Bu Blogda Ara

23 Kasım 2013 Cumartesi

DERSHANE KAPATILMASI MI,KUDRET SAVAŞI MI?

Dershane kavgası ya da paranoyası aldı başını gidiyor. Ülkenin neredeyse tüm kurumlarında konuşulan ana gündem maddesi dershanecilik ve yapılmak istenen oldu. Dershane üzerinden kudret savaşını alevlendirmek isteyen bir anlayışın, neden böyle bir kışkırtma ile gündemi işgal ettiğini soran birine rastlamadım. Ondan olsa gerek bu gün o konuları okuduğum ve anladığım kadarıyla anlatmaya çalışacağım.
Cemaatin içindeki şahin kanadı, yeter artık on bir yıl size birçok alanda hizmet verdiğimiz felsefesiyle harekete geçti. Ak partinin parti tüzüğünden de istifade ederek, Sayın Başbakan 3. Dönemini doldurarak Köşke çıkacağına göre, tamamıyla parti içi kudret biz de olmalı anlayışının bir savaşı olduğunu anlamak gerekir.Bu anlayış birçok kurumdaki yerini korumasına rağmen doğrudan iktidarı hedef aldığında daha net ortaya çıktı.Bu durum Başbakan ve ekibini doğrudan yok etmeye yönelik olduğundan bir kıvılcımla ayrılma noktasına gelmesi gerekiyordu.Cemaatin önde gelen ağabeyleri Hoca efendiyi de kendi kudret savaşlarının ortasına çekerek doğrudan,dershane üzerinden iktidarı yıpratmaya başladılar.Hiçbir gerekçe cemaatin bu gizli anlayışını örtmeye yeterli olamadı.İktidar Dershane konusundaki düşüncesini yeni oluşturmadı,2004 yılında gündeme gelen bir düşünce ve üzerinde çalışılan bir taslak var,cemaat bundan haberdardı ve hatta birçok noktasında kendileri bunları düzenlerken ne oldu da,bunlar tamamıyla Mit müsteşarı,gezi olayları ve gündemdeki olaylarla patlak vererek gün yüzüne çıktı.
Önümüzdeki yerel seçimleri dikkate alarak, bu seçimler üzerinden cemaatin ağababaları, bir çıkar grubu olarak iktidarın elini bağlamaya çalıştılar ve o kadar aşırı gittiler ki, ülkenin her köşesine bu anlayışlarını dershane üzerinden satmaya çalışıyorlar. Hatta o kadar dozu arttırdılar ki, Anayasa Mahkemesi Başkanını da bu işin içine çekmeyi becerdiler kutluyorum.(!)Çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir ilke gözetmeyen bu anlayışın sosyolojik olarak yerini belirleyecek bir sosyolog olursa ben de sevinirim. Şahsen ne tarafa koysam hiçbir tarafa uymuyor da ondan soruyorum. Sayın Başbakanın herkes tarafından pervasızca eleştirilmesini, şiddetle kınıyorum. Dershaneler eğitimin neresinde bunu soran yok, bilgi öğreten yapılar ne zamandan beri eğitimin temel dinamikleri haline geldi. Zamanın manşetini unutmadım, Eğitime büyük darbe, başlığıyla verilen bir haberin içini okumadan nereleri hedef aldığını ve kastının ne anlama geldiğini anlamayacak kadar aptal değilim. Şahsen bu manşet kıvılcımlanmanın fitilini alevlendirmiştir diyorum.
Herkes iktidarı hedef alan bir eylem karşısında birleşebiliyorsa ben orada düşünürüm. Cemaat ağababaları kendince seçim öncesi ölümü göstererek, acaba iktidarı sıtmaya razı edebilirmiyiz diye bir yanlışın içine girdiler. Sayın Başbakan olayların hepsinin bilgisine sahip, ancak bilmedikleri bir şey vardı, o da kefenimi giyerek ben bu yola çıktım diyen Başbakanın kararlılığından habersizlerdi. Geçmiş dönemdeki iktidarlardan belli menfaatler karşılığında hedeflerine ulaştıkları gibi, burada da bunu rahatlıkla yapacaklarını sandılar. Ancak öyle bir insan var ki karşımızda, kararlı olduğu ve inandığı konularda, hak için ona yanaşıp hatırlatmalarda bulunanlar hariç, diğerlerinin hiçbirini dikkate almayacak kadar dik duruşuyla her geçen gün insanların gözündeki yerini daha bir kökleştirmektedir…
Bu yerel seçimler öncesinde farklı niyetlerle ortaya çıkan hangi anlayış olursa olsun, hedefine ulaşamayacaktır. Cemaat, bir an önce yerini ve duruşunu belirlemeli, baskı grubu olarak ortaya çıkıp siyasal güç olma yolundaki amacını açıkça deklare etmelidir. Bu güne kadar yazdığım yazılarda hep mutedil olmaya çalıştım ancak geldiğimiz noktada bu açıklamaları yapmamın kaçınılmazlığını görüm…
Eğitim sisteminin neden bu kadar başarısız olduğunu anlatmayacağım. Eğitimin birçok alanında şu ana kadar, cemaat mensubu insanlar olmasına ve tüm talim terbiyedeki düzenlemelerde bunların imzası olmasına rağmen, bu gün kalkıp yersiz eleştirileri yapmanın mantığını anlamış değilim. Ben buradan şunu çıkarırım, bir ortamın sorumlusu kimse orayı iyice karıştırdıktan sonra, tam bir kaos yaratırım, hedefime varmak için de kendimi tam bir havari olarak gösterip, o taraftan sorumluluk sahiplerine yumuşak karnından tekmeyi basarım. İşte Cemaatin ağababalarının şu an yapmaya çalıştıkları tam da budur. El insaf ve vicdan lazım inasa! Milli Eğitim Bakanlığı Tamamıyla sizin kışlanız gibi hareket edeceksiniz, istediğinize kavuşabilmek için kalkıp kıyameti koparıp, biz sadece hizmet ediyoruz diyerek, amacınızı gizleyerek saldıracaksınız… Ben bu anlayışı Allah’a havale ediyorum. Şunu biliniz ki, Hep bağıranlar ve ortalığı toz dumana katmak isteyenler, doğruluklarını anlatmazlar, aslında içlerinde sakladıkları gizli hesaplarını uygulamaya sokmaya çalışırlar… İnşallah cemaatin ağababaları bu anlayıştan vazgeçer, bu hizmete gönül rahatlığı ile götürüp çocuklarını teslim eden ve her türlü desteklerini esirgemeyen cemaat müntesibi kardeşlerimizin keplerindeki burukluğu dağıtırlar, yoksa bu dağılış toplanması imkânsız olan bir dağılışa dönebilir…”Bu bir hatırlatmadır, sen hatırlat, ancak iman edenlere öğüt fayda verir…
İktidarın da yapması gereken biz yaptık oldu anlayışını yeniden gözden geçirmesini istiyorum, dershanecilik sorunun bitirilmesi şu anda eğitim sisteminin düzelmesi anlamını taşımıyor. Şahsen ben eğitim sektöründe dershanelerin okula dönüştürülmesini isterim, ancak okula gelmeden her gün müdür ve müdür yardımcılarının sürekli öğrenci yoklama fişlerini doldurarak, okula gelmeyen öğrencileri, gelmiş gibi gösteren ve sınav sorularını vererek sınıf geçiren 10 binlere öğrenci alan kaç tane okulu gösterebilirim. Bu anlayışla okula dönüştürülecek, dershanelerin okullardan daha iyi olduğunu düşünüyorum… Tüm bunların üstüne, bu işe gönül veren vefakâr ve fedakâr öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en içten kutluyorum, umuyorum ki, bu çatışmaların kurbanı bu güzide beden, beyin ve yürek emekçilerimiz olmazlar…
Bu konular şu andaki sorunların gerçek sebebi olmadığını bildiğim için, özellikle cemaatin ağababalarının tutarlı ve pazarlıksız samimi olmalarını temenni ediyorum…
SOSYOLOG-EREOL KEKEÇ
23.11.2013/İST                                                                                                                    

                                                                                                                                  

Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!