinizi
özgürce yaşayacağınız ortamı oluşturuncaya kadar sizinle birlikte mücadeleye
ben de hazırım….”ancak bu eylemleriniz kendi özgürlüklerinizi kazanmanın
ötesinde,kirli oyunları tezgahlamak adına girişilmiş gizli faaliyetlerin adı
konulmamış senaryosunun oynanan sahnesi olursa,kusura bakmasın kimse biz bu
sahnenin hiçbir yanında olmayacağımız kesindir.
Şu
anda oynanmaya çalışılan kirli oyun bunu kanıtlar niteliktedir. Çünkü birçok
varlık boğazında yutkunamadığı zehirleri toplumun üstüne kusma derdinde. Ey
sevgili halkım! Bu numaraların hiçbiri sizin yaşamınıza uymayacak kadar dar ve
sıkıcı bunu anlamakta gecikirseniz, birileri diktiği elbiseyi sizin vücudunuza
zorla giydirecektir, haberiniz olsun.
Sizlerin
neden olarak gösterdiğiniz kıvılcımların normal olduğunu bizler de biliyoruz,
ancak başlangıç noktası çok iyi olan bir çok toplumsal hareketler, yıkıcı
dökücü parçalayıcı hatta bir daha toplumun kendisini toparlama imkanlarını dahi
elinden alabilecek kaos ortamlarını yaratabilir. Şu anda devam etmekte olan bu
kıvılcımların hepsi bu amaçlar uğruna kullanılmak için söndürülmek istenmiyor.
Çünkü bu çığırtkanlığın devam etmesini isteyen güçler tamamıyla sizin
elinizdeki ekmeğinize ve yaşam alanınıza göz dikmiş olan emperyalist haydut güçlerdir.
Bunları anlamak için size vahiy gelmeyecek, etrafınızda dönen dolapların neden
ve sonuçları arasında bir bağlantı kurduğunuz zaman bunları rahatlıkla anlarsınız.
Masumane bir gezi parkının yıkılmasına tepki gösteren insanların eylemi olarak
görmek istedik, ancak bunun ardındaki hinterlanda baktığımızda, buradaki
insanların doğal tepkilerinin içinde, arkasında, sağında, solunda, üstünde ve altında
şeytanın atlı ve yaya askerlerinin olduğunu fark ettik. Bu şeytani güçleri
benim gariban doğal tepkisini ortaya koyan insanımda anlamakta zorlanır. Çünkü
onunla beraber hareket ediyormuş gibi kendisini göstermektedir.
Ey
iyi niyetli dostlarım, cehennemin yolu iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir bunu biliniz.
Biz de çok iyi niyet besledik ve hala da iyi niyetli kardeşlerimizin tepkisini
öyle kabul ediyoruz. Doğal tepkilerini ortaya koyan kardeşlerimiz tepkilerinin
büyük oranda amacına ulaştığını görünce o meydanları terk ettiler, ancak
meydanları doldurmak isteyen başka güçler aynı sloganları kullanarak meydanları
işgal etmeye başladılar, sonrasında da olaylara müdahil olmak isteyen güçler
ortaya çıktı. Bu güçleri tanımak, ancak verdiği acılar sinelerimize
silinmeyecek acılar bıraktığı zaman gerçekleşecektir. İşte ben bu güçlerin
verecekleri acıların kurbanı olmadan önce tüm kardeşlerime sesleniyorum,
uyanalım ve bu oyunları kuran oyun kurucuların oyunlarını kendilerine iade edelim.
Biz bunun iadesini yapmazsak, inanın bana değişim unsuru olarak bizlerin hipnoz
edilmiş beyinlerine hiç bir ücret ödemeden bir hiçle takas gerçekleşecek.
Uyanalım kardeşim inatçı Nohut Mustafa ile, buna karşı olan Horoz Ali’nin durumuna
düşmek üzereyiz. Geldiğimiz noktada o kadar çok inatlaşma başladı ki, ne olursa
olsun biz bu tavrımızdan vaz geçmeyeceğiz diye şiddetli bir inatlaşma
sendromunu yaşamaktayız.
Nohut
Mustafa ve Horoz Ali birlikte ava çıkarlar, bir karga uçar gelir ve kayanın
üzerine konar bunu gören Horoz Ali, işte kayaya bir karga kondu der. Nohut
Mustafa hemen atılır, hayır o karga değil, simsiyah bir oğlaktır der. Horoz Ali
yahu kardeşim Oğlak uçar mı diye sorar, o zaman Nohut Mustafa uçabilir der,
Horoz Ali kızarak gidelim yanına bir bakalım uçuralım bakalım göreceksin oğlak mı,
yoksa karga mı daha iyi anlarsın der. Kayanın yanına yaklaşırlar ve bir taş atarlar,
karga bir anda havalanır ve gider, bunun üzerine Horoz Ali, Nohut Mustafa bak
gördün mü, oğlak mı der. Nohut Mustafa uçtu gitti ama yine de oğlaktır,
kesinlikle senin dediğin değil diye cevap verir…
Sevgili
dostlar bizim şu andaki durumumuz yukarıda anlattığım hikâyeden hiçte farklı değil.
Gezi alanı için yapılan eylemler, gezi alanı için yapıldıysa sormamız gerekmez mi,
be kardeşim bakın gerekli önlemler alınıyor neden hala bu eylemler amacını
aşmadı mı diye sorduğumuz da, her şey yapılsa da biz bundan vaz geçmeyeceğiz
diye inatlaşma sorunu yaşayacaksak, kim farklı olduğumuzu söyleyebilir. Şu
inatlaşmayı bırakalım, gereken neyse onu uygulayalım, kimsenin canı acımadan
bunların önüne geçmek gerekir, bu da vatandaşların duyarlılığından ve devletin
merhametli elleriyle halkının başını okşamasından geçer. Bu hatırlatmalarım umarım
teğet geçilmez, yoksa gelecek acılar hepimizin yüreğini tam ortasından deler
geçer…
SOSYOLOG-EROL KEKEÇ
05.06.2013(23.50-00.50)
ÇENGELKÖY/İST
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder