Bu Blogda Ara

21 Mart 2013 Perşembe

DEVLET TERÖRİSTLE GÖRÜŞÜR MÜ? (!)-2



İstanbul’un Fatihi Sultan 2.Mehmet’in Babasına Tekrar Ordunun Başına Geçmesi için Söylediği Söz: Eğer Padişah Ben İsem, Size Emrediyorum. Gelip Ordunun Başına Geçin. Eğer Padişah Siz İseniz, Gelip Devletinizi Düşmanlara Karşı Savunun.

* İmparatorunuza Söyleyin. Şimdi ki Osmanlı Padişahı Öncekilere Benzemez. Benim Gücümün Ulaştığı Yerlere, Sizin İmparatorunuzun Hayalleri Bile Ulaşamaz.

* Ya Ben Bizans’ı Alırım; Ya da Bizans Beni.

* Fatih Olmasaydım Ulubatlı Hasan Olmak İsterdim

* Yapmak İstediğimi Sakalımın Bir Teli Bile Bilseydi, Sakalımın O Telini Hemen Koparır ve Yakardım

* Bu Dünya Ölümlüdür. Her Fani Gibi Bende Ölümü Tadacağım.

* Dünya Devleti Ebedi Değildir. Fani Cihanda Hiç Kimse de Ölümsüz Değildir. İnsanların Dünyada Nefesleri Sayılıdır ve Ölümsüzlük Kapısı Kapalıdır. Diyen Fatih’in torunlarının yüreğine su dökecek olan Sayın Başbakanımızı tarihin tozlanmış sayfalarına bırakılmış hakikatlerini duruşu ve kararlılığı ile sergilediği için canı gönülden kutluyorum.

Sayın Başbakanımız bizim kendisinden beklediğimiz duruşunu sergilediği sürece hep yanında olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Bizim beklentilerimiz hiçbir zaman çıkarlarımız değildir, biz insan olarak nasıl yaşanılması gerekiyorsa onu ortaya koyduğu için yanındayız. Fatih ruhu yeniden dirilmekte, bu ruh bir ırki ruh değil, ya da şahsa ait bir söylem değil, bir fani olduğunu bilen ve ölümsüzlük kapısının kapalı olduğunu anlamış, şu yalan dünya da Hak olan yolda kelleyi koltuğa alan “Ya Ben Bizans’ı Alırım; Ya da Bizans Beni.”Diyebilecek cesarete sahip olan ruhtur. İşte biz Başbakanımızı bu ruhundan dolayı seviyoruz.”Ya bu barışı sağlarız ya da, bu bizi yer bitirir” diyebilen bir cesarettir. Sayın başbakanımız her şeye rağmen bu ruhu yeniden dirilterek, kınayanların kınamasına ve saldıranların hiçbir saldırısına bakmadan karar verdiği yolda yürüdüğü için biz onu seviyoruz.

Yılların taşıdığı yanlış algıları ortadan kaldırmak için öyle bir hareket etti ki, kimsenin hayal edemediği, devletin bir ilah olup olamayacağı da, sorgulanmaya başladı. Devlet, sorunları çözdüğü zaman devlet olma özelliğini korur, sorunlar her gün çoğalıyor da, devlet, bu problemleri çözme yerine devlet teröristle görüşmez diyerek bir inat sendromunu yaşıyorsa orada kendinden kaçmaktadır demektir. Bize kendinden kaçan, olayları çözmeden üstünü örtmeye çalışan, devlet lazım değil. Devlet, sorun üretmez, varsa onların yok edilmesi ve kimsenin canını acıtmadan nasıl ortadan kaldırabilirim felsefesini oluşturup onu yapmalıdır. Çok şükür ki, tüm şövenist ve ne olduğu belirsiz adını kemalizmle süsleyen bir zihniyet bu olanlardan ve olacaklardan rahatsızlık duysa da, devlet yıllardır raydan çıkıp karada bir o yana bir bu yana giden halinden kurtularak, yeniden Fatih’in temelini attığı raylara oturmaya başladı, umuyorum ki, bundan sonraki yolculuk daha hızlı olacaktır.

Sayın Başbakanımız eleştirilmez, yaptığı her şey mutlak doğrudur şeklinde yeni bir ilah oluşturma derdinde değiliz biz. Bizim vurgulamaya çalıştığımız sorgulanmasının dahi yasak olduğu, adını ananların kendilerini kodeslerde bulduğu bir dönemden bu hale geldiysek bu durum, toplumun yıllardır taşıdığı kalın kabuğunun çatırdağının göstergesidir. Bu kırılmanın kolay olmadığını ve olmayacağını herkes çok iyi bilir buna rağmen Kürt kökenli kardeşlerimizin ve bu bölgenin aydınlarının olayları hep negatif bir düzlemde ele almalarını şahsen ben anlamakta zorlanıyorum. Bunu yazarken de elim yazmak bile istemiyor ancak bir durumu da ortaya koymak zorundayız. Son dönemlerde bazı konuların daha iyi aydınlanması için PKK lideri Apo ile yapılan görüşmelerden yola çıkılarak devleti şu anda nasıl köşeye sıkıştırabiliriz endişesini taşıyan bir yığın yazılar okuduğumu biliyorum. Amaçları doğru, düşünceleri sahih insanlar hiçbir zaman toplumsal problemlerin blöflerle çözülemeyeceğini çok iyi bilir. Toplumsal problemlerin, pozitif bilimlerde olduğu gibi olmasa da, bazı yasaları vardır. Siz o yasaları dikkate almadan ağzınıza gelen her şeyi konuşarak bir sonuca gideceğinizi umarsanız sadece kendini imha edersiniz. Şu an da çözüm konusunda yapılmak istenenleri sabotaj etmek maksatlı yapılabilecek her hareket, hareketi başlatanları acıtır bunun bilinmesinde yarar var. Şu an tarihle hesaplaşma zamanı değil, herkesin insani kimliği ve hakkı ile nasıl yaşayacağını ortaya koyma ve bu topraklarda yaşayan hiçbir vatandaşı diğerinden ayrıcalıklı görmeme mücadelesinin zamanıdır.

Sayın Başbakanımızı iyi takip ederseniz onun beden dilinden okunacak çok mesajların olduğunu görürsünüz. Başbakanımızın şunu çok iyi bildiğine inanıyorum, bu topraklarda yaşayan insanlarda, psikolojinin genel bir kaidesi olan, fizyolojik güdüler sosyal güdülere göre daha öncelikli doyurulur anlayışı tersine dönmüştür.”Aç ayı oynamaz”atasözünde vurgulanan konular bazen geri tepebiliyor, yani mesele sosyal değerleriniz ise, o zaman nice insanların oynadığını görüyorsunuz. Sosyal refleksleri çok güçlü ve hiçbir fizyolojik isteği dikkate almayacak bir toplumda bir sosyal dönüşüm projesi uygulamaya çalışıyorsunuz burada çok dikkatli ve projeyi yönetme de çok sesli koro halinde hareket ederseniz, toplumun harcı olan değerlerini yerinden oynatırsınız. O zaman da Orta doğuda esen Arap kasırgaları bizim ülkemizde herhalde melteme dönüşmez, olsa olsa hortuma dönüşür. O halde soruyorum hakikaten bu topraklarda çözüm isteyen kan gözyaşı ve şehit görmek istemiyoruz diyenler insafı ellerine alsınlar, aklıselimle yapıcı ve onarıcı görüşleriyle bu projeye destek olsunlar. Şu an hiç kimsenin tarihle hesaplaşma zamanı değildir. Nazımın deyimiyle,” Hayat, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşamak bu sevda bizim.” (devam edecek…)

20.03.2013 (13.10-14.25)

Çengelköy/İST SOSYOLOG YAZAR EROL KEKEÇ



Hiç yorum yok:

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?

"SABAH YAKIN DEĞİL Mİ?
Kendini herkese uydurmak için yontmaya koyulanlar, sonunda yontula yontula tükenip giderler.

Popüler Yayınlar

Bitsin Bu Zillet

Bitsin Bu Zillet
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir. KEMAL ATATÜRK

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...

Ağlatıpta gülene yazıklar olsun!...
Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.

Senin rabbin sana senden yakın.....

Senin rabbin sana senden yakın.....

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!

omuzlarında dünyayı taşıyan küçükler!
Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....

Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun!....
"Kuşlar gibi uçmasını,balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama insan gibi kardeşce yaşamasını öğrenemedik..."

kelebek gibi hafif olun dünyada

kelebek gibi hafif olun dünyada

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

Kevserin Başında Buluşmak Umuduyla

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!

çöllerden geçerek varılır havuzun başına!